Merhabalar. Salgında günlük 30 binin üzerine çıkan vaka
sayılarına ulaştık. Hastalığı tanımamıza ve anlamamıza, korunma yollarını en
ince ayrıntısına kadar öğrenmemize ve aşılanma oranlarımızın her geçen gün
artmasına rağmen, sizce neden vaka sayılarımızda hala artış görüyoruz?
Bunun bir kaç sebebi var. Şimdi bu sebepleri irdeleyelim.
Öncelikle hepimiz süreç uzadıkça bunaldık, yorulduk,
sıkıldık ve son dönemde bir boş vermişlik moduna girdik. Askıya aldığımız insan
ilişkilerimiz hareketlendi, sonbaharla birlikte kapalı ortamlarda bir araya
gelmeye başladık, “Bende hastalık yok, maskeni çıkar, rahat et” diyenlere
kandık. Hiçbir şikayete neden olmadan da virüsü taşıyabileceğimizi ve
bulaştırabileceğimizi düşünemedik.
Evlerde bir araya gelmeyelim diyenlerden isek restorant ve
kafelerde buluştuk, mesafesiz oturuş pozisyonlarında maskesiz konuştuk, yedik,
içtik, sohbet ettik.
Açık hava olmadan asla olmaz dediysek de “Nasıl olsa
dışarıdayız, uzun zamandır görüşmedik, bir sarılalım, öpüşelim” ya da “Açık
havada maskeye ne gerek var?” diyerek yan yana oturduk, içilen sigara dumanını
üflerken virüs içeren damlacıkları da karşımızdakine sunduk.
Tam doz aşı yaptırdık diye her şey bitti sandık. Aşılı da
olsak hasta olma ihtimalimiz bulunduğuna, hastalık oluşturmasa da taşıdığımız
virüsü bulaştırabileceğimize inanmadık. Aşı uygulamalarının hastalık şiddetini
ve bulaşma oranlarını azalttığını bilmekle birlikte, bunun korunmayı bırakmak
olmadığını anlayamadık. Aşının çok açık ve net şekilde hastalığı ve ölüm
oranlarını azalttığını görmekle birlikte, aşılanmaktan kaçındık.
Okulların açılması ile birlikte çocukları ve onların temasta
oldukları ailelerini koruyamadık. Maske-mesafe dedik ama çocukları okullarda
mesafeli oturtamadık, maske kullanma konusundaki yanlışlarını düzeltemedik,
evde yeterince eğitemedik, teneffüslerde bir araya gelmelerini engelleyemedik.
Her sınıfta kuralla uymayan tek bir kişinin bile tüm sınıfı tehlikeye atacak
şekilde davranmış olacağına kimseyi ikna edemedik. Okullarda maske-mesafe adına
kuralları hem sınıf içi, hem de sınıf dışı düzenleyemedik, uyum konusunda
hassasiyet sağlayamadık. Virüsün hasta çocuklardan birbirlerine, sonra da
evlerine taşınmasını engelleyemedik.
Toplu taşıma araçlarında mesafeyi koruyamadık, maskeyi zaten
olması gerektiği şekilde kullanamadık. Ağzına kadar dolu, tıklım tıklım
otobüslere bir çözüm bulamadık.
Hasta olduğumuzda karantina sürecine uyumu giderek azalttık.
İnsanlarla iletişimden kaçınmadık. Hasta iken kendimizi ve bizimle temas
edenleri saklayarak, gizleyerek sosyal hayatlarına devam etmelerini sağlamanın
bizler ve onlar adına iyi bir şey olduğuna inandık ama bulaşmaya neden olmanın
vebalini de aldığımızı anlayamadık.
Salgının uzaması gibi nedenlerin uzamasının da tek bir çıkış
noktası var ki, bunu da hep söyledik ama uygulayamadık. Bizler salgında ve
salgına rağmen yaşamayı öğrenemedik. Hep bitsin ve normal yaşantımıza dönelim
diye bekledik. Bitmediğini görünce de kolayı seçtik. Gerçekleri kabullenip
şartlara uyum göstermek varken, virüs bize uyum göstersin dedik ve tekrar
günlük 30 bine ulaşan pozitifliğe geldik.
Şimdi her şeyi tekrar gözden geçirme zamanı. Lütfen bireysel
tedbirlerinize bir de bu gözle bakın.
Sağlıcakla kalın.