SON DAKİKA
SON DAKİKA


Büyük devlet olmak
25.12.2020
Türkiye büyük devlet midir? Evet, yüzölçüm olarak büyük devlettir. Nüfus olarak da büyük devlettir. Bu yaklaşıma itiraz edecek kimse yok. Ancak siyasal, ekonomik, eğitim, sağlık ve savunma açısından büyük müyüz? Hukuk, insan hakları, gelir dağılımı yönünden büyük müyüz? İsterseniz bu soruların yanıtlarını birlikte arayalım. Belki kimileri benim tespitlerime kızacak ama olsun. Dost acı söyler ama gerçeği söyler.
Türkiye, siyasal yönden arzu ettiğimiz düzeye bir türlü çıkamadı. İktidara gelenler, “Dediğim dedik, çaldığım düdük” yaklaşımından kendilerini kurtarabilseler sorun çözülecek. Öncelikle partiler kendi içlerinde demokrat değiller. Her partide lider egemenliği vardır. Milletvekillerini  lider belirler, komisyonlara gidecek kişileri de lider belirler. Milletvekillerine düşen görev, bol keseden maaşlarını almak ve liderin istediği doğrultuda Meclis’te parmak kaldırmaktır.
Hele bir de parti, iktidara gelmeye görsün. Liderin “Astığı astık, kestiği kestik” olur ki bu hukukun üstünlüğünü benimsemiş ülkelere ters düşen bir yaklaşımdır.

Ekonomik açıdan büyük devlet miyiz? Bence bir ülkenin ekonomik ve sanayi üstünlüğü, dışsatımın iç alımından çok üstünse sorun yok. O zaman ekonomik üstünlüğün güzeldir. Ama biz, samanı bile dışarıdan alan bir ülkeyiz. Buğdayı, mercimeği, eti, sanayi ürünlerini dışarıdan alan ülke durumuna düşürüldük. 90 yılda yaptığımız fabrikalar,belirli kurumlar yabancı şirketlere satıldı. Üretim bizde bitti gibi. Ülkemiz yedi bölgeye ayrılmıştır. Her bölgede farklı iklim ve farklı ürünler yetiştirilir. Ama üretici kollanmadı, üreticinin ürettiği ürünler değerlendirilmedi. Kısaca dışa bağımlı ülke durumuna getirildik.

Covid-19 salgını esnafımızı, çalışan işçimizi, üreten köylümüzü ekonomik yönden zora soktu. Bu insanları, içeriye evlerine  tıktık. İş yerlerinin kapısına kilit vurduk. Güzel de bu insanlar ne yiyecek, ne içecekler? Ama gelişmiş ülkelerin böyle bir sorunu yok. Kendi vatandaşlarının insanca yaşama koşullarını devlet olarak karşılamaktadırlar.
Ülkemizde  100 bin civarında öğretmen açığı var. Atama bekleyen öğretmen adaylarının sayısı 400 bin civarında. “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” Bir taraftan öğrenciler öğretmen bekliyor, diğer taraftan öğretmenler atama bekliyor. 
Bunun yanında çağın koşullarına uygun, çağdaş, demokrat, üreten, sorgulayan nesiller yetiştirecek öğretmene gerekli eğitimin verilip verilmediği de tartışılır. Çünkü yeni nesli yetiştiren öğretmendir. O da aldığı eğitim ölçüsünde yararlı olur.

Geçen mart ayından beri biz ve dünya ulusları salgın hastalıkla savaşmaktayız. Binlerce insanımız öldü. Yüzlerce sağlık çalışanlarımız yaşamlarını yitirdi. Toplumun moralini bozmamak için ölen ve hasta olan insanların sayıları gizlendi. Şimdi doğruya yakın hasta ve ölü sayısı verilmektedir. “Başa gelen çekilir” sözünü esas alırsak, bu hastalığı toplumsal olarak birlikte çekiyoruz. Ama 11 Aralık’ta aşı başlayacaktı. Evet, birçok ülkede aşı başladı bile, bizde ses yok gibi.
Kimse bizi kıskanmıyor. Kimse bize özenmiyor. Hele hukuk devleti özelliğini kazanmış ve bu güzelliği yaşayan ülkeler bizi hiç mi hiç kıskanmıyor. Yüzümüzü bilime, tekniğe, hukuka çevirmediğimiz sürece bizi kimse kıskanmaz. Topraklarımızı, yeraltı zenginliklerimizi kendimiz işletmediğimiz sürece  de biz büyük devlet olamayız.   
Yanlış mı düşünüyorum.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap