İktidarın 2021 yılında hukuk ve ekonomide reform açıklaması yapmasının ardından, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Eylem Planını duyurdu. Yapılacak reformun herkese eşit uzaklıkta ve yakınlıkta olup adalet dağıtacak, vicdanları yaralamayacak ve empati olgusunu da göz ardı etmeyecek kadar şeffaf olmalı.
Adalet dağıtanların sahip oldukları siyasi fikirlerin karşılık bulduğu bir anlayışın reform adı altında hayata geçirilmemesine özen gösterilmeli. Adalet dağıtanların anayasada yazan görevlerini yerine getirirken uygulayacakları kanunların tartışma yaratmaması önemli. Kısaca ‘Adalet Mülkün Temelidir’ sözcüğüne gölge düşürmeyecek reformlar umarım toplumun bütün katmanlarının beklediği şekilde hayata geçirilir. Başlayan reform tartışmalarının son bulması ve milletin daha çok bekletilmemesi, adaletin adil dağıtılması adına daha fazla zaman kaybına tahammül kalmadığını söylemek isterim.
Bu beklenti zaman geçirilmeden karşılık bulmalı çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e sosyal medyadan sövmeye kadar her türlü aşağılık ifadeler kullananlar, cezasız kalmasın.
Atatürk için, “Okuduğu ilkokulda sadece Yahudilerin okuyabildiğini, soyu belirsiz, dedesi, nenesi, amcası, dayısı, teyzesi ve kuzenleri neden yoktur. Annesi babası da uydurma” sözlerini sosyal medyasında paylaşan klavye kabadayısı kişi için yapılan suç duyurusu sonrası mahkeme, İhbar konusu paylaşım incelendiğinde şüpheliye ait hesaptan yazılmış ‘Annesi babası da uydurma bence’ şeklindeki ifadenin yoruma ilişkin olduğunun görüldüğü, ihbar edilen yorumun Atatürk’e yönelik sövme yahut sair hakaret ifadesi olmadığından isnat edilen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, incelenen tüm soruşturma dosyası kapsamından anlaşılmakla, şüpheli hakkında bu suçtan kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar veriyor. Böyle bir karar verilmemesi için reform şart.
Bitmedi, sosyal medyanın klavye kabadayısı olan aşağılık kişilerin sayısı az değil. Bu arenada her türlü aymazlığı sergileyen, kişi ve kurumları hedef göstermeye kadar işi götürenlerin yanı sıra bir başka ahlaksızlık, alçaklık da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun annesi Servet Soylu’ya karşı yapıldı.
Soylu’nun "45 gündür anam hastanede. Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım, Bakan olsam ne yazar. Millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder. Tweetimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım" şeklinde tepkisini ortaya koyuyor.
Bakan Soylu’nun annesi ile olan fotoğrafının altında küfür dolu sözler yazan şerefsiz kişi mahkeme tarafından adli kontrol şartı ile serbest bırakılıyor. Düşünebiliyor musunuz en kutsal varlığımız olan annelerimize sosyal medyadan küfür etmeye kadar getiren kişiler cezalandırılma yerine toplum içerisinde fink atmasına izin veriliyor.
Böyle adalet olur mu, bu kararlar sonrası herkes sosyal medyadan birbirinin annesine, namusuna küfretsin. Var mı böyle bir dünya? Sonra anasına, namusuna küfredilen kişi zıvanadan çıkıyor, adaletin vermediği cezayı kendisi kesiyor ona seneleri ceza yazılmasına neden olanların vicdanları rahat mı diye sormak gerek?
Artık bu ahlaksızlığa bir son vermek gerek. Adalette reform mu yapacaksanız ne yapacaksanız milleti daha fazla bekletmeden vicdanları yaralamayacak, provokasyona yol açmayacak, insan haklarının, hak, hukuk ve özgürlüklerin karşılık bulması için gerekeni yapın.
Giriş Yap
Üye Ol
