TBMM’de 2021 yılı bütçe görüşmeleri başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığına
aday olma konusunda, AK Partililerin "cumhurbaşkanı adaylığını" kastederek, "Aday ol, aday olabilecek misin?" diye attıkları lafa verdiği "Benim aday olup olmayacağımı size kim söyledi?" cevabı yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Bu yaşananları iktidar partisinin Kılıçdaroğlu üzerine yazdığı senaryonun bir başka adımı olarak yorumlamak gerek. Ortak kanı; bunun, AK Partililerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı kolay lokma olarak gördükleri Kılıçdaroğlu’nun sahne alması için arka planda yaptıkları bir hamle olduğu yönünde.
Kılıçdaroğlu’nun Meclis’teki sözlerinin bana göre CHP’de net karşılığı yok, bu söylem siyasette yuvarlak laflar olarak tartışma ortamından kurtulmaktan başka bir amaç taşımaz.
Genel başkan olduktan sonra girdiği genel seçimleri kaybeden, son yerel seçimde ittifak ile başarılı olan CHP liderinin cumhurbaşkanı adayı olması Erdoğan’ın yarışa 10 önde başlaması demektir.
Hatırlayın 2010 yılında koltuğa oturduktan sonra kendisine yüzde 40 hedef koyduğunu belirten ancak 9 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’nun bırakın 40’ı yüzde 30’u bile aşamaması bunu doğrular nitelikte.
CHP’de masada duran bir Muharrem İnce dosyası var. Bunun yanı sıra parti dışında kalanların yeni parti kurma sevdaları da
belirgin bir gerçek. CHP’nin ittifak yaptığı partilerin Kılıçdaroğlu’nda mutabık kalma yönünde pek de iştahlı olmadıkları da cabası. Bu ihtimaller ışığında Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı aday olmayacağını görmek mümkün. Neden derseniz, ‘Başaramazsam giderim’ sözlerinin sahibi olan Kılıçdaroğlu bu karne ile aday olma gibi sorumluluğun altına girmez.
KATAR KONUSU
Kim ne derse desin, kim kızarsa kızsın Katar’ın Türkiye iştahını görmezden gelmek mümkün değil. Su fakiri olan bir ülkenin memleketi mizin suyuna yatırım yapmasını hayra yorumlamak mümkün mü? Bu konuda yapılan anlaşma şeffaf olarak kamuoyu ile paylaşılmadığı sürece kafalardaki soru işaretlerinin kalkması da imkansız.
Tabii ki bugüne kadar Katar’a satılan mülkler tartışılıyor. Muhalefet bu satışları günbegün gündeme getiriyor, eleştiri üzerine eleştiri yapıyor, ben isterdim ki çıkıp ‘Katar’da da Türkiye olarak şu kadar mülk ve arazi aldık, ülkemiz adına şu kadar yatırım
yaptık. İthalat ve ihracat rakamları bu yakınlaşma nedeniyle yüzde yüzlere ulaştı’ diyen olsun. Yaşanan bu satışlar ve özelleştirmeler sonrası elden çıkanların yerine yenilerini koymak çok ama çok zor olacak.
Adamların ülkemizde mülk sahibi olarak akıttığı sıcak paranın ekonominin çarkını çevirmeye katkı sağladığını biliyoruz da, bu değirmenin suyu kesildiğinde neler olacak? İşte burası tam bir muamma.Büyüklerimiz evlatlarına hep, ‘Satmak kolay da almak çok zordur’, ‘Hazıra dağ dayanmaz’ gibi nasihatlerde bulunurlar ya...
İşte bu doğrultuda, bugünü kurtardık da gelecek ne olacak diye soru işareti yaratan Katar ilgisi ülkemizin gelecekte başını çok ağrıtacak gibi.
Giriş Yap
Üye Ol
