Ayasofya’nın eski baş imamı Mehmet Boynukalın yine sahneye
çıktı. Boynukalın, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla küçüldükçe küçülmeye
devam ediyor. İslami hukuk profesörü olan bu zat taşıdığı bu unvanın idrakinde
olmadan sahne almış, kafasına göre akıl satmaya başlamış.
Bu zat, aldığı maaşın alkolden gelen vergilerden ödendiği
yolunda eleştiriye, “Helal haram nedir bilmeyen adi bir güruh kalkmış bana
helali haramı öğretmeye kalkıyor. Devletimin üniversitesinde din dersi verip
helal hatta farz olan bir iş yapıyor ve karşılığını helal olarak alıyorum.
Sizin pisliğinize ihtiyacım yok. Alayınızın cehenneme kadar yolu var” ifadeleri
ile cevap verdi.
Din dersi veren bu zatın din ile alakası yok, bunun derdi
başka. Yaptığı paylaşımlara baktığınızda bu zatın derdi düpedüz provokatörlük.
Hatırlayın içki yasağı ile ilgili Ziya Paşa’nın, ‘Kapanma günlerinde alkol
satışı yasağı birilerini rahatsız etmiş... İyi de olmuş. Ne güzel demiş
şairimiz: Erbabı kemali çekemez nakıs olanlar, rencide olur didei huffaş
ziyadan’ sözlerini kullanmış, kendisine, ‘Yalnız bu şiirin sahibi Ziya Paşa
sirozdan öldü hoca efendi. Çok da güzel içermiş. Kendisinin şöyle bir dizesi de
bulunmaktadır: ‘İç bade, güzel sev var ise akl u şu’ûrun, Dünya var imiş ya ki
yoğ olmuş ne umûrun...’ hatırlatması yapılınca çareyi yazdıklarını silmekte ve
hesabı kapatmakta bulmuştu. Yazdıklarını bile araştırmaktan aciz olan bu zat
bir de din dersi verdiğini söylüyor. Allah’ım ne günlere geldik!
Yüce dinim adına ders verdiğini söyleyen bu zat sosyal
medyadan saygısızlıklarına devam etmekten imtina etmiyor, bu kez daha beter
çamura battı. Millete pamuk aldığını belirterek, “Merak etmeyin ey güruh, haram
(!) ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk
aldım, artık helal edersiniz, ne yapayım" paylaşımını yapmış.
Bu zatın, kendisini eleştirenler için aldığı pamuk bir gün
ona da lazım olacak. O pamuğu istemezse bir yerine elbet tıkayacak bir şey
bulunur.
Bu zat hangi aklın ürünü acaba? Din adına ortalıkta cirit
atan bu zatın dinimle alakası yok be! Dinimi bile bilmiyor. Yazık vallahi,
billahi yazık. Sus be adam sus da motorun soğusun! Dinim adına görev yapan
saygıdeğer isimleri de zan altında bırakma.
BENİ AFFET OĞLUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa'daki 1 Mayıs'ta
Sarı Yelekliler eyleminden bahsederek, "Paris'te mağazalar, cam çerçeve
her taraf yakıldı yıkıldı. Buna artık bizde fırsat yok. İşçinin kutsal alın
terini sömürmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Doğru demiş Erdoğan.
Gelin görün ki yaşadığımız bu ortamda çalışanların alın teri
döktükleri işleri elinden alınmış. Bunu unutmamak gerek. 2003 yılından itibaren
1 Mayısların analizini iyi yapmak gerek. Pandemi nedeniyle milyonlarca çalışan
işinden, aşından oldu. 1 Mayıs işte bu emekçilerin alın terlerinin ne kadar
önemli olduğunu hatırlatan gündür.
Emek, dayanışma, alın teri diyenlere Mersin’in Mut ilçesinde
kokoreççilik yapan 1 çocuk babası Murat Gümüş’ün oğluna yazdığı mektuptaki şu
satırları iyi okumalarını tavsiye ederim.
“Ben ölünce mezara mı geleceksiniz? Kaç gündür siftah
etmeden dükkan kapatıyorum. Oğlum bitmiş, beni affet” diye paylaşım yapan
Gümüş, 10 yıldır işlettiği dükkanını kapatarak evinin önünde kendisini iple
asarak yaşamına son verdi.
Kim sorumlu Gümüş’ün intiharından? Bitmedi! İzmir’de intihar
eden Erdoğan Şenözpak’ın sorumlusu kim? İki çocuk babası kirasını ödeyemediği
için içine düştüğü ekonomik çıkmazdan kurtulmanın çaresini canına kıymakta
bulmuş. Bunlar kamuoyuna yansıyanlardan birkaçı. Bugün vatandaşa destek olduk
diyenlerden hiçbirini bu vatandaşın cenazesinde göremedik. Ama tarikat ya da
cemaat mensuplarının cenazelerinde saf tuttuklarını gördük.
Bir tarafta siftah yapamayıp intihara sürüklenen vatandaş,
diğer tarafta vergileri, cezaları affedilen müteahhitler! Bir tarafta iflas
edip varını yoğunu kaybeden esnaf, diğer tarafta hazineden köprüler ve
otoyollar için ödenen milyarlar!
Merkez Bankası’ndan kaybolduğu söylenen 128 milyar doların
kime gittiği belli olmazken, böyle mi vatandaşın kutsal olan alın terinin
sömürülmesine izin verilmeyecek? Bırakın yastık altını, üstünü vatandaşın kefen
parası bile kalmadı.
Bunları hatırlatınca her türlü saldırıya uğruyorsun.
Vatandaşın alın terini sahiplenenler karşılığını vermekten imtina etmeyecek.
Kapanın deniliyor; elektrik, su, telefon, doğalgaz, kira nasıl ödenecek diye
sorulmuyor. Yeter artık yeter! Altta kalanın canı çıksın anlayışı sabır taşını
çatlattı, haberiniz ola.