Merhabalar.
Temmuz ayındaki yeni uygulamalar ve salgındaki normalleşme
sürecini sanırım yanlış anladık, sanki salgın bitmiş, nüfusun çoğu aşılanmış ve
istediğimiz toplumsal bağışıklığa ulaşmışız gibi düşündük. Halbuki ne salgın
bitti, ne de toplumsal bağışıklıkta hedeflediğimiz düzeye ulaştık.
Hasta sayısı, yoğun bakım ihtiyacı ve vefat sayısı azaldı
evet ama hala yeni tanı almış hastalarımız, hala yoğun bakım ihtiyacı olanlar
ve hala kayıplarımız var. Yani hızı azaldı ama salgın henüz ne yazık ki
bitmedi.
Sağlık personelinin aşılanmaya başladığı Ocak ayından bu
yana 7.aya ulaştık ve sağlık personeli için hatırlatma dozu anlamında 3.kez
yeniden aşı süreci başladı. Aynı durum 65 yaş üzeri için de geçerli. Yani aşı
uygulamasının ilk yapıldığı grup olan sağlık personeli ve 65 yaş üzeri
kişilerin korunma konusundaki hassasiyetleri, bir süre daha ilk gün olduğu gibi
devam etmeli, gerekli önem ve özen gösterilmeli ki, önümüzdeki günlerde
özellikle bu grubun hasta olduğu bir vaka sayısı artışı görmeyelim.
Uygulanan 3.dozun etkin olması için süreye de ihtiyaç
olduğunu hatırlatmakta fayda var. Ayrıca aşı, uygulanan herkesi koruyacak diye
bir şey de yok ama aşının hastalığın şiddeti, yoğun bakım ihtiyacı ve ölüm
oranlarını azalttığı çok açık. Bir çalışmada, aşı olmasına rağmen Covid19’a
bağlı hastalık tablosu gelişenlerin daha düşük viral yüke ve daha az
bulaştırıcılığa sahip oldukları gösterilmiş. Yani toplumsal bağışıklığımızın
artması hastalığın bulaştırıcılığını da azaltacak. İşte tam da bu nedenle
aşılanmaya sadece bireysel olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir görev
bilinciyle de bakmak gerek.
İngiltere aşının ne kadar etkin olduğunun güzel bir örneği.
Salgının 3.dalgasında artan ve 2.dalgadakine neredeyse yakın olan vaka sayısına
rağmen, hastaneye yatışların ve ölüm oranlarının 2.dalgaya göre çok daha az
olduğu istatistiksel olarak da gösterildi. Bu bize aşılanmanın ne kadar etkin
olduğunun açık bir kanıtı.
Hem çevremde, hem de cadde ve sokaklarda gördüğüm manzara
eski günlerdeki gibi iyi hissettirse de, 10-15 gün sonra artabilecek vaka sayısı anlamında ürkütüyor. Çünkü ne doğru
maske kullanımı kaldı, ne de mesafe. Herkes adete ayrı kaldığı vakitlerin
acısını çıkarıyor. Bu kadar rahat olmak için henüz gerçekten çok erken.
Toplumsal bağışıklık sağlanmadan ve yeni tanımlanmış varyantlar varken bir süre
daha hem kendimizi, hem de özellikle 65 yaş üzerini, ayrıca çocuklar ve tüm
sevdiklerimizi korumak adına dikkat etmek zorundayız.
Virüs yapısını değiştirse ve farklı varyantlarla karşımıza
çıksa da endişelenmeye gerek yok çünkü ne kadar değişirse değişsin korunma
şeklimiz yine aynı, maske-mesafe-hijyen dışında önerilen bir şey yok.
Bireysel ve toplumsal bağışıklık için aşılanmak, bunu
sağlayıncaya kadar da korunmaya devam ederek bu sürece katkı sağlamak hepimizin
görevi. Güzel günlere ulaşmanın tek yolu bu. Sağlıcakla kalın.