Bir yıldır devam eden koronavirüs salgını sürecinde işe gitmek zorunda olanlar haricinde büyük bir kesim evlerine kapandı…

Ve gerek kış mevsiminin gerekse pandeminin etkisiyle, vakit geçirmek için televizyon başında geçirilen süre de doğal olarak artmış durumda...

Peki ya televizyonlarda durum ne?

Son zamanlarda herkes toplumsal yozlaşmadan, ahlaki çöküntüden, değerlerimizin sarsıldığından sıkça şikayet ediyor ve bunda öncelikle televizyon kanallarını sorumlu tutuyor…

Özellikle son yıllarda kanalların geldiği nokta gerçekten düşündürücü…

Evlerimizde TV her zaman vardı…

Sorun, son yıllarda insanlara dayatılan yayın akışları…

Uzun yıllar devam eden evlilik programları tepkiler üzerine kaldırılınca, daha beter formatlarla karşı karşıya kaldık…

Çocuk kimden, kim kimden boşanmış, kişi kaç evlilik yapmış, erkek ya da kadın sevgilisiyle stüdyoda, eşleri telefon hattında.

Onlar bitiyor, her kanalda yemek programı adı altında adeta gelin-kayınvalide terörü yaşanıyor. Reyting uğruna saygı kavramı yerlerde sürünüyor…

Bu duruma son örnek; televizyonda, haberlerde, interneti açtığınız her yerde gördüğünüz ‘iki eltinin aynı adama kaçması’ rezaleti…

Evet, tek kelime ile rezalet…

Günlerdir insanlara dizi senaryolarında bile görülemeyecek bu konu izletiliyor…

Ve şöyle de bir durum var ki, bu programları görmemek için televizyonu hiç açmamanız gerekiyor…

Çünkü öğleden sonra sadece birinde değil her kanalda aynı tarz programlarla insanların hayatları adeta masaya yatırılıyor…

Pes dememek mümkün değil…

Medya eli ile adeta ahlaki yozlaşma yaşanıyor…

Öte yandan kadına yönelik şiddeti ya da gençleri mafya gibi davranmaya özendiren dizileri de unutmamak gerekiyor.

Peki ekranları en çok işgal eden kanalların neredeyse hepsi bu durumdayken RTÜK ne yapıyor? RTÜK üyeleri herhalde sadece akşamları siyaset ve haber programları izliyor…

Çünkü cezalar genelde bu kısımlarda uygulanıyor!

Büyük bir kesim tarafından da eleştirilen bu programlara neden dokunulmuyor?

Bu konuda gereğini kim, ne zaman yapacak?

İnsanların tercih ettiği ve parasını vererek izlediği dijital platformlardan önce herkesin izlemesine açık olan kanallara bir an önce düzenleme getirilmeli…

Çocuklar ve yetişmekte olan gençler, aile bireyleri izlediği için ister istemez söz konusu programlara maruz kalıyor ve ne yazık ki bu zırvalıklardan olumsuz etkileniyor…

Kısacası günümüzde birçok değerimiz, adeta reyting canavarına yem yapılıyor.

Küçücük çocuklar ve gençler, erken yaşta şiddet ve cinsellik kavramları ile tanıştırılıyor.

Önce medya, sonra da bu programlara reyting kazandıranlar aynaya bakmalı!

Çocuklarımız ve gençlerimiz için bu duruma dur demenin vakti geldi de geçiyor…

Yarın geç olmasın!