Dünyada tüm insanlığın en fazla bağımlı olduğu ve en büyük ekonomik güç şüphesiz enerjidir.
Peki enerji nedir?
Enerji; insan hayatını konforlu ve bağımlı hale getiren
ulaşımdan ısınmaya, üretimden eğitime her alanda ihtiyaç duyulan ve kullanılan
pahalı ve hızlı tükenen bir üründür. Günümüz dünyasında en fazla fosil
yakıtlardan üretilen ve insanlığın en fazla bağımlı olduğu unsurdur.
Ancak her yerde bulunmadığı için uğrunda büyük ekonomilerin
çarpıştığı, büyük savaşların verildiği dünyanın en tehlikeli zenginliğidir de.
Petrolün bulunmasıyla zirveye tırmanan bu enerji bağımlılığı insanlığa konfor
ve huzur getirmesi gerekirken en fazla kan ve savaş nedeni de olmuştur. İki yüz
yıldan fazla bir zamandır petrole bağımlı hale getirilen insanlık ona ulaşabilmek
için sürekli savaşmak ve kan dökmek zorundadır. Çünkü günümüz teknolojisi büyük
oranda petrol ve ürünlerine bağımlıdır ve petrolde her ülkede çıkmamaktadır.
Petrole sahip ülkeler petrole bağımlı teknolojiler sayesinde ekonomik olarak
güçlenip hükmederken, petrole sahip olmayan ülkelerde petrole bağımlı
teknolojiler yüzünden petrol sahibi ülkelere büyük bedeller ödemektedirler. Bu
bedel her zaman para olarak değil zaman zaman kan olarak, can olarak da
ödenmektedir. Günümüz dünyasında petrol ve enerji savaşlarının en üst düzeyde
nasıl devam ettiğini hepimiz görebiliyoruz.
Oysa enerjinin onlarca alternatifi bulunmaktadır. Güneş,
rüzgar, su/hidroelektrik, joetermel enerji, doğalgaz, kömür, bio enerji,
nükleer enerji gibi. Saydığımız enerji kaynakları da üretilip kullanılmakta ama
en yaygını ve ekonomik olarak en büyük paya sahip olanı kuşkusuz petroldür.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi günümüz teknolojileri 200 yıldır ya petrole ya
da petrole bağımlı enerji üretimlerine göre geliştirilmiştir.
Bilindiği gibi ülkemiz petrol ve petrol bazlı enerji
üretiminde neredeyse yüzde yüz dışa bağımlıdır. Tüm motorlu taşıtlar petrol
ürünleri olan benzin, mazot ve türevleriyle çalışırken, tüm motor ve
makinelerde kullanılan yağlarda petrolden üretilmektedir. Ülkemizdeki motorlu
taşıtların fazlalığını da göz önüne alırsak bu bağımlılığın ve ekonomik bedelin
ne kadar büyük olduğunu siz hesaplayın. Petrolün yanında doğalgaz üretimi de
olmayan ülkemiz son yıllarda yaygınlaşan doğalgaz kullanımı ile de bu ekonomik
bağımlığını sürekli artırmaktadır. Ülkemizde en fazla elektrik enerjisi ise
barajlar ve Hidro Elektrik Santralleri (HES) ile üretilmektedir. Doğal ve ucuz
olan bu üretim kurulum maliyetleri yüksek olmasına rağmen en yaygınıdır. İkinci
sırada Termik santraller ve son yıllarda çok sınırlı da olsa rüzgar ve güneş
enerjisi üretimine yönelinmiştir.
İşte devletimiz 100 yıldır baskılanan ve dışa bağımlı
bırakılan enerji ihtiyaçları için son yıllarda büyük hamleler ve çabalar içinde
büyük bir mücadele vermekte, nükleer enerji de dahil olmak üzere, alternatif
enerji üretimleri, HES’ler, doğalgaz ve petrol arama faaliyetlerine hız
vermektedir. En büyük ekonomik savaş olan enerji savaşlarında büyük mesafeler
kaydeden devletimiz, enerjide dışa bağımlılığımızı büyük ölçüde ortadan kaldıracak
hamleleri ard arda atmıştır. Karadeniz’de ve Doğu Akdeniz’de devam eden
arayışlar belki de siz bu satırları okurken son buldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın
Cuma günü vereceği/verdiği müjdenin ülkemizin enerji bağımlılığını sona
erdirecek bir müjde olduğunu düşünüyorum. Güçlü bir ülke olmanın ekonomik ve
stratejik anlamda tek ve en büyük çıkışı enerjide kendi kendine yeterli
olmaktır. Türkiye’de bu anlamda kendi kendine yeten ülkeler arasında yerini
alacaktır/almıştır…