SON DAKİKA
SON DAKİKA


Ya bilge lider olmasaydı!
31.08.2023

Hiç kuşkusuz; 30 Ağustos, Türkiye Cumhuriyetinin şanlı tarihinde yer alan en büyük kazanımlarından biridir. Yok olmak üzere olan bir devletin külleri, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından eşelenmiş, ihya edilmiş, ayağa kaldırılmış, o günlerin acılı ve ağrılı koşullarında zafere ulaştırılmıştır.

Şöyle bir an için düşünelim… Yıl 1919 ve 1922 arası… Bilge lider Mustafa Kemal Atatürk yok. Türkiye tutanın elinde kalıyor. Ülke Ermeni, Rum çeteleri ve İngilizler ile Yunan arasında parsel parsel pay ediliyor.

İyi tarihçiler; “Bilge lider Mustafa Kemal olmasaydı” diye sorar ve cevabını da yazarlardı: Türkiye Suriye olurdu. Mısır olurdu, Irak olurdu, Yemen olurdu, Libya olurdu. İran, Afganistan, Suudi Arabistan olurdu. Ülke yağmalanırdı, ırzımız ve namusumuz ayaklar altına alınırdı.

Ünlü tarihçi rahmetli Turgut Özakman, Mustafa Kemal Atatürk’süz Türkiye’yi şöyle anlatıyordu: Türkiye kaderine teslim olmuş. Ermeni, Rum çeteleri, İngiliz, İtalyan, Yunan, Fransız askerleri ülkede ev ev, hane hane baskınlar düzenliyor. Düşünsenize; köyündesin. Tarlada uğraşıyorsun. Gazetelerden Yunanlıların Ege'yi işgal ettiklerini okuyorsun. Yaşadığın köye çok uzaktalar. Sana gelene kadar durdurulacaklarını ve köyüne gelemeyeceklerini düşünüyorsun.

İki gün sonra gazeteye bakıyorsun. Komşu şehirdeler. Yolu yarılamışlar.

Endişeleniyorsun.

Birkaç gün sonra gazete de çıkmaz oluyor. Çevre köylerden haber geliyor. Hepsinin basılıp yakıldığını duyuyorsun. Bekliyorsun. Sabah oluyor, akşam oluyor, sonra tekrar sabah oluyor. Belki bizim köye gelmezler diyorsun. Köyden silah sesleri gelmeye başlıyor. Kaçınılmaz son geliyor. Artık senin köyündeler. Düşünüyorsun. Eşini, kızını ve oğlunu kilere saklıyorsun. Silahını alıp evin camından dışarısını gözlüyorsun. Dakikalar sonra evin önünde 30 kişilik düşman müfrezesi görünüyor. Basıyorsun tetiğe. Biri indi. Bir daha basıyorsun. Bir düşman daha indiriyorsun. Üç dört beş derken mermin bitiyor.

Dalıyorlar evin içine. Dipçikle suratını dümdüz ediyorlar.

Aman beni vurup gitsinler de ailemi bulmasınlar diye dua ediyorsun.

Buluyorlar. Askerlerden üçü "Biz bunu bir sorgulayalım" deyip pis pis gülerek eşini sürükleyip ahıra götürüyor. Diğer üçü de kahkahalar ile "Biz de bunu sorgulayalım" deyip kızını bahçeye çıkarıyor. Askerlerden biri oğlunu işaret ediyor. "Öldürün bunu. Büyüdüğünde intikam almak ister.” İki asker vurmak için oğlanı evin arkasına götürüyor.

Çaresizsin. “Beni vurun, onlara dokunmayın” diyorsun ama nafile.  Ellerin bağlı. Bir şey yapamıyorsun. "Her şey buraya kadarmış" diyorsun.

Tam bu esnada köyde silah sesleri başlıyor. Ancak bu sefer çığlıklar köylülerden değil düşman askerlerinden geliyor. Türk askeri giriyor köye. 5 Mehmetçik evin arkasına koşuyor oğlanı kurtarmak için. Düşman askerini indirip oğlanı kurtarıyorlar. 4 Mehmetçik ahıra saldırıyor eşinin ırzına geçmesinler diye. Son anda yetişiyorlar. Oradaki düşman askerini de vurup hatunu kurtarıyorlar.

Diğer Mehmetçikler evin bahçesine dalıyor. Kısa sürede çatışma bitiyor. Kıza da zeval gelmeden kurtarıyorlar. O asker senin canını, namusunu, şerefini kurtarıyor.’’

Şimdi sen bu askerlere "Hangi partilisin, dinin nedir" diye soru sorar mısın? O noktadan sonra senin için önemi olur mu?

Bizi birleştiren partimiz, rengimiz, dinimiz ya da mezhebimiz değildir. Bizi birleştiren maya akrabalıktır, Türklüktür. Birbirinize sahip çıkın.

Sizin köyünüze sıra gelmeden... Anadolu’yu vatan yapan, "Yurtta barış, dünyada barış" diyerek bağımsız ve özgür Türkiye  Cumhuriyetini kuran, eşsiz, yüreğinde sadece vatan sevgisi ve şuuru olan önderimiz bilge lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kahraman ve fedakar komutan ve silah arkadaşları ecdadımızı saygı ve minnetle anıyorum.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap