Uzun bir aradan sonra Süper Lig’de maçların daha heyecanlı
başlayacağını düşünüyordum. Trabzonspor puanını yükselterek hem ikincilik
yarışını sürdürmek hem de Avrupa’yı garantilemek için Antalya karşısına çıktı.
Antalyaspor’un savunma ağırlıklı bir oyun sistemi vardı. Uzun paslarla golü
bulmayı hedefliyorlardı, zaman zaman düşündüklerini de yaptılar. Bunu yaparken
Trabzonspor defansının kötü oluşu da Antalyaspor’a pozisyonlar ürettirdi.
Trabzonspor, kazandığı toplarla pas yaparak oyun kontrolünü elinde tutuyordu,
kenarları da iyi kullanıyordu. Yaptığı paslarla rakibini kendi alanına
sıkıştırdı.
Oyunu kurarken 9. dakikada Hüseyin’in yaptığı bir pas hatası
Antalyaspor’un golü bulmasına neden oldu. Trabzonspor bu golden ders almış gibi
oyunu bırakmayarak daha da hırslandı. Bunu yaparken yine defansın pozisyon
hatasında topu kapan Amilton, Trabzonspor kalesinde tehlike yaratsa da direğe
takıldı. Bu pozisyondan sonrası biz de telaşa düştük ‘acaba’ der gibiydik. Tam bunu
düşünürken Antalyaspor’un hücumunda Trabzonspor’un kazandığı topu Nwakaeme
rakip kaleye kadar götürdü. Attığı pası takip ederek Olcay’dan aldığı pasla da
golü buldu.
İkinci yarıda Trabzonspor’un oyun anlayışı, yaptığı pres ve
baskı Antalyaspor’u zor durumlara düşürdü. Bu baskıdan Antalyaspor kurtulamadı.
Bu esnada Trabzonspor ikinci golü bularak rahatladı. Ve hemen Trabzonspor geri
gelmiyordu, pres ve baskıya devam ediyordu.
Trabzonspor’un bu istek ve arzusu da tribünler tarafından
alkışlanıyordu. 67’nci dakikada Nwakaeme’nin bireysel üretkenliği ile
Trabzonspor, Olcay ile bir gol daha bularak durumu 3-1’e getirdi. Güzel bir gol
atan Olcay, oynadığı oyunla da alkışı hak etti. Bir de Sosa’yı da alkışlamak
gerekir.
Oyun hakimiyetini, sahanın genişliğini, enini, boyunu, her
alanı kullanarak bana göre sahanın en iyi oyuncusu oldu. Bu başarılardan dolayı
teknik heyeti tebrik ediyorum ama bir soru da sormak istiyorum: Yusuf’un
sahadaki görevi ne? Bu çocuk kendi çocuğumuz. Her gün kötüye gidişini
görüyoruz. Buna bir önlem almamız lazım.