Kadrolar açıklandığında, iki mevkideki dağılım dikkat çekiciydi. İlki; Beşiktaş’ın sağ öndeki oyuncusu Gökhan Töre... Buna karşılık Trabzonspor’un sol beki Constant. Diğeri; orta sahadaki Atiba-Oğuzhan ikilisine karşılık... M’bia-Okay ikilisi, Mbia-Ekici’ye göre çok sağlam durmuyordu.

O nedenle maç öncesi her iki bölge Trabzonspor’un yumuşak karnı gibi gözüküyordu. Trabzonspor, tipik deplasman taktiğiyle: Rakibi kendi alanında karşılayıp... Baskıyla kazanılacak toplarla... Yusuf ve Erkan’la hızlı ataklara dönüşecek anlayışla mücadeleye başladı.

İlk 20 dakika sadece takım halinde savunmadaydı Bordo-Mavililer. İlerleyen dakikalarda kendi alanından çıkıp... Tehlikeli olmaya da başladı. Şayet Yusuf biraz becerikli olabilse... İlk yarının skoru Trabzonspor’un lehine olabilirdi. Aynı Yusuf, ilk yarı sona ererken... Quaresma’dan kazandığı top ve verdiği mücadeleyle...

Efsane Trabzonspor’un varoluşunun en önemli mihenk taşlarından birini sundu izleyenlere. İkinci yarı önce Erkan’ın kaptırdığı topla... Sonra M’bia ve Aykut’un ortak hatasıyla çok ciddi bir pozisyon verildi Beşiktaş’a. Gökhan’ın aşırı güveni takımının öne geçmesine mani olurken...

52. dakikada M’bia-Erkan-Yusuf ortaklığında Trabzonspor golü buldu. Enteresan işler oluyordu Olimpiyat’ta... İzahı oldukça zor bir gol yedi Trabzonspor. Yenilen bu gol öncesinde topun hareket halindeyken kullanılması... Hakem Ali Palabıyık’ın bariz hatasıydı. Beşiktaş’ın eksik kalışını iyi değerlendiren Trabzonspor...

Topla birlikte oyuna da hâkimiyetini kurarak Erkan’la ikinci kez öne geçti. Ve Karadeniz Fırtınası için son derece önemli ve anlamlı bir galibiyet alınmış oldu.