SON DAKİKA
SON DAKİKA


Salgında Yaşamak
9.10.2021

Merhabalar. Salgında günlük 30 binin üzerine çıkan vaka sayılarına ulaştık. Hastalığı tanımamıza ve anlamamıza, korunma yollarını en ince ayrıntısına kadar öğrenmemize ve aşılanma oranlarımızın her geçen gün artmasına rağmen, sizce neden vaka sayılarımızda hala artış görüyoruz?

Bunun bir kaç sebebi var. Şimdi bu sebepleri irdeleyelim.

Öncelikle hepimiz süreç uzadıkça bunaldık, yorulduk, sıkıldık ve son dönemde bir boş vermişlik moduna girdik. Askıya aldığımız insan ilişkilerimiz hareketlendi, sonbaharla birlikte kapalı ortamlarda bir araya gelmeye başladık, “Bende hastalık yok, maskeni çıkar, rahat et” diyenlere kandık. Hiçbir şikayete neden olmadan da virüsü taşıyabileceğimizi ve bulaştırabileceğimizi düşünemedik.

Evlerde bir araya gelmeyelim diyenlerden isek restorant ve kafelerde buluştuk, mesafesiz oturuş pozisyonlarında maskesiz konuştuk, yedik, içtik, sohbet ettik.

Açık hava olmadan asla olmaz dediysek de “Nasıl olsa dışarıdayız, uzun zamandır görüşmedik, bir sarılalım, öpüşelim” ya da “Açık havada maskeye ne gerek var?” diyerek yan yana oturduk, içilen sigara dumanını üflerken virüs içeren damlacıkları da karşımızdakine sunduk.

Tam doz aşı yaptırdık diye her şey bitti sandık. Aşılı da olsak hasta olma ihtimalimiz bulunduğuna, hastalık oluşturmasa da taşıdığımız virüsü bulaştırabileceğimize inanmadık. Aşı uygulamalarının hastalık şiddetini ve bulaşma oranlarını azalttığını bilmekle birlikte, bunun korunmayı bırakmak olmadığını anlayamadık. Aşının çok açık ve net şekilde hastalığı ve ölüm oranlarını azalttığını görmekle birlikte, aşılanmaktan kaçındık.

Okulların açılması ile birlikte çocukları ve onların temasta oldukları ailelerini koruyamadık. Maske-mesafe dedik ama çocukları okullarda mesafeli oturtamadık, maske kullanma konusundaki yanlışlarını düzeltemedik, evde yeterince eğitemedik, teneffüslerde bir araya gelmelerini engelleyemedik. Her sınıfta kuralla uymayan tek bir kişinin bile tüm sınıfı tehlikeye atacak şekilde davranmış olacağına kimseyi ikna edemedik. Okullarda maske-mesafe adına kuralları hem sınıf içi, hem de sınıf dışı düzenleyemedik, uyum konusunda hassasiyet sağlayamadık. Virüsün hasta çocuklardan birbirlerine, sonra da evlerine taşınmasını engelleyemedik.

Toplu taşıma araçlarında mesafeyi koruyamadık, maskeyi zaten olması gerektiği şekilde kullanamadık. Ağzına kadar dolu, tıklım tıklım otobüslere bir çözüm bulamadık. 

Hasta olduğumuzda karantina sürecine uyumu giderek azalttık. İnsanlarla iletişimden kaçınmadık. Hasta iken kendimizi ve bizimle temas edenleri saklayarak, gizleyerek sosyal hayatlarına devam etmelerini sağlamanın bizler ve onlar adına iyi bir şey olduğuna inandık ama bulaşmaya neden olmanın vebalini de aldığımızı anlayamadık.

Salgının uzaması gibi nedenlerin uzamasının da tek bir çıkış noktası var ki, bunu da hep söyledik ama uygulayamadık. Bizler salgında ve salgına rağmen yaşamayı öğrenemedik. Hep bitsin ve normal yaşantımıza dönelim diye bekledik. Bitmediğini görünce de kolayı seçtik. Gerçekleri kabullenip şartlara uyum göstermek varken, virüs bize uyum göstersin dedik ve tekrar günlük 30 bine ulaşan pozitifliğe geldik.

Şimdi her şeyi tekrar gözden geçirme zamanı. Lütfen bireysel tedbirlerinize bir de bu gözle bakın.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap