Kamuoyu adına icra edilmesi gereken bir mesleği, yaşam biçimimiz haline getirerek üstlendiğimiz için, her türlü davete icabet etmeyi gelenek haline getirmişizdir. Tabi, bunların ne denli kamu ile ilgili olduğunu göz önünde bulundurarak, zamanımızın da kıtlığını hesaba katarak davetlere icabet tercihimizi kullanıyoruz. Bu kapsamda dün, 7 Haziran’da olduğu gibi, 1 Kasım da da MHP’nin 2. sıra adayı Yavuz Aydın’ın basın toplantısına iştirak ettik. 7 Haziran’da özellikle Trabzon’un ‘Büyükliman Vadisi’ denilen kesiminde ülke ortalamasının çok ama çok üzerinde bir tercihe ve teveccühe mazhar olan, ancak buna rağmen ikinci sıradan seçilemeyen Yavuz Aydın, “7 Haziran’da direkten döndük. Bu kez golü atacağız” diyor.

*

Yavuz Aydın’ın ben diyeyim “Trabzon halkından”, siz söyleyin “Seçmenden” bu kez artan bir tepkiyle beklediği oy artışı için kamuoyuna hatırlattığı gerçeklerden biri şu: -”’Analar ağlamayacak’ diye yola çıkılan ama gelinen noktada, anaların yanında kardeşlerin, bacıların, babaların, eşlerin de göz yaşı döktüğü bir sürece geldik. Ak Partililer’in diliyle ‘Analar ağlamasın’dan maalesef ‘Ne mutlu şehit analarına’ söylemine geçtik.”

*

Aynı konuda AK Parti’nin son Trabzon mitinginde Milletvekili Süleyman Soylu’nun; Trabzon’u kast ederek “’Terör örgütleriyle de masaya oturalım’ diyenlere, bu ülkeyi böldürtmeyiz diye ders verdi” şeklindeki beyanını hatırlatan Yavuz Aydın; “Gerçekten söylüyorum. Geçmişi de hatırlayarak terör örgütleriyle masaya oturanların kafasını devlet ezsin” derken, zamanın Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın da yer aldığı Dolmabahçe deklarasyonunun fotoğrafını göstermesi, işine bu kez daha iyi hazırlandığını gösteriyor.

*

Toplantının hiç şüphesiz en dikkat çeken yanı finali idi. Yavuz Aydın’ın yanında sessiz sedasız oturan MHP İl Başkanı Muammer Demeli’nin, karayolu güzergahları başta olmak üzere şehrin muhtelif kesimlerine 298 sayılı kanunun 61. maddesi ve 554 sayılı Yüksek Seçim Kurulu kararlarına aykırı olan afiş ve flamaların kaldırılması kararına uyulmamasına gösterdiği tepkiden çok, Atatürk Alanı’na tekrar koyacakları seyyar LED ekrana karşı yapılacak olumsuz bir tavra; “Ancak cesedimi çiğneyerek kaldırabilirler” diyerek yüksek perdeden gönderme yapması dikkat çekti.

BUNLARA SEBEP...

Bu katillerin 5 yıldan beri: Köpek gibi; çorlanmalarına, İnek gibi; geviş getirmelerine, Ayı gibi; yağ bağlamalarına, Karınca gibi; stok yapmalarına göz yumarak azmalarına sebep olanlar; ben diyeyim “Ağustos”, siz söyleyin “Cırcır” böcekleridir.

TARİHİ TRABZON İÇİN SORU...

Soru: Ben diyeyim "100 yıllık", siz söyleyin "Asırlık" binaları 60-70 yıl değil, 3-5 gün önce yıkarak "Trabzon'un tarihi kimliğini koruyoruz" diyebilmek nasıl bir şeydir? Cevap: Ben bulamadım. Bulabilen göndersin!