Beklenenin
aksine Trabzonspor, ilk ve ikinci devre diri bir görüntü verdi. Abdullah Avcı,
yapılan eleştirileri dikkate almış mıdır bilmiyoruz ama ne olacaksa olsun diye
düşündü ve hücum ağırlıklı kadro sahaya sürdü. Bu kadro hem dinamik hem de alan
daraltarak oynadı. Özellikle savunmanın önündeki Berat ve Baker rakip ataklarda
sapasağlam durdular.
Hatta
maçın en net pozisyonlarını da Trabzonspor üretti. İlk yarım saatte, orta
sahayı rakibine vermediği gibi, atak zenginliğiyle net 1 pozisyon dahi buldu.
İlk devre Trabzonspor lehine 1 farklı bitebilirdi.
İkinci
devrede, roller değişmedi. Galatasaray’ın cılız atakları vardı ki, tek
kelimeyle etkisizdi. Aslında Trabzonspor’un yapması gereken defansını öne
çıkartıp, biraz daha yarı sahada görünmek.
Öyle
oldu. Trabzonspor atağında Edgar’ın ileri çıkmasıyla nefis bir gol buldular.
Teknik direktörler, orta saha ve hücum oyuncularına hep ikinci topların
öneminden bahseder. Rakip defanstan dönen bu topları 18 civarında toplarsanız
atak yeniler ve gol atarsınız. Trabzonspor işte böyle güzel bir ikinci top golü
buldu. Edgar, Afobe’den daha iyi topa vurabildiğini gösterdi. Kaleci
Muslera’nın yapacak bir şeyi yoktu.
Trabzonspor,
attığı tek golle İstanbul’dan 3 puanla Trabzon’a dönebilirdi. Son anda
kazanılan serbest vuruş ve solda unutulan bir rakip oyuncu. Babel’i orada
unutan Trabzonspor’a cezayı Emre Akbaba kesti. Kayseri, Erzurum, Alanya ve
Hatay maçlarından sonra bir 2 puan kaybı daha. Yani ikişer ikişer
şampiyonluktan uzaklaştı. Trabzonspor hedefine ulaşmış bir takım havasında.
Galatasaray nasıl olsa şampiyonluk gitti havasında.
Trabzonspor
kazanacağı maçta rakibine resmen puanı hediye etti. Galatasaray net bir
pozisyon bulamadan 1 gol atmayı başardı. Tek kelimeyle yazık oldu.