Oyunun başında atılan golden sonra sahada acayip bir
konsantrasyon bozukluğu oldu. Halı sahada hazırlık maçı yapar gibi oynadılar.
Mücadele gücünü 90 dakika bitene kadar tam kapasite kullanamayan oyuncular her
türlü sonucu kabullenmek zorundadırlar. Trabzonspor kendi sahasında çok büyük
yara aldı.
1- Sezon başından beri söylüyoruz, bu kadar az
antrenmanla müsabakalara hazırlanmak fiziksel olarak yeterli olmayacak. Birçok
futbolcu sakatlanacak ve takımını eksik bırakacak. Hem takımın gelecekleri ile
hem kendi gelecekleri ile oynayacaklar.
2-
Kadro genişliği çok önemli kulübesi güçlü olan
bu yarışı önde götürecek. Maalesef Trabzonspor’da Sturridge ve Mikel’in
gidişinden sonra kulübe çok zayıfladı. İki tane sakat olunca Trabzonspor’un
hamle yapacak oyuncusu kalmadı. Maalesef Trabzonspor’da kulübesinin çok zengin
olmadığı Ekuban ve Nwakaeme sakatlanınca yerine oyuncu koyamadığımız gerçeği
ortada.
3-
Trabzonspor’da Guilherme ve sonradan oyuna giren
oyuncular oyuna hiçbir katkı sağlamadılar. Ne gol atıyorlar ne gol attırıyorlar.
Sonradan girip hele de bu şans buldukları dönemde Ankaragücü gibi zayıf bir
takıma karşı gol atıp da attıramıyorsalar Trabzonspor, kadro oluşumunu ve
oluşturmasını çok iyi değerlendirmeli. Ve izleme komitesi oluşacak kadroda ne
yaptı bir kez daha sorgulanmalı.
4-
Hüseyin Hoca, takımının çok yumuşak ve militan
futbol ruhuna sahip olmadığını biliyor. Trabzonspor’un dominant yöne hücumsal
yönü her maçta 3 gol atmadan sahadan galip ayrılamayacağı ortaya çıkmıştır.
Takım topa sahip olduğu zaman çok iyi ve çok başarılı ama top rakibe geçince
tamimiyle savunma anlayışı ile bir takım şampiyon olabilir. Eğer siz Barcelona
olursanız ve Messi’niz varsa olursunuz.
5-
Futbolda alan markajı vardır adam markajı
vardır, özellikle defansta mutlaka alan markajından daha çok adam markajı
yapılmalı, Trabzonspor sadece kendi sahasına çekilip alan markajı yapmakta. Bu
yüzden sürekli gol yemekte. Ceza sahasında mutlaka adam markajı yapmalı. Bu
yüzden birçok müsabakada birçok gol yemekte.