SON DAKİKA
SON DAKİKA


Telefona değil, sevdiklerimize sarılalım
23.10.2019
Merhabalar,
Hafta sonu bir nedenle şehir dışına çıkarken Trabzon’a gökyüzünden şöyle bir baktım ve bu bakış beni aldı, götürdü.
Trabzon’da yaşayanlar Meydan’ın eski halini bilirler. Aşıklar Parkı olarak bilinen parkın karşısında babaannem ve dedemin oturduğu ev vardı. Şehrin orta yerinde olmasına rağmen çiçeklerle dolu ve saatlerce evcilik oynadığım, ip atladığım, içinde bir nar ağacının olduğu bahçesi olan, yola ve parka bakan kısmı cumbalı, her sabah radyodan yükselen müzik sesi ile uyandığımız o güzel ev. Hafta sonlarındaki sabahlar ise herkesin bir arada olduğu, radyoda sohbeti bölmeyecek ama kendini hissettirecek TRT şarkıları, Trabzon’un dumanı üzerinde tütecek kadar sıcak gelen meşhur pideleri ile daha bir başka olurdu. Parkın yeşilliklerini evin içinde hisseder, diğer taraftan uçsuz bucaksız denizin maviliğinde kaybolurduk. Dedemin yanında konuşur, güler ama dede-torun ilişkisindeki saygı seviyesini hep korurduk. Abdest almaya gittiğinde elimizde havlu ile onu kapıda bekler, Ramazan günlerinde teravihden gelirken hiç dillendirmemiş olmamıza rağmen dönüşte bize getirecek olduklarını merakla beklerdik. Hatta getirdiklerinin camiden verilmediğini, onları kendisinin aldığını yıllar sonra öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Mümkün müydü tabi ki her akşam dondurma, çikolata, meyve ya da başka şeylerin dağıtılması? Çocukluğun en güzel tarafı da buydu belki de, gördüğüne sorgulamadan inanmak.. Babaannemin o güzel tebessümü, boş vakitlerinde okuduğu dergileri, aldığı notlarının olduğu o küçük defteri, aynı lezzeti bir daha hiç bulamadığım yemekleri, uzaktan gelip meydanda işi olanların uğradığı o ev içerisindeki telaşı daha dün gibi. Hepsi çok güzel günlerdi ama geçti, gitti, bitti. Üzerimde çok emekleri olan babaannem ve dedemi bu vesileyle rahmet ve minnetle anıyorum, mekânları cennet olsun. 

Uçuş sırasında tüm bunları ve bugünü düşündüm. O dönemdeki sohbetlerin sıcaklığını bugün bulmak çoğu zaman mümkün olmuyor. Teknoloji çağının güzelliklerini doya doya ve memnuniyetle yaşıyoruz ama sevdiklerimize ne kadar vakit ayırıyoruz? Son yıllarda onların yanındayken bile elimizden telefonları düşürmüyoruz, hal hatır sorarken bile arada bir sosyal medya hesaplarımıza bakıyoruz. Tam da şu anda, seyahat amacıyla geldiğim şehirde, herkesin o meşhur kahve bardağıyla bir fotoğrafı olduğunu tahmin ettiğim bir cafede kahvemi içerken etrafıma bakıyorum. Ben yalnız olduğumdan “mecburen(!)” telefonla bunları yazarken, kalabalık masalardakilerin de benden farksız olduğunu, sohbet etmek yerine telefonla vakit geçirdiklerini görüyorum. Artık çocuklar sokaklarda oyun oynamak yerine bilgisayar oyunlarıyla, gençler evlerde sabahlara kadar süren muhabbetler yerine sosyal medya hesaplarından yaptıkları sohbetlerle vakit geçiriyorlar. Ve en önemlisi sevdiklerimizle, büyüklerle ve bir birimizle zaman geçirmek yerine telefon ya da bilgisayarlarımızdaki dünyamıza vakit ayırıyoruz. Sosyal medya üzerinden gösterdiğimiz sevgi ve ilgiyi gerçeğe dönüştürmek, büyüklerin kıymetini hayatta iken bilmek, geçen her saatin telafisi olmadığının farkına vararak yaşamak varken bizler kolay olanı seçiyoruz. Uzun bayram tatillerini bir araya gelmek yerine tatil için fırsat görüp bir de birbirimizden uzaklaşmaya vesile kılıyoruz. Bizden sonraki nesiller bayram ziyaretlerininin lezzetini, tüm ailenin bir arada olduğu hoş sohbetle süslenmiş kahvaltıları, duygu yüklü mektupları, elimize alıp baktığımız fotoğrafları, sarılmanın sıcaklığını zamanla unutacak belki de. 

İşte bu yüzden bunları yaşatmak adına teknolojiden elbette yararlanarak ama tüm bunlardan da kendimizi ve sonraki nesilleri mahrum bırakmayarak yaşamak lâzım diye düşünüyorum. Sıkıca sarılmanın yerini ne telefonda söylenen güzel sözler, ne de edebi yönü kuvvetli bir mesaj tutabilir. Sevdiklerimize sımsıkı sarılalım ve geleceğin kimseye vaat edilmemiş olduğunu unutmayalım. 
Sağlıcakla kalın... 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap