SON DAKİKA



Haber > Magazin > Rusya'da esir bir Trabzonlu subay

Rusya'da esir bir Trabzonlu subay

03 Ocak 2014 Cuma - 09:06




Hafız Şaban Efendi’nin tuttuğu günlük, bir esirin kaleminden çıkması nedeniyle bir ilk özelliğini taşıyor.





İşte o günlük... Rusya’daki esir kampı günlerini 98 yıl sonra ortaya çıkaran tarihi vesikanın hikayesi de oldukça ilginç. Esarette bir askerin günlük tutması ve saklamasının oldukça zor olduğuna dikkat çekilirken, kamptan kaçan Şaban Efendi'nin günlüğü kurtarmayı başarması tarihçileri de şaşırttı. Şaban Efendi’nin geride kalan eşyaları ve günlüğü bugünkü varislerinin eline ulaşmış. Torunu Necdet Durgun ve kardeşinin torunu Sami Ayan, dedelerinden kalan Osmanlıca el yazısı defterin içeriğinde ne olduğunu öğrenmek için Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Lokman Erdemir’e başvurmuş. Lokman Erdemir, eline ulaşan vesikaları incelediğinde ilk kez bir esirin günlüğüyle karşı karşıya olduğunu anlıyor ve içeriği ile ilgili bir de akademik makale kaleme alıyor. Erdemir, makalesinde, günlükle ilgili "Tarihimizin önemli bir dönüm noktasını teşkil eden Kafkas Cephesi’nde alınan esirlerin esaret hayatlarının anlaşılmasında mühim bir vesika özelliği taşıyor" diyor. Erdemir, günlüğüne genel itibariyle "Hamdolsun bugün de iyiyiz" ifadeleriyle başlıyor. ESARET BAŞLIYOR Trabzon’un Çaykara ilçesinin Şahinkaya köyünde 1887 yılında doğan Hafız Şaban Efendi I. Dünya Savaşı’nın çıkması üzere askere alınıyor. Şaban Efendi Kafkas Cephesi’nde 52. Alay 3. Tabur’da zabit vekili olarak görevlendiriliyor. Şaban Efendi’nin esir olduğu tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte günlüğünü 14 Mayıs 1916’dan itibaren yazmaya başlıyor. Esir alındığı tarihten 19 Haziran 1916’ya kadar Satılmış-Gedik’te (Gedik-Satılmış) tutulmuş, o sabah saat 8.00’de yürütülerek Kars’a, buradan da saat 10.00’da trene bindirilerek Tiflis’e gönderilmiş. Esirlerin gönderileceği yer olan Moskova’dan önce, 23 Haziran’da Bakü’ye varan, burada bir gün kalan Hafız Şaban Efendi 135 kişilik bir grupla Moskova’ya trenle gönderilmiş. 13 ARALIK’A KADAR Hafız Şaban Efendi 3 Temmuz 1916’ya Moskova’ya getirilmiş. 4 Temmuz’da 65 kişi kafileden ayrılarak 20 kişi ile birlikte Volga nehrine yakın başka bir yere gönderilmiş. Burada Avusturya esirlerinin de katılımıyla 7 Temmuz’da trenle tekrar hareket eden grubun nereye gideceği hâlâ belli değil. Hafız, Şaban Efendi, bu durumu "Makinadayız. Bakalım nereye kadar gidecek" ifadeleri ile belirtiyor. Esaret hayatı 13 Aralık’a kadar devam etmiş. Esaret hayatının sonuna kadar kaldığı Başahun’da bir hanede altı kişilik odalarda kalmış. Hafız Şaban Efendi, günlüğünde bu süreçte, ailesine özlemini esaretin kolay geçmediğini ifade eden cümleler kuruyor. GÖNDERİLİYOR Şaban Efendi’nin esaret dönüş tarihi ve keyfiyeti kesin olarak bilinmiyor. Yalnız aileden alınan bilgilerde, esaret dönüşünün firar ederek 1920 yılında olduğu, Milli Mücadele’ye katılmak üzere Eylül ayında İnebolu üzerinden Anadolu’ya geçtiği ve I. İnönü Muharebesi’ne (6-11 Ocak 1921) katıldığı belirtiliyor. Esaret sırasında geçirmiş olduğu zatürre hastalığının İnönü Muharebesi sırasında nüksetmesi üzerine hava değişimi ile memleketi Trabzon’a gönderiliyor. Zatürreden kaynaklanan akciğer hastalığına bağlı şikâyetlerinin artması ve hastalığının ilerlemesi üzerine 1921 veya 1922 yazının Temmuz ayı başlarında Kuşmer Yaylası’na çekiliyor ve aynı yıl hastalığından dolayı vefat ediyor. GÜNLÜK VE MAHİYETİ 27 yapraklık günlükte bazı sayfaların yırtıldığı ve eksik olduğu tespit edilmiş. Günlük, başında -okunamayacak kadar silik- alay bilgilerinin olduğu ilk sayfadan sonra herhangi bir başlık olmadan 1 Mayıs 1332 [14 Mayıs 1916] Pazar tarihi itibari ile başlayıp 4 Şubat 1332 [17 Şubat 1916] tarihinde biten 8 ay 20 günlük zamanın kaydını ihtiva ediyor. Bu tarih aralığında istisnasız her gün tutulduğu anlaşılan günlüğün son sayfalarında ise "Ey Padişah, sen var iken, ya ben kime yalvarayım?" şeklinde yarı nesir bir münacaat bulunuyor. Günlüğün son iki sayfasında ise Türkçe-Rusça küçük bir sözlük bulunuyor. Günlük durum tespiti mahiyetinde kısa cümlelerden oluşuyor. Hafız Şaban Efendi’nin esaretinin zor geçen yanı ailesinden, özellikle çocuklarından ayrı kalışı olması dikkat çekiyor. Günlüğün ilk sayfası "Birinci günü Pazar Satılmış-Gedik, Kars civarı…" ifadeleriyle başlıyor. Bir sonraki gün "Pazartesi [15 Mayıs 1916] [ncı] gününde havadis almayarak boş geçirdik" şeklinde. Esaretinin ilk günlerinde Kafkas Cephesi’nde cereyan eden muharebelere dair duymuş olduğu haberleri kısaca naklediyor. Günlüğünü tutmaya başladığı ilk günlerdeki "İnşallah Rusaleyhindedir harb Cenab-ı Allah’tan temenni ederim" ifadesi bulunuyor. (19 Mayıs 1916).
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap