SON DAKİKA
SON DAKİKA


Siyasi etkinlik
22.10.2020
Aslında bir partiyi hedef alarak yazı yazmayı sevmem. Çünkü her siyasi partinin seveni de vardır sevmeyeni de. Onun için insanlara saygımdan dolayı tüm partilere hoşgörülü bakarım.
Her partinin temel hedefi iktidara gelmektir. Çünkü tüzüğünde yazılı bildirimleri hayata geçirmenin yolu, siyasi yaşamın şaşmaz özelliği, iktidar olmaktır. Toplum kimi beğenirse, kendisine yakın kimi bulursa ona oyunu verir.
Siyasi partiler demokratik rejimin olmazsa olmazlarıdır. Toplumla, devleti yöneticiler arasındaki bağı, siyasal partiler kurar. Aynı zamanda toplumsal yapılanmanın temsilcisidirler. Partilerin kimisi geleneksel yapıyı, kimisi kapitalizmi, kimisi sosyalizmi, kimisi de ırkçılığı savunur. Öyle ya, farklı özellikleri olmayan partilere vatandaş neden ilgi duysun ki? 

Demokratik ülkelerde siyasal partilerin varlığı, o ülkenin zenginliğini gösterir. Bir bahçedeki özenle büyütülmüş farklı özellikte ve farklı renkteki çiçekler nasıl o bahçeye güzellik verirse farklı görüşteki partiler de o ülkeye güzellik katarlar.

T.C Devletini 18 senedir yalnız başına bir parti yönetiyor. 18 yıldır yapılan olumlu veya olumsuzluklardan elbette iktidardaki siyasal parti sorumludur. Geçmişteki her siyasi partiler gibi elbette iktidardaki AKP’de bir gün iktidarı kaybedecek. Güzel de şu andaki “Ana Muhalefet Partisi” iktidara hazır mı?
CHP, öncelikle topluma umut olmalıdır. İktidara geldiğinde ne gibi değişikler getirecektir? Ekonomik yönden işsizlere, asgari ücretlilere, tarımla ekmeğini kazananlara, esnafa, hayvancılıkla geçinenlere ne gibi yenilikler getireceğine dair inandırıcı yaklaşımlarda bulunmalıdır.

Evet, Sayın Kılıçdaroğlu, beyefendi bir insan, saygılı bir lider ama toplumu peşinden götüremedi. Götüremiyor da. İktidar partisi inişe inmesine karşın ana muhalefet partisi bir türlü yükselmiyor. Oyu yükselmesi gerekirken, yüzde 25’lerde duruyor.

Siyasal partiler içinde en deneyimli kadro, CHP içindedir. Ama topluma kendilerini kabul ettiremiyorlar. Çünkü genel merkez binasında oturarak siyaset yapıyorlar. 
Toplumdaki genel yaklaşım, CHP ülkeyi yönetmekten çok, oturdukları koltukları korumanın hesaplarını yapıyorlardır. Hizip yaratmak, partilileri küstürmek, hatta genel merkezden uzaklaştırmak gibi yaklaşımları olduğu herkesin beyninde ve ağzındadır.

CHP, üretmiyor, dersine çalışmıyor, iktidar partisinin ortaya attığı ve oluşturduğu gündeme yanıt vermekle meşgul oluyor.
Benim köylüm, benim işçim, benim memurum, benim emeklim iktidar adayı partiden umut olmasını istiyor. Benim köyümdeki vatandaşın, Anayasa ile hukukla ilgilendiğini söylemek kendimizi kandırmak olur. O sizden ürünün para etmesini bekliyor. İşçimiz, emeğinin karşılığını almak istiyor. İşsiz iş istiyor. Kısaca toplumun dar gelirli vatandaşına umut olmalıdır. Umut olursa iktidara da aday olur.
Ülkemizde liderlik koltuğuna oturan kişi bir daha kalkmıyor. Tüzük değiştiriyor, kendine yakın kadrolar oluşturuyor ve yıllarca o koltuğu bırakmıyor. Ama gelişmiş ülkelerin liderlerine bakıyoruz, başarılı olamayan lider, hemen istifa ediyor ve yerini yeni bir lidere bırakıyor. 

MHP lideri Sayın Bahçeli, CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu iktidar olamıyorlar ama koltuklarından da ayrılmıyorlar. Gençlerin, umut olan kişilerin önünü açmıyorlar. Bu yaklaşımım bir eleştiriden çok sitemdir.
Sizce doğru mu?                        

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap