90’lı yılların unutulmaz repliklerindendi; “nerede bu
devlet, nerede bu millet”… Sonra 1999
yılının 17 Ağustos günü merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük olan ve 45 saniye süren
7.4 büyüklüğünde deprem de Yıkılmış duvarların arasında kalan eşini veya
çocuğunu kurtarmaya çalışan bir kadının feryadında duymuştum bu soruyu.
NEREDE BU DEVLET
Ve sonra her yerde duyar oldum KPSS soruları çalındığı
yönündeki duyumlar ayyuka çıkınca KPSS sınavı iptal edilmişti. O sınava girmek için geceli gündüzlü çalışan
Hataylı bir gencin hayallerinin umutlarının yıkıldığında biraz öfkeli biraz
kırgın ve gözleri dolu dolu bir şekilde sormuştu o soruyu
NEREDE BU DEVLET
Sonra geçen yıl Marmaris'te günler süren büyük bir orman
yangını çıkmıştı. Bizim Türk Hava Kurumunun uçakları arızalı diye kaldırmamıştı
eski orman bakanı gitmişti Rusya’dan kiralık helikopterler ve uçaklar
kiralamıştı ama geç kalmıştı. Ve ne yazık ki ortalama 13 bin 650 hektar
yanmıştı… O gün Marmaris de evinde ve Ahırında nesi var nesi yok yanan Fatma
bacının can havli ile haykırışıydı
NERDE BU DEVLET
Artık o kadar sık sorulmaya başlanmıştır ki Emekli
sesleniyor. Pazar yerinden Emekliyim, Yüksekokul mezunuyum, 8 bin 500 liradan
az alıyorum. 800 lira doğalgaza veriyorum, 400 lira elektriğe veriyorum. Pazar
yerlerini seyredip hiçbir şey almadan eve gidiyorum Yaşamak değil can
çekişiyoruz. Biz geldik gidiyoruz, bundan sonrakiler ne olacak?” diyor ve
feryat ediyor.
NERDE BU DEVLET
Ardın dan geçen yıl Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa,
Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ olmak
üzere 11 ili vuran çok büyük bir deprem oldu ülkemizde. Ciddi can ve mal
kaybımız oldu. İnsanlar evsiz barksız o soğukta sokaklarda kaldı aç ve açıkta.
Halk ölülerine ağlarken Kızılay’ın depremzedelere Çadır sattığı gündeme düştü.
Bir deprem zedenin ‘ Keşke bende enkaz altında kalıp ölseydim. dedi ve haykırdı
NERDE BU DEVLET
Türkiye’de Suriyeli, Afganistanlı, Somalili, İranlı, Iraklı,
Bangladeşli, Nijeryalı, Filistinli vs. göz göre göre kim varsa ülkemizi
Plansız-programsız, günübirlik yönetim anlayışının hazin bir sonucu olarak,
geleceğin karanlık Türkiye'sine doğru adım adım gidiyoruz Bu plansız programsız
göç politikası sonucunda Sokaktaki herkes canından bezmiş durumda hem gıda
fiyatları hem konaklama fiyatları 2 ye hatta 3 katladı ve vatandaş yine sordu
NERDE BU DEVLET
Muğla ‘da Akbelen Ormanı, termik santrallerine kömür temini
için kesilmeye başlandı. Geçen hafta jandarma, polis ve TOMA eşliğinde girilen
ormanda ağaç kesim işlemi devam ederken, bir Anadolu kadını çıktı ve ’ Yazıktır günahtır. Bu ağaçlar yüzyıllık
biz bu ormanları vermeyeceğiz. Yazıktır günahtır yapmayın, dedi. Ve sordu’ bize
bu zülüm yapılırken’
NEREDE BU DEVLET
Benim ülkemde sıradan vatandaşın kendince haklı
haykırışıdır; NERDE BU DEVLET çünkü devlet, halkına vatandaşına hizmet etmek ve
onları hem toplumun hem de doğanın gazabından korumak için vardır.
Haliyle çok büyük her sosyal kırılma anında yurttaşlar
sağında solunda devleti arıyor hani “Devlet ana Devlet Baba”, onları tüm
felaketlerden ve kötülüklerden koruyacaktı ya; bir ananın bir babanın
evlatlarını kolladığı gibi.
Oysa sonuç başka bugün sokakta 7500 lira ile geçinmeye
çalışan emekli, 11 bin lira ile kirada oturup ve de 3 çocuk bakmaya çalışan
işçi, Sattığı ürün para etmeyen köylü kısacası herkes nefes alamıyoruz hayat
pahalılığı bizi öldürüyor derken devleti temsilen Türkiye Büyük millet Meclisi
çatısı altında bu halkın hakkını hukukunu namusunu korumak için yemin etmiş ve
her biri 73 bin 379 lira maaş alan
Milletvekilleri tatilde.
E…… Milletvekilleri tatilde olunca da halk soruyor.
NEREDE BU DEVLET
ANLAYANA
Bir toplum böyle çöker işte…
Devletin yerini kaba kuvvet alır, susulur!
Yasanın yerini din alır, korkulur!
Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler, eller kollar
bağlanıp götürülür!
Uğur Mumcu