SON DAKİKA
SON DAKİKA


Karar sizin!
29.06.2021

Merhabalar.

Salgının başladığı günden bu yana her alanda olduğu gibi bu konuda da fikir ayrılıklarımız, farklılıklarımız oldu ve elbette olabilir ama bilimsel olarak ispatlanmış konulara bile direnç gösteren ya da hep ikna edilmek için çaba gösterilenler de azımsanmayacak kadar çoktu.

Önce, dünyanın her yerine yayılan, kasıp kavuran fakat ülkemizde henüz hiç vaka görmediğimiz dönemde salgınların sınır tanımayacağını unutanlar, ülkemize ulaşamayacağını iddia etti. Bunun mümkün olmayacağı çok açıktı ve dünyadaki ilk vakadan yaklaşık 2.5 ay sonra, bizler de ilk hastamıza tanık olduk.

Sonrasında hastalığın varlığına inanmayan bir kesim oldu ve halen var. Hasta olarak yatan, akciğer tutulumu olan, nefes alamayan bazı hastalara bile hastalığı hakkında bilgi verirken, önce salgın ve hastalık varlığına ikna etmeye çalıştık.

Hastalık varlığına ve bulaşıcılığına inanmayan, korunmayan ve bu nedenle de etrafa bulaştıracağından kaygı duyduklarımızı, korunmalarını sağlamak adına ikna için uğraştık.

Maske kullanmak gerekli değil diyenlerle deyim yerindeyse mücadele ettik. Oysa damlacık yolu ile bulaşan hastalıklardan maske ile korunmak gerektiği yıllardır bilinen bilimsel bir gerçekti. Maske kullanılmasının en temel nedeni, virüs bulunan kişiden etrafa yayılmasını engellemek olduğu için, öncelikli olarak maske kullananları korumak adına, kullanmayanları ikna etmek için çaba gösterdik.

Şimdi aynı direnci aşıda görüyoruz. Elbetteki  bu aşılarla ilgili yıllardır devam eden çalışmalar yok çünkü hastalık yeni. Ülkemizde şu anda olan ve kullanılanlar da bu vakte kadar en çok uygulanmış, en çok tecrübe edilmiş ve uygulanan kişi sayısı ile üretim teknolojisi açısından güvenilir diyebileceğimiz grupta. Bugüne kadar ülkemizdeki uygulamalar sırasında ciddi bir olumsuzluk, daha doğrusu göz aradı edilmeyecek oranda istenmeyen etki görmedik, diğer aşılardan bu anlamda anlamlı bir farkı da olmadı. Sıklıkla aşı uygulanan yerde hassasiyet gibi lokal etkilerle karşılaştık ki, bu zaten beklediğimiz bir şeydi, tıpkı halsizlik, hafif ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı gibi sistemik vücut yanıtımızın oluşturduğu etkiler gibi.

Salgın boyunca olduğu gibi bu dönemde de aşı karşıtı olmadığını söyleyen fakat etki ve istenmeyen etki konusunda da garanti isteyen bir grup var. Bu “garantiyi” poliklinikte aşı önerdiğim bir hastamın “Yüzde yüz garanti verirseniz aşı olurum” cümlesinden hareketle ifade ettim.

Hayat ne yazık ki %100 garantili bir yer değil. Nefes alırken bile verebileceğimiz garanti değilken böyle bir şey söylemek mümkün olabilir mi? Hiç bir koruma ya da tedavi yöntemi, her şeyin tam ve istediğiniz gibi olacağını garanti etmez. Bizler hekim olarak sizlere bilimsel verilerle destekli bilgi veririz, bildiklerimizi ve önerimizi aktarırız fakat son kararı da sizlere bırakırız. Sizler de, doğru kaynaklardan aldığınız bilgileri harmanlar ve kendi sorumluluğunuzu alarak kararınızı verirsiniz.

Aşı ile korunulabilir hastalıklarla mücadelede aşıların önemi ve gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyor, güzel günler diliyorum.

Karar sizin!

Sağlıcakla kalın…

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap