Polikliniğime gelen hastalara verem hastalığından bahsedince çok şaşırıyorlar   “Hala verem görülüyor mu” sorusunu yöneltiyorlar. Bugün de ben şaşkınlık yaşadım ama benimki biraz daha farklı boyuttaydı. Hastalığın görülmesi ile ilgili değil hastalığın seyri hakkındaki detay bilgi eksikliğindendi.

Almanya’da yaşayan ve uzunca bir süre Alman doktorlar tarafından takip edildikten sonra kalp damar cerrahisi hekimimizin tüberküloz perikardit (veremin kalp zarını tutması) tanısıyla yönlendirdiği hastamın şükür 9 ay süren tedavisini sonlandırdım.

Tüberküloz tedavisini Almanya’da takip ettirme şansının olmamasından dolayı tedavisinin ilk 3 ayını ailesinden uzak Türkiye’de geçirdi. Başlangıç tedavisinin sonlandırılmasından sonra idame tedavisine geçince Almanya’ya gidebileceğini söylemiştim. Tedavisini tamamlayan hastamız kalp çevresinde biriken sıvıdan tamamen kurtuldu ve erken bir müdahale ile oyalanmadan tedaviye başlayarak sıvının ileriki dönemde kireçlenerek iyileşmesinin önüne geçtik.

Hastam için zor bir süreçti; ilginç olan tüberküloz tanımızla Almanya’ya gittiğinde 1 yıldır perikardiyal sıvının sebebini araştıran ve Türkiye’de aklımıza gelmeyen bir seri test yapıldığı halde tüberküloz perikardit tanısını duyunca şaşıran hekimlerin olmasıydı.  Aslında bunlara hekim denmemeliydi, bu kişiler tıp bilimini geliştirmeye çalışan kişilerdi. Sadece bilim yaparken hastayı ve değerlerini unutmuş olabilirlerdi ama bilim yapıyorlardı. Almanya’da hastanın uzman hekime ulaşması çok güçtü, bizim Türkiye’de yaptığımız hekimliği Almanya’da dışarıdan getirttikleri hekimlere yaptırıyorlardı ve kendi hekimleri bilim yapıyordu. Hastamın Almanya’da yaptırdığı kan tetkiklerini görünce şaşırmıştım, ne anlama geldiğini bilmediğim bir seri parametreyi kanda çalışmışlardı ama verem hastalığının kalp zarını tutabileceğinden habersizlerdi. Karşımda; eğitim düzeyi ve algılaması iyi olmayan bir hasta olsaydı; söylediklerine ben de inanmazdım.

Şimdi buna sevinelim mi? Bir hastanın hayatını kurtarıyorsunuz ve hasta gözünden bakınca çok iyi hekimsiniz. Ama ben; bir hekim olarak demez miyim “biz nelerle uğraşıyoruz Alman hekimler nelerle uğraşıyor.”

Hekimliğin ikiye ayrılması gerektiğini düşünmekteyim. İlki hasta ile birebir ilgilenen ona dokunan, sağlığından sorumlu olan grup, ikincisi ise bilim yapan, sahadaki hekimin işini kolaylaştıran ülke tıbbının kalkınması için çabalayan grup. Türkiye’de ikinci grup var mı sizce?

Biz tüm hekimlerimizi sahaya salmışız birinci basamak hekimlik yaptırıyoruz çok kıymetli hocalarımızı da küstürüp özel hastanelerde kendisine zor ulaşılan hekimler durumuna sokmuşuz. Hekim olarak ben böyle düşünüyorum, peki vatandaş olarak siz ne düşünüyorsunuz?