Bir erkek,
evlatlarına baba olmayı beceremezse, o adamdan hiçbir şey olmaz. Baba,
evlatlarını iyiliğe, dürüstlüğe, doğruluğa, insanlara yardıma, çalışmaya değil
de, hırsızlığa, soyguna, insan öldürmeye, harama el uzatmaya, kötülüğe bilerek
iterse, o her türlü aşağılanmayı hak etmiştir. Böylelerine insan da denemez,
baba da denemez…
Erdoğan’ın
şu iki konuşmasını duyunca, bir an kendime gelemedim, donakaldım! Erdoğan;
“Bakın, hırsızlık evlattan babaya geçmez. Babadan evlada geçer!” Erdoğan;
“Fakir neden fakirdir bilir misiniz? Çalmasını bilmediği için fakirdir!” Bu iki
cümleyi söyleyen ağız, sizce hangi insanlık değerlerini yerle bir ettiğinin
farkında mıdır? Ahlak, namus, dürüstlük, helal kazanç emreden tüm semavi
dinler, bu iki cümleyi kabul eder mi?
Tüm varlıklı
insanları hırsız olarak suçlamak, tüm dar gelirli insanları hırsızlığa teşvik
edip aşağılamak olarak algılanacak bir anlayışa sahip birini mahalle bakkalınıza
çırak olarak alır mısınız? Bu baba, Müslüman olduğunu ve beş vakit namaz
kıldığını söylüyorsa; “Bir kez gönül yıktın ise/ bu kıldığın namaz değil/
Yetmiş iki millet dahi/ Elin yüzün yuğmaz değil” diyen Yunus Emre’ye ne
diyeceğiz?
Peki,
evladını hırsızlığa kötülüğe iten baba, evladının suçundan, günahından sorumlu
olmaz mı?
Örnek
verelim; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun iddiasına göre, eski İçişleri
Bakanı Muammer Güler’in oğlunun, aylık 20 bin avro’ya kaldığı rezidansının
yatak odasında çok sayıda “para sayma” makinesi ve milyonlarca döviz bulundu.
Baba Güler’in, oğlu ile konuşurken polis takibine yakalandığı telefon tapesinde
neler söylediğini herkes bilmiyor mu? (Bu tapelerin doğruluğu ispat edildi) Oğul
Güler elbette suçlu. Öz oğlunu, bu yola iten baba hırsız değil mi? Peki, olayın
kendisine dayanacağını görüp, tüm bu hırsızlıkları kapatan kişi veya kişiler
sizce dürüst kişiler midir?
Bu rezillik
BİR TANE olsa, kişisel bir ahlaksızlıktır deyip yargıya havale edersiniz ve
olay kapanır gider. Şimdi bazı babalar ve oğullarının adlarını verip, olayı
Türk Milletinin vicdanına havale edelim! Bakalım Türk Milleti ve özellikle
AKP’ye oy veren mütedeyyin insanlar kendi çocukları işsiz iken, bu gençler için
ne diyecekler?
17/25’te,
istifa etmek zorunda kalan Bakanların çok zengin olan çocukları? Dedesi Polis,
babası polis olan fakat muazzam bir servete sahip olan Tolga Ağar? Bilal
Erdoğan ve Berat Albayrak’ın mal varlıklarını bilen var mı? Süleyman Soylu’ nun
oğlu Engin’in ne kadar zengin olduğunu biliyor muyuz? Binali’nin oğlu Erkam
Yıldırım. Kendini savunmaktan aciz bu gencin kendi başına iş yaptığını, küresel
çetenin bir piyonu olduğunu anlayamadık ise, daha çok soyuluruz!
Sadece bu
kadar mı?
Üniversite mezunu yüzbinlerce gencimiz işsiz gezerken, kokain partisi veren AKP’li sonradan görmeleri mi dersiniz, yabancı ülkenin vatandaşı olan cahillerin T.C Büyükelçisi yapılmasını mı dersiniz, Allah’tan korkmadan kuldan utanmadan 3-5-7-11 maaş alan yüzsüzleri mi dersiniz? Bunların hepsi AKP’li, hepsi de Müslüman, iyi mi?
Aziz Türk
Milleti; Bu görgüsüz ve hırsız takımı ne dürüst kalmayı ne baba olmayı
beceremedi. Gelin el ele verelim, birleşelim ve Bademlere ders vermek için bu
zor günde, tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi Türk Milleti olmayı bizler
becerelim. Eğer, siyasi hırslarımızı frenleyemezsek ve 19 senedir olduğu gibi
seyretmeye devam edersek, ne Türk Devleti kalacak, ne de Türk Milleti!
DOĞRU Parti,
ikinci Kuvayı Milliye hareketinin başarıya ulaşması, Atatürk ilke ve
devrimlerinin yeniden Türk Devletine etkin olması için, her türlü fedakarlığa
hazırdır…
Ne Mutlu
Türküm Diyene Ve Sözünden Dönmeyene…
Sağlık ve
başarı dileklerimle