SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bayram gelmiş neyime..
26.07.2021

Önce “En kötü gerçeğin en güzel yalandan iyi olduğunu” bir kere hatırlatarak başlayalım.

Sonra da “Ah o eski bayramlar” diye hayıflanmanın gerçekte geçmişin çok dahi iyi olduğu anlamına geldiğini belirtelim.

Ondan sonra da, hiç evelemeden, gevelemeden, kıvırmadan, gerçeği akılla inkâr eylemeden, dini ve millileri de dahil olmak üzere bütün bayramların sözlükteki ve gönüldeki tarifinden çok ama çok uzaklaştığı bir süreci yaşadığımızı da ikrar eyleyelim.

Ve de yarım asrı bu meslekte icra eylemiş birisi olarak bir zamanlar basın adına bayram gibi kabul edilen ve kutlanan günlerden olan 24 Temmuz’un artık yerinde yeller estiğini de hatırlatarak, geçmiş yıllarda bu tarihe, bu sütunlarda neler kayıt etmişiz onlara bakalım.

 

24 Temmuz 1908’de Meşrutiyet ilan edilince, gazeteciler kendi aralarında karar alarak, o günün gecesi baskı sırasında sansür memurlarını matbaalara sokmadılar.

O gün bugündür 24 Temmuz’a bizler “Basın Bayramı” diyoruz.

Bugün o günlerden biri…

Ama bugün bir önceki günü aratacak hale geldi.

Yüzyıl, yani tam bir asır önce gerçek bir öyküsü olan başlangıcı, giderek masal olmasını dilediğimiz gerçekleri yaşar hale gelerek.

Her geçen gün sermaye ve siyasetin dolaylıdan direk hale dönen çirkef müdahalesini iliklerine kadar içinde hissedererek...

Bayramlar bayram olmaktan çıkmıştır Türk Basını için.

Nasıl çıkmasın ki?

Bırakın dışarıdan müdahaleyi.

İçimizdekilerden bir kısmının, İstiklal Savaşı sırasında Mütareke, sonrasında Müzakere, ardından Misyoner, bugünlerde ise Yandaş Basın haline gelmesiyle, Basın Bayramı olsa olsa, bir halk türküsündeki tarif edilebilir:

“Bayram gelmiş neyime. Kan damlar yüreğime…”

24 Temmuz 2008

 

BASIN GÜNÜ

24 Temmuz, hiç gitmeyen, gittikçe de azan sansürün Türk Basını’ndan kaldırılış yıldönümü günü.

Bu sansür baskısı Türk Basınını o hale getirdi ki, habercilik bile 5N-1K (Ne-Nerede-Nasıl-Niçin-Ne zaman ve Kim) şekliyle değil, 5Y-1K (Yandaş-Yoldaş-Yalama-Yalaka-Yağcı ve Kimler) hesabıyla yapılmaya başlandı. Hem de uzun zamandır.

Çok az olsa da “istisnalar kaideyi bozmaz” diyerek, Türk basının bugünkü ahvali budur.

24 Temmuz 2013

BİZ DE OKUMA BÖYLEDİR!

Ahmet Bey'in, kör bir dilenciye yanından her geçişte sadaka vermek adeti idi.

Günün birinde dilenciyi gazete okurken yakalanamaz mı?

"Aferin" diye sesini yükseltti. "Kör olduğunuzu iddia ettiğiniz halde gazete okuyorsunuz ha!"

Sahte kör isyan etti; "Okuduğumu kim söyledi? Sadece resimlerine bakıyorum!"

24 Temmuz 2018

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap