SON DAKİKA
SON DAKİKA


Gergin toplum
20.02.2020

Gergin toplum olduk. Ama neden? Bu sorunun yanıtını bulmak elbette ki toplumbilimcilerinin işi ama biz de bu toplumun bir bireyi olarak yanıt arıyoruz. Ben çocukluğumu, gençliğimi düşünüyorum da sevgi vardı ülkemizde. İnsanlar birbirlerine olumlu bakar, olumlu düşünürlerdi.

 

Ne güzeldi o günler!..

 

Köylerimizde, kasabalarımızda hatta kentlerimizde saygı rüzgârları eserdi. Küçükler büyüklere saygıyla, büyükler ise küçüklere sevgi ile bakarlardı. Kapılarımızda kilit yoktu. Olsa bile açıktı evlerimizin kapıları. Kadınlarımız, kızlarımız evlerinde güvencede yaşar, gece uyurlardı. Genç kızlarımız, delikanlılarımız geceleri ayın parlak yüzünde mahallede toplanırlar ve gece yarılarına kadar oturur, söyleşirlerdi. Köy meydanında veya en uygun alanda eğlenceler düzenler hoş zaman geçirirlerdi. Daha fakirdik. Bacağımızdaki pantolon, üzerimizdeki giysilerimiz yamalıydı. Ayağımızda kara lastik, çarık vardı ama gönlümüz zengindi. Bizler silah sesi duymadan büyümüş nesiliz. Silahı bir kabadayılık aracı olarak görmezdik. Onun için kimse yanında silah bulundurmazdı. Bulundurmaya kalkışsa bile ayıplanırdı.

 

Köy türküleri, köy romanları, masallarımız bize kini, nefreti değil, sevgiyi saygıyı telkin ederdi. Onun için her gencin, yaşlının yüreğinde sevgi vardı, paylaşım vardı. Sinemalarımız; düşündüren, paylaştıran özellikte olurdu. Senaryolar sevgi üzerine yazılırdı. Akın akın sinemalara gidilir, eğlenilir, bazen de duygulanarak gözyaşı dökülürdü. Yardımlaşma duygumuz, insanı yaklaşımlarımız ön plandaydı. Çıkar gözetmeden insanların işlerine koşardık. O insandan çalışma

karşılığı para almak en büyük ayıptı.

 

Duyarlılığımızı yitirdik. Sokakta düşen insanı, araba kazası yapmış bireyleri görmezden geliyoruz. Aç, hasta insana gerekli güzel yaklaşımlardan uzakta yaşıyoruz. “Ben” kavramını öne çıkarıyoruz “Balık baştan kokar,” diye özlü sözümüzü yabana atmayalım. Ailede anne, baba; köyde, mahallede muhtar, ilçede kaymakam, ilde vali bireylere örnek insandılar. Mesafeli ama sevgilerini davranışlarıyla belli ederlerdi. Kaba söz yoktu. Meydan okuma, kişileri küçümseme yoktu. Elbette ki insanlar da önde olan insanlardan esinlenir ve iyi insan olurlardı. Ya şimdi? Liderler ülke sorunlarına birlikte odaklanana kadar birbirlerini aşağılayıcı yaklaşımlarda bulunuyorlar. Ülke yararına, toplum yararına projeler üretmek yerine getirim peşinde koşuyorlar. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmanın toplumsal gerginliği tetikleyeceğini gündeme bile almıyorlar.

 

Şimdi dizilere bakalım. Kız kaçırma, cinsel istismar üzerine kurgulanmış senaryoları izliyoruz. Vurmalar, kırmalar, silahlar, cinayetler filmlerin genel malzemesidir. Tabancalar, bıçaklar sanki her insanda olması gereken araçlar olarak doğal sayılıyor. Bu toplumsal oluşum, gençlerimizi tetikliyor ve olumsuza itiyor. Okullarda öğretmenler, hastanelerde doktorlar dövülüyor ve bu yaklaşım toplumca doğal sayılıyor. Terbiye, görgü kuralları unutulmuş gibi. Büyük küçüğe, küçük büyüğe karşı görevlerini yerine getirmiyor. Kendisine emanet edilen okul öncesi veya okul çağındaki çocuklarımıza cinsel istismarda bulunuluyor. Televizyonlarda sabahları kayıp insanları buluyoruz, öğlede o insanları evlendiriyoruz, akşamları da ya öldürüyor veya eşleri boşuyoruz. Böyle bir yaklaşımdan düzgün toplum, duyarlı insan beklemek hayaldir. Suçlu kim? Suçlu, sistem ve hepimiz.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap