Trabzonspor,
Denizli müsabakasından 3 puan aldığı için çok önemli bir başarıyla bu haftayı
geçirdi. Ama sonuç olarak geçirdi. Futbol olarak aynı şeyi bu maç için
söyleyemeyeceğiz. Bunun nedenlerine bakacak olursak;
1-
Trabzonspor, rakibin lig sıralamasında sonuncu olduğunu gördüğü için ‘nasılsa
kazanırız’ anlayışıyla girip müsabakaya zihinsel olarak iyi hazırlanamadı.
Motivasyonu çok düşüktü. Müsabakayı çoğu futbolcu kaderine bıraktı.
2-
Şampiyonluğa oynayan bir takım her müsabakayı şampiyonluk maçı gibi görüp
karşılaşmaya öyle motive olup taktik, oyun ve mevki disiplini ie beraber tam
kapasitesini ortaya koyar.
3-
Buradan gördüğümüz şu: Bu tür müsabakalarda daha çok Trabzonsporlu oyuncular
daha çok koşmalı, mücadele etmeli ve rakibe baskı ve pres yapmalı. Sahada
vermiş olduğu mücadele ile rakibe ‘biz maçı kazanacağız’ mesajını vermeli.
4-
Djaniny her geçen gün kendini geliştirerek yaratıcılığını çok daha farklı bir
şekilde hızıyla birleştirerek rakip ceza sahasında mükemmel çalımlar atıp,
asistler yapmakta. Eğer Sörloth gibi Trabzonspor’un gol sorununa çözüm üretip
goller atmaya başlarsa ve daha çok cezas sahası içinde kalıp gol vuruş
yükseltebilirse Trabzonspor’un şampiyonluk potasına çok daha erken gireceği
kesindir.
5-
Trabzonspor futbol takımında biraz Beşiktaş gibi yorgunluk görmekteyiz.
Beşiktaş maçından sonra takımın temposunun ve hızının biraz düştüğünü
görmekteyiz. Nwakeme gibi bazı oyuncularda yorgunluk var. Abdullah hoca
fırsatını bulduğunda rotasyona giderek bazı oyuncuları dinlendirmeli. Özellikle
forvetteki DJANİNY, EKUBAN ve NWAKEME’nin yokluğunda yerine koyulacak isim yok.
Maalesef sezon başındaki kadro oluşumu ve transferler yanlış yapılmış ve
özellikle hücumda Afobe, Plaza, Diabate gibi isimler çok yetesiz kalmıştı.
Maçın oyuncusu: Bakasetas
Yunan
on numara Trabzonspor formasıyla ilk kez onbirde çıktığı karşılaşmada
galibiyeti getiren golü atarak maçın ismi oldu. Ama tüm takımı tebrik etmek
lazım