SON DAKİKA
SON DAKİKA


Biz geldik!
21.08.2021

Merhabalar.


Yoğun geçen ve yorulduğum bir nöbetin sabahındayım şimdi. İlk kez yorgunluğumu bu kadar az hissediyorum belki de, içimde tuhaf bir heyecan var çünkü.

Bir kaç zamandır çocukluğumun en güzel yıllarının geçtiği Divriği düşmüştü aklıma, yüreğime. Çocuk gözüyle o yıllardaki hali kalmıştı hafızamda ama acaba şimdi nasıldı, değişmiş miydi, aynı tadı verir miydi diye düşünmeye başlamıştım bir zamandır.


Kardeşim bir süre önce çocukluktaki gibi hep birlikte oraya gitme planından bahsetmişti ama hem salgın dönemi, hem de benim yoğun çalışma tempom nedeniyle bunun imkansız olacağını ifade etmiştim. Annem, babam, kardeşim ve yeğenim Ela ile planlanan gezi programı ile görülecek yerleri konuşurlarken tarif edemeyeceğim bir istek düştü içime. Yaşadığımız evi, yürüdüğüm sokakları, bisiklet sürdüğüm caddeyi, top oynadığımız alanı, iğde kokulu yolları, alışveriş yaptığımız bakkalı, okulumu, tören alanını ve o anda aklıma gelen her yeri şu anki halim ve hissettiklerimle tekrar görmek istedim ama basit bir istek değildi bu. Öyle bir istekti ki, olmayacağı oldurdu ve ben kendimi yolda buldum.

Şimdi annem, babam, kardeşim ve ben, bir de yeğenim Ela’mız ile Divriği yolundayız. Araç bizi oraya ulaştıracak olan vasıta değil zaman makinesi sanki. Hissettiklerimin tarifi yok.

Yol boyu ilerlerken orada yaşadığımız zamanlara ait anılarımızı konuşuyoruz. Bazen birimizin anlattığını diğerimiz hatırlamıyor, bazen anımsayamadığımız isimler konusunda birbirimizden yardım alıyor, bazen kahkahalarla gülüyor ve bazen de hüzünleniyoruz.


Anneme o dönemlerde pikniğe giderken arabada söylediği şarkıyı söylemesi için ısrar ediyoruz, babama dere kenarında evi olan ve oynamaktan büyük zevk aldığımız personelinin ismini hatırlaması için ipuçları veriyoruz, kardeşimle çocukluk maceralarımızı anlatıp gülüyoruz ve yolun nasıl geçtiğini anlamadan Divriği’ye yaklaştığımızı hatırlatan Cürek’i görüyoruz. Vakit kaybetmeden merkeze ulaşmak için altında oturduğumuz ağaçları, o dönemde yüzdüğümüz belki de şimdilerde olmayan havuzu, çiçekli bahçeleri görmeden geçiyoruz ve uzaktan da olsa ilçeyi, Ulu Cami’yi, kaleyi, evleri yani Divriği’yi görüyoruz.


Nasıl bir heyecan, nasıl güzel hisler, nasıl bir mutluluk anlatamam. Hepimiz “Şurası ne, burada kim vardı, aaa evet, bu yol orası mı şimdi” gibi daha çok eski-yeni karşılaştırmaları yaptığımız cümlelerle ilçeye giriş yapıyoruz. Yol yorgunuyuz belki ama hepimiz önce yaşadığımız evi görmek istiyoruz. Çocukken çok geniş gelen fakat şimdi normal genişlikte bulduğum bir yoldan yaşadığımız eve doğru değil de adeta bizler çocukluğumuza, annem-babam gençliklerine, hepimiz geçmişe, anılarımıza doğru içimizdeki mutluluğa eklenen biraz da hüzünle ilerliyoruz. Adını geçmiş koysak da bir kez daha anlıyoruz ki geçmiş, geçmemiş. Geçen sadece zaman.. Geçmeyen yaşanmışlıklar, anılar ve duygularla geçen zamana elbette meydan okumuyoruz, hepsine kucak açıyoruz, sevgiyle sarılıyoruz ve biz geldik diyoruz.

Evet, çocukluğumuz, gençliğimiz, anılarımız… Biz geldik!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap