SON DAKİKA



Haber > Trabzonspor > Yusuf Cevahir: Mehmet Ali Yılmaz alan değil veren başkandı

Yusuf Cevahir: Mehmet Ali Yılmaz alan değil veren başkandı

Karadeniz Özel

12 Kasım 2021 Cuma - 11:51




Yazarımız Behram Kılıç, İstanbul’da rahmetli İbrahim Cevahir’in oğlu Yusuf Cevahir ile bir söyleşi yaptı, Yusuf Cevahir Onursal Başkana övgüler yağdırdı:





// Karadeniz Özel // Berham KILIÇ // Rahmetli İbrahim Cevahir, Trabzonspor’un görünmez sigortasıydı. 1967 yılında kurulan takımın hep yanındaydı. O tarihten itibaren Trabzonspor’u sahiplenen, destekleyen, kulüp için yardım toplayan kıymetli bir iş insanıydı. Onursal Başkanımız Mehmet Ali Yılmaz’ı da ikna edip Trabzonspor başkanlığı için şehre getiren kişiydi.

İbrahim Cevahir, 2015 yılında aramızdan ayrıldı. Şirketin şu anki Yönetim Kurulu Başkanlığını oğlu Yusuf Cevahir yürütüyor. Yıllarca Trabzonspor’a karşılıksız destek veren ailenin en tepesindeki isimle; babasını, Mehmet Ali Yılmaz’ı, 1980’leri ve günümüzü konuştuk.

- Babanızın Trabzonspor’a bu kadar ilgili olmasının sebebi neydi?

Babam makam mevki vs için iş yapan adamlardan değildi. Milli adamdı, Trabzon milliyetçisiydi. Hep ‘Trabzonspor’u nasıl kurtarırımın’ hesabını yapardı. Dolayısıyla bu yolda en doğru adam kimse onları arar bulurdu. Mehmet Ali Yılmaz o zamanlar bayağı güzel işler yapıyordu. Kazancı da iyiydi. Gençti. Gönüllüydü de. Bir genel kurul sonrası onu alıp şehre getirdi ve Mehmet Ali Yılmaz Trabzonspor başkanı oldu.

- Babanız ile Mehmet Ali Yılmaz’ın ilişkisi nasıldı?

Mehmet Ali Yılmaz, babamı çok severdi. Her zaman da babamla birlikteydi. Mehmet Ali Yılmaz ile babam arasında hukuku bozuk bir an dahi geçmemiştir. Güzel anlaşırlardı. Başkan olduktan sonra Mehmet Ali Yılmaz her şeyiyle Trabzonspor’u ayakta tutan adam oldu. Veren adamdı, alan adam değildi. Trabzonspor’dan alan çoktur. Arada vermediği halde alanlarda olmuştur. Ama hem verip hem almayan tek kişi Mehmet Ali Yılmaz’dır.



- Yılmaz’ı yeni nesle anlatmak lazım.

Evet. Onun yaptığını hiç kimse yapmadı. Çoğu başkan ya da yönetici Trabzonspor’u kullandı. Mehmet Ali Yılmaz kadar Trabzonspor’a madden katkıda bulunan bir ikinci insan olmamıştır. Her şeyini ortaya koyan bir şahıstır Mehmet Ali Yılmaz. Her şeyini. Trabzonspor ile ilgilendiği kadar ne işiyle ne de ailesiyle ilgilendi.

- Babanız sizin yönetimlere girmenizi hiç istedi mi?

Kendisi vardı zaten. Sonra Reşat ve Mehmet amcamlar girdi yönetimlere. Ben ise bugün bu işe inananlardan değilim. Bütün mutluluğun bir maçın sonucuna bağlı. Böyle bir hayat olabilir mi? Hiçbir zaman da düşünmedim yönetimlerde olmayı. Bugün spor, spor olmaktan çıktı. Trabzon özelinde bakarsak Rize’yle düşmanlık yaşanıyor, F.Bahçe ile düşmanlık yaşanıyor. Ya da onlar bize düşmanlık yapıyor. Buna spor diyebilir miyiz? Artı kulübün bütün kontrolü bankalarda. Sen nesin? Bankalar adına orayı sevk ve idare eden yönetici.



- O zamanlar da böyle mi düşünüyordunuz?

O zamanlar için bir varlık meselesiydi. Trabzon’un kendisini güç olarak hem içerde hem dışarıda kabul ettirme mücadelesiydi Trabzonspor. Bu yüzden topyekün beraberdik. Ama şimdi öyle değil. Önceden İstanbul’da yaşayan genelde Karadenizli özelde tüm Trabzonlular birbirini tanırdı. Görüşürdü. Şimdi ise birbirini tanıyıp da irtibat halinde olan kaç kişi var?

- O yıllar bir taraftar olarak sizin ilginiz nasıldı Trabzonspor’a?

Fanatik Trabzonsporluyduk. Trabzonspor ile yatıyorduk, Trabzonspor ile kalkıyorduk. Dayak atıyorduk. Dayak yiyorduk Trabzonspor için. Ama bugün takımlardan dolayı ne dayak yenir, ne de dayak atılır.



- İlk gittiğiniz maçı hatırlıyor musunuz?

İstanbul’da F.Bahçe maçıydı. Dolmabahçe’deki Beşiktaş maçında da dayak yedim. 13-14 yaşındaydım. Beşiktaş’ta oturuyorduk. Stadın otele bakan tarafında demir kapılar vardı. 1-2 metrelik kısım sac ile kaplıydı. Ondan sonra da demir parmaklıklar bulunuyordu. Milleti görüyorduk. Birilerinin sırtına çıkıp, demir parmaklıklara varıp, kafayı sokanlar içeri giriyordu. Ben de aynısını yaptım. Kafayı soktum. Ama vücut girmiyor. Bir süre sonra paniklemeye, bağırmaya başladım. Yardım edin diye. O yıllar toplum polisleri vardı. Polis aşağıdan bana bağırmaya başladı. Şöyle yap, böyle yap diye. Ama ne yaparsam yapayım olmuyor. O polis aşağıdan bana copla öyle bir vurdu ki. O acıyla kurtardım kendimi demir parmaklıklardan.

- Mehmet Ali Yılmaz Bey ile anınız var mı?

Yaşça bizden büyüktü. Abimizdi. Çok sohbet etme imkanımız olmadı onunla. Futbolcularla ise muhabbetimiz vardı. Özellikle İstanbul’a geldiklerinde. Efsane kadrodaki oyuncuları burada ağırlardık.

- O yıllarda Trabzon’u ayakta tutan iş adamları genelde Trabzon’un doğu tarafındandı. Neden böyleydi?

Evet aynen öyleydi. Trabzon’u ayakta tutan Of, Sürmene, Çaykara ve Araklılı insanlardı. Bizim tarafın arazisi üretime imkan vermiyordu. Bu da rızık için dışarıya gitmemize sebep oldu. Mücadele bizdeydi. Şehirde yaşayanda bu mücadele yoktu. Merkezin o zamanlar İstanbul’da derneği bile yoktu. İstanbul’daki iş adamlarında da memleketine hasret vardı. Ve bu yüzden takıma sahip çıkıyorlardı.

- Bugünkü Trabzonspor ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Bu takımı ya da şöyle diyeyim bugünkü kurallara göre oluşturulan bu takımı tam olarak benimseyemedim. Kendi takımım diyemiyorum şu an. 11 oyuncunun 3 tanesi Türk. Oyuncuların Trabzonlu olmalarından vazgeçtim. İsmi var takımın şu an. Trabzon’u Trabzonspor yapan pahalı futbolcular değildi. Ruhtu. Mücadele azmiydi. Bir anımı anlatayım size. 80’li yılların sonlarında Yeniköy’de bir restoranda Trabzonspor için yardım toplanıyordu. Bizim rahmetli Kaya Çilingiroğlu o gecede bulunanlara, ‘Eskiden Trabzon’da her evden en az bir futbolcu, bir tane de hafız çıkardı. Dikkat edin beyler’ dedi. ‘Hafızlar gitti gideli, futbolcular da bitti’.

- Enteresan bir tespit.

Evet öyle. Çünkü ruhla alakalı bir şey bu iş. Trabzonspor’a o ruh geri gelmeli. O zamanki çocuklar yenildikleri zaman üzüntüden yemek yemezlerdi.

Beğendim
2
Sevdim
1
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap