Giresun Gümrük Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada; 2019 yılında
86 milyon 645 bin 820 dolarlık ithalat, 294 milyon 656 bin 966 dolarlık ihracat
gerçekleştiği, bir önceki yıla oranla Giresun’da ticaret hacminin 2 katına
çıkarak ve artarak devam ettiği, ihracatın ithalattan yüzde 72.28 oranında
fazla gerçekleşerek ülke ekonomisine de pozitif katkıda bulunduğu bildirildi…
Bu bilgi notunun ardından, öncelikle Giresun’da tek
gümrük kapısının Giresun Limanı olduğunu hatırlatarak yazımıza devam edelim!
Giresun, bir deniz kenti olarak, tarihi boyunca denizle
hep iç içe olmuş, denizde balık tutmuş, yeni ufuklara hep denizle açılmış
önemli bir liman şehridir. Hatta Türkiye’nin ilk sivil denizcilik okulunu 1909
yılında Giresunlu Hamit Naci kurmuştur. Yollardan önce sadece deniz yolu vardı.
Bugünkü anlamda da önemli bir durak ve gümrük noktası
olarak kullanılan Giresun Limanı; fındık ihracatının üssü, Rusya üzerinden
gelen traktör başta olmak üzere gelen birçok ürün ve malın İran ve diğer
ülkelere ihracatında önemli bir geçiş noktası, yaz aylarında ise yolcu
vapurunun uğrak yeri, kavuşmaların ve ayrılmaların mekanı olmuştur. Ama nasılsa
son 30-40 yıldır unutulan, atıl hale gelen bir limana dönüşmüş ve göz ardı
edilmiştir. Giresunlu bırakın limanda gemi görmeyi, ufukta gemi görmeyi bile
unutmuştu…
İşte hep böyle eskiye özlem duyarak ve
kaybettiklerimizi hikaye gibi birbirimize anlatarak “Keşke” diyoruz. Ama yeniyi/yeniliği
de istemiyor, elimizdekinin kıymetini bilmiyoruz/anlamıyoruz.
Neredeyse 30-40 yıl atıl kalan Giresun Limanı’nda son
yıllarda bir kıpırdanma ve hararetli bir çalışma var. Limanda inşa edilen
depolar, gelip-giden yük gemileri var. Sürekli bir trafik ve hararetli bir
faaliyet söz konusu. İşte yukardaki rakamlar bu hareketlenmenin sonucu oluşan
rakamlardır.
Diğer yandan limanın bu hareketliliğine ve gelişimine
rağmen oluşan tepkiler, anlaşılır gibi değil. Liman çalışmıyor, atıl kaldı.
Balıkçı barınağına döndü diye hayıflanırken, birden herkes çevreci, duyarlı oluyor.
Denizi göremiyoruz. Depolar niye yapıldı. Gürültü oluyor. Toz yağıyor vs. vs.
Hem gelişmek isteyeceksin, hem ticaret isteyeceksin,
hem istihdam isteyeceksin, hem ekonomi düzelsin isteyeceksin. Sonra da limanda
yapılan çalışmalara karşı olacaksın. Denizi depolardan önce görebiliyor muydun
da şimdi göremiyorsun. Kömür tozlarına ses çıkartmazken, buğday tozundan mı
rahatsız oldun? Yoksa limandan nakliye yapan kamyonların trafiğinden mi
rahatsız oldun? Yoksa bazılarının rantı, hareket alanı daraldığı için mi bu
rahatsızlık?
Giresun'da kayıklar / Kızlar fındık ayıklar / İhtiyara
kız verme / Gece gündüz sayıklar...
Türküsünde olduğu gibi; yine birileri sayıklamaya, “İstemezükkk”
diye bağırmaya başladı.
Eskiden tabi ki güzeldi ama ne Giresun eski Giresun ne
de ihtiyaçlar eskisi gibi değil. Nüfus artmış, binalar çoğalmış ve çok katlı
olmuş, hayat standartları yükselmiştir. Bu artış, çoğalma
ve yükselişlerin bedelinin karşılanması için bazı şeylerin çalışması, işlemesi
ve üretmesi lazım. Giresun limanının Giresun ekonomisine sağlayacağı katkılar
tartışılmamalı, destek olunmalıdır. Olumsuzluklar varsa düzeltilmeli, önlemleri
alınmalı ve çalışmaya devam edilmelidir. İlla ki eleştiri yapacaksak yapısal
düzenlemeler üzerinden olabilir. Mesela limanın giriş kapısı, tam da şehrin
girişinde olduğu için bir yoğunluğa sebep olmaktadır. Bunu limanın doğusuna
(küçük mendirek yanına) almak bu yoğunluğu giderebilir. Ya da Giresun limanını
destekleyecek interlandını nasıl desteklerizin çözümleri üzerinde
konuşulmalıdır.
Hem ihraçat rakamları artsın, hem ekonomi canlansın,
hem istihdam çoğalsın, ama limana depo/yatırım yapılmasın diyemezsiniz. Yaşanan
olumsuzlukları bunda sonra yapılacak doğru planlamalarla düzeltmek gerekir.
Mesela şu günlerde başlanacak Giresun dal-çık projesi limanla entegre edilerek
yaşanan trafik yoğunluğu ortadan kaldırılabilir mi?