Salgınla boğuşuluyor, sağlık ordusu neredeyse haftada bir ferdini kaybediyor. İşte bu ordunun fertlerinin oluşturduğu bu birliğin kapatılmasını istemek hiç de inandırıcı gelmiyor.

Ne yapmışlar? Salgın almış başını gidiyor; önlemlerin daha ciddi olması, vatandaşın daha duyarlı olması, Bilim Kurulu’nun kararlarının daha etkin biçimde uygulanması, hasta sayısı ile ölüm sayısının artmasının önünege çilmesi adına dikkat çeken bir eylem yapmışlar.

Ellerine silah alıp dağa mı çıkmışlar, bombalı eylem mi yapmışlar, kutsal değerlerimize mi saldırmışlar, vatanı bölmeye mi kalkışmışlar, bayrağımıza saygısızlık mı yapmışlar?

Yok! Salgına karşı daha fazla duyarlı olunmasına dikkat çekmişler.

Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Sağlık alanında açıklanan rakamlar birbirini tutmuyor, her kafadan bir ses çıkıyor, birçok doktor açıklanan rakamların doğru olmadığını söylüyor, Türk Tabipler Birliği’nin kapatılması tartışmaları başlatılarak gündemden uzaklaştırılması sağlanıyor.

Bu birliğin başında Türk sözcüğü olduğu için mi kapatılsın deniliyor? Adında Türk olan hiçbir birliğin bölücülük yapacağına inanmıyorum. Sağlıktaki gelişmelere dikkat çeken bu birliği terörle endekslememek gerekir.

Türk Tabipler Birliği hangi ihaneti yapıyor, sağlık alanında yaşanan olumsuzluklara dikkat çektiği için mi ihanet etmiş oluyor?

Doktorlar korku aşılamaz, insanlara sağlık aşılar. Sokaktaki vatandaşlara soralım, doktorlardan mı korkuyorlar yoksa başkasından mı? En çok doktorlara mı güveniyorlar, yoksa siyasetçilere mi?

Ben söyleyeyim, ikisinin de cevabı doktorlar.

Türk Tabipler Birliği’nin eylemini sulandırıp birliği milletin önüne on binlerce üyesi ile birlikte atmak kimseye bir şey kazandırmaz.
Bakıyorum da Cumhur İttifakı’nın beğenmediği bir düşünceyi açıklayan sivil toplum kuruluşu için hemen yaftalama başlıyor, kapatılması, bölünüp güçsüzleştirilmesi ya da ona karşı alternatif oluşturulması için harekete geçiriliyor.

 Türk Tabipler Birliği’ni hedefe oturtan Bahçeli beklerdim ki kanser hastaları için mahkeme kararı istendiğine tepki koysun.

Kanser hastası olanların ilaç alabilmeleri için mahkeme kararı gerekiyor, kararı getiremezsen bu ilacı alamayacakları iddiasından umarım Bahçeli’nin haberi vardır.

Benim ülkemde özgürlük, demokrasi en üst noktada olmasa bile var diye biliyordum; son gelişme gösteriyor ki sivil toplum kuruluşlarının varlıkları ve düşünceleri rahatsız etmeye başlamış; konuşamazsınız, tepki gösteremezsiniz, eleştiremezsiniz denilerek saldırılar yapılıyor. Hemen böl parçala taktiğine başvuruluyor, tıpkı barolarda olduğu gibi.

Bunlara tepki koyanların kanser hastaları için mahkeme kararı istenmesi konusunda neler düşündüklerini millet merak ediyor.

Kanser hastalarının teşhis ve tedavisinde kullanılan pek çok ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmadığı dile getiriliyor. Anayasa Mahkemesi’ne bu konuda yapılan başvuruda hastaların lehine karar çıkmasına karşı bu bedel karşılanmıyor, hastalardan mahkeme kararı talep ediliyor haberiniz var mı?

Allah aşkına bu kadar çifte standart olmaz. Bahçeli’nin bu çıkışı barolardan sonra, Türk Tabipler Birliği’nin bölünmesi adımının atılmasına bir çağrı mı acaba? Bunları görün, bunların düzelmesi için katkı koyun. Kanser olanı daha beter kanser etmeyin lütfen!