SON DAKİKA
SON DAKİKA


İsmini koyamadığımız acılar umutlar ve meci
30.01.2020

Yeni bir yıla yeni umutlarla girdik. Yeni yıl gelirken hepimiz umutlanırız. Ama bir günde değişen bir şey olmaz sadece değişen takvim yaprağında koca bir yıl olur. Tüm bu gerçekliğimizle birlikte umutlanır ve yarınlarımıza yelken açarız. İşte bu yelken açışımızla okuyucularımıza bir kez daha merhaba diyorum. Bir süre çalışmalarımızın yoğunluğundan yazı yazamadım. Ocak ayı aslında yeni yılın ilk ayı ve hayallerimizi hayata geçirmek için ilk adımlarımızı attığımız ay olarak da tanımlanabilir. Dokuz aylık belediye çalışmalarımızı tamamlayarak yeni bir yıla merhaba dedik ve yıllık planlarımızı hazırladık. Toplumcu belediyecilik anlayışıyla sözün yetkinin kararın halkımıza teslim edildiği Meci’mizi büyütmek için yelkenlerimizi şişirdik. Dokuz ay boyunca belediyeyi tanıdık, personeli gördük ve eksikliklerimizi tespit ederek yatırım programına koymuş olduğumuz yatırımlarımızı tamamladık.

 

Belediye yönetimini aldıktan günümüze tasarruflarımızın yanı sıra hiçbir çalışanımızın işine son vermediğimiz gibi 34 kişiyi istihdam ettik. Altyapıda, içme suyunda, üst yapıda, katı atık yönetiminde, kültür sanat alanında hepimizin özlemlerini gidermeye çalıştık. Halkın yönetime katılımını önemsedik ve onlarla birlikte yönettik. Önce halk meclislerimizi kurduk sonra Fındıklı Kent Konseyini.Yeni yılı tüm halkımızla MECİ sofrasıyla yağmura rağmen sokaklarda karşıladık. Kimi horon kimi halay çektik. Birlikte Islandık, kucaklaştık. Yıl boyunca kimi üzüldük kimi sevindik ve yılı tamamladık. Ocak ayı yeni yılın ilk ayı umut ayı ama acı ayımız aynı zamanda.24 Ocak kararları bizlerin hafızalarında silinmeyen bir tarih. Halkımız acı bir reçeteyle karşılaşmış kısa süre sonra emekçi halkımız yoksullaşmış ve askeri darbeyle sonuçlanan bir süreç yaşanmıştı.

 

Ocağın 24‘ü karlı bir Ankara sabahı. Feryadımız yüreklerimize sığmaz oldu. Eli kanlı katiller karanlık ve bulutlarıyla korku salmak için korkusuz mücadele eden Gazeteci aydın yurtsever Uğur Mumcu’yu bizden kopardılar. Ama biz kopmadık aydınlıktan geleceğimizden. O günlerde genç biriydim hiç unutmam soğuk ve yağışlı bir Ankara’ya kara bulutlar inmişti. Gençlik caddesin cebeci mezarlığına kadar yağmur altında uğurladık uğur abimizi sonsuzluğa. “Uğurlar olsun, uğurlar olsun Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun Bir keskin kalem, bir kırık gözlük Yürekli yiğitlere hatıran olsun” Tüm bu acılarımızı bir kez daha kalbimize gömerek anmıştık geçmişi ve ağır adımlarımızı yükümüzle atarak eve varmıştık. Evimizde yemeğe oturmuş sıcak çorbamızı içiyor veya yemek sonrası sıcak ortamımızda ailelerimizle muhabbet ediyor durumdaydık. Televizyonlardan geçen kırmızı yazı ile geçen haber çorbamızı içemez muhabbetimizi kesti. Yüreğimiz bir kez daha daraldı. Elazığ’da yaşanan deprem altında kaldık bir anda. Oysa ki Deprem öldürmez ihmaller öldürür. Ama yine öldük yine ezildik. Bu deprem bir kez daha gerçeklerimizi ortaya çıkardı. Deprem için toplanan vergiler buhar olmuş. Ama bunları konuşacak ne zamanımız ne de moralimiz vardı. MECİ’yi Elazığ’a taşımamız gerekiyordu.

Acil olarak toplandık ve Fındıklı halkının özverisi meclislerimizin yöneticileri gönüllüler herkes el birliği ile yardımlarımızı hazır hale getirdik ve Elazığ Fındıklı arasında dostluk kardeşlik köprümüzü kurduk. Acımız büyüktü ama acılarımızı yüreğimize gömerek umutlarımıza uzanmaya başladık. Meci’mizi Elazığ’a taşıdık. Geçmiş olsun Elazığ, Malatya, Geçmiş olsun sevgili ülkem. Sevdiklerinden ayrılanlara da sabır diliyorum. Deprem bir gerçeklik ihmal ise bir suç.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap