SON DAKİKA



Haber > Magazin > Musiki beni hayata bağlıyor

Musiki beni hayata bağlıyor

10 Ekim 2015 Cumartesi - 09:14




Trabzon Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü Türk Sanat Müziği Korosu Şefi Ergin Ören evinin kapılarını Karadeniz Gazetesi'ne açarak, Rabia Uzun Cirav'





Musiki hayatına 1955-1956 yıllarında Temel Şükrü Doğru, Ahmet Selim Teymur'un öncülüğünde kurulan Trabzon Musiki Cemiyeti ile başlayan ve musiki hayatının saygın isimlerinden Ergin Ören yaklaşık 50 yılı aşkın süredir müzik çalışmalarını özveri ile sürdürüyor. Keman, ut ve kanun çalabilen, birçok beste yapan Ören, Trabzon Valiliği'nin talebiyle, Trabzon İl Kültür Turizm Müdürlüğü bünyesinde müzik çalışmalarıyla birlikte öğrenci yetiştirmeye devam ediyor

CEMİYETTEN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER YETİŞTİ

Trabzon musiki geçmişinden bahseder misiniz? Trabzon'da musiki hayatı, 1955-1956 yıllarında Temel Şükrü Doğru, Ahmet Selim Teymur'un öncülüğünde kurulan Trabzon Musiki Cemiyeti ile başladı. Musiki cemiyeti çok önemli şahsiyetlerin yetişmesine vesile oldu. O zamanlar cemiyetin yönetiminde Sebahattin Kundupoğlu, İhsan Hızel, Hamit Yalçıner, Temel Şükrü Doğru gibi çok değerli isimler vardı. En gençleri bendim. Ama maalesef daha sonra çok basit nedenlerden ötürü Trabzon Musiki Cemiyeti kapandı. Müzisyenler de dağıldı. Trabzon'da musiki hayatının resmen orta çağı başladı. İlk olarak Temel Şükrü Doğru, ben, Ahmet Yardımoğlu, Suat Kurtuldu bir topluluk kuruduk. Daha sonra Taşkın Özer, Kazım Ören, Beduh Atakan Oktay Kul, İhsan Yavuz gibi önemli isimler katıldı. Temel Şükrü Doğru ve arkadaşları ismi altında faaliyetlerimizi sürdürdük. O zamandan bu zamana hala müzikle uğraşıyorum. Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Türk Sanat Müziği koro şefi olarak görev yapıyorum.

KENDİ KENDİME KEMAN ÇALMAYI ÖĞRENDİM

Asıl mesleğiniz nedir, nereden emekli oldunuz. Müzik hayatınız nasıl başladı? Asıl mesleğim eczacı kalfalığı. Oradan emekliyim. Trabzon Türk Musiki Cemiyeti’ne rahmetli Hamit Yalçıner vasıtasıyla katıldım. Çok güzel keman ve ut çalardı. Aynı zamanda akrabamdı. Bendeki hevesi görünce beni teşvik etti. Büyük kabiliyetim vardı. İlk ut ile başladım. 15 -20 gün içerisinde bana ud çalmayı öğretti ve ben rast peşrevi çaldım ben. O kadar zeki idim. Sonra beni aldı Türk Musikisi Cemiyeti’ne götürdü. Orada geniş bir kadro ile karşılaştım. Beni ses olarak götürdü. Fakat ara verdiğimiz zaman, orada ut çalan bir arkadaşın udunu aldım ve başladım çalmaya. Rahmetli Temel Şükrü Doğru görünce beni saz ekibine dahil etti. Çünkü o zamanlar şarkı söyleyen birini bulmak kolay ama enstrüman çalan birini bulmak zor. Ondan sonra orada keman çalanları görünce bir heves başladı bende. Bir keman aldım ve kendi kendime hiç kimseden ders almadan keman çalmayı öğrendim. Daha sonra askere gittiğimde orada da kanun çalmasını yine kendi kendime öğrendim. Şimdi iyi bir şekilde ut, keman, kanun çalarım ve de aynı zamanda da öğretirim.


MUSİKİDE EN PARLAK DÖNEMİ YAŞADIK

Askerden döndükten sonra 1966 senesinde rahmetli Temel Şükrü Doğru ile birlikte bir topluluk kurduk. Ama bu topluluk başlangıçta 4-5 kişiyi geçmiyordu. Sonradan birçok önemli isim eklendi topluluğa. Temel Şükrü Doğru, ben, Ahmet Yardımoğlu, Suat Kurtuldu, bir de Osman Aksu vardı. Trabzon musikide en parlak dönemi yaşadı bizim zamanımızda. O dönemde Trabzon Radyosu ve Trabzon Televizyonu faaliyete geçti. Hem radyo hem de televizyonda birçok programa katıldık, radyoda bantlar yaptık. Resepsiyonlarda, Cumhuriyet Baloları'nda sahne aldık. Trabzon'da konser vermeye gelen birçok isme verdikleri konserlerde biz eşlik ederdik. Bilge Pakalınlar, Hamiyet Yüceses'e saz olarak eşlik etmişliğimiz var. Saz getirmezlerdi. Çünkü bilirdiler ki Trabzon'daki saz bize eşlik edebilir.

10 KİŞİDEN 9'U BENİM ÖĞRENCİM

Bir zaman sonra Temel Şükrü Doğru vefat ettikten sonra Suat Kurtuldu şefimiz oldu. Ama sağ olsun Suat abi topluluğu 1 sene bir arada tutamadı. Ondan sonra ben ele aldım, koro şefi olarak görev yapmaya başladım ve 50 seneyi aşkın hala devam ediyorum. Trabzon'da ut çalan 10 kişiden 9'u benim talebemdir. Bu keman da aynıdır. Çok fazla kanun öğrencim olmadı. Çünkü pahalı bir saz. O yüzden birçok kişi kanun alamıyor. Yalnız bir kanuni yetiştirdim. Utta da kendi kızımı yetiştirdim. Müzik bölümünü bitirdi ve şimdi müzik öğretmeni olarak görev yapıyor. Ama ne tuhaftır ki çocuklarımın hiçbiri enstrüman çalmıyor. Torunlarım da aynı durumda. Benim ailemden benden sonra devam ettirecek biri yok.

54_16

ÇOCUK KOROSU KURDUM


Gençlik merkezinde, halk eğitimde hocalık yaptım. En sonunda da Trabzon Valiliği'nin isteğiyle İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne bağlı olarak orada görev yapıyorum. Görev yaptığım süre içinde bir çocuk korosu kurdum. Çocuk korosu kurduk ki çocuklar kötü alışkanlık edineceklerine musiki ile uğraşsınlar. Gayet de güzel oldu. Aynı zamanda keman dersi veriyoruz onlara. Çocuk korosunu benim yetiştirdiğim Ayşen Er Hanım idare ediyor. Her şey benim elimin altından çıkıyor ama konserlerde o yönetiyor. O da keman öğretebiliyor.

BELEDİYE KONSERVATUARI KURULMASINI İSTEDİM

Bizim zamanımızda musikiye bir yakınlık ve heves vardı. O zamanlarda erkek eleman bulmak kolaydı. Şimdi ise tam tersi. Bayan eleman fazla, erkek bulamıyoruz. Trabzon'da bir belediye konservatuarı kurulsun diye çok uğraştım ama olmadı. Trabzon bir sanat memleketi deniliyor, ama bu sadece sözde oluyor. İcraata sıra gelince kimse kılını kıpırdatmıyor. İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın İsmail Kansız Beyefendi, müdür yardımcısı Feyhan Kurnaz Hanımefendi, bir de Hasan Hacıosmanoğlu bize son derece yardımcı oluyorlar. Onların yardımlarıyla birlikte bu işi yürütüyoruz. Bizim maddi hiçbir gelirimiz yok. Sadece gönül verdiğimiz işi yapıyoruz. Yaptığımız konserler hep ücretsizdir. Mesela enstrüman ile ilgili bir ihtiyaç olduğunda herkes kendi cebinden karşılar, özveri ile de devam ederler.

İLK BESTEMİ KIZIM İÇİN YAPTIM

Kendinize ait besteleriniz de var. İlk besteniz hangisi? İlk bestem nihavent makamında öğretmen kızıma bestelediğim bir eser. Kelkit'e tayini çıktı. Aramızdan ayrıldı ve bu durum bende hüzün yarattı. Koromuzun şen kızı/ Gönlümüzün yıldızı /Bırakıp gittin bizi/Kalplere doldu hep sızı diye güftelerde bana aittir.


KÜSTÜRDÜLER, BESTEKARLIĞI BIRAKTIM

Her bestenin küçük de olsa bir hikayesi vardır. Sizin bestelerinizin hikayesi var mı? Benim yapmış olduğum bestelerin sözleri de bana aittir. Gonca Güller Gibisin, Karagözlüm, Tükeniyor Ömrümüz Cefa ile Günbegün....Hikayesi de şöyle: O zaman eşim İş ve İşçi Bulma Kurumu’nda çalışıyordu. Evin hanımlığı bana kalmıştı. Mutfağa geçtim yemek yapıyorum. Güzel de yemek yapıyorum, bilirler. Soğan soyarken başladı gözlerim yaşarmaya Birden o anda aklıma geldi. "Tükeniyor ömrümüz cefa ile günbegün / Dönüp baktım maziye ne kaldı bizde bugün/ Saçlarımız ağardı, gözler artık yaş dolu / Bir ömür tükendi bak geçti günler dop dolu" diye rast makamında bir eser yazdım. En son besteleri gönderdim yarışmaya, sonra geri geldiler. Halbuki hiçbir tanesi yapılan bir şarkıya benzemiyor. Bahane üreterek bana geri gönderdiler. Ondan sonra ben, "Bir gonca gül koparsam gönül bahçenden / Ne çıkar gün saysam kalan ömürden / Bülbülün çilesi hep olmuş gülden / Ne çıkar gün saysam kalan ömürden" diye nihavent makamında bir şarkı yaptım. Bununla bestekarlık defterini 2006'da kapattım. Küstürdüler beni, şevkim kırıldı.

Bestekara böyle bir soru sorulmaz ama en sevdiğiniz besteniz hangisi? Hüzzam makamında "Nerde Benim Gençliğim" adlı eserim benim için çok özeldir. "Yıllar sonra döndüm ben geçmişteki günlere /Yazık şimdi ömrüm geçmiş boş yere/ Hala inanmıyorum bu ak saçlı ben miyim/ Nerde o güzel günler nerde benim gençliğim. 2003 yılında yazmıştım bu satırları. SANATA ÖNEM VERİYORLAR Trabzon İl Kültür Turizm Müdürlüğü'nde bize dört tane oda tahsis etti. Bu bile bizim için çok mutluluk verici. Benim şef odam, birisi oturma odası bir çocukları çalıştığı salon, bir de büyüklerin korosunun çalıştığı salon. Bu demek oluyor ki sanat önem veriyor. İsmail Kansız ve Feyhan Kurnaz Hanıma ve Hasan Hacıahmetoğlu'na çok teşekkür ediyorum bu konuda.

Şarkılar seyirciye hitap etmeli

Konserlerimizi daha çok Hüseyin Kazaz'da, bir de Devlet Tiyatrosu'nda yapıyoruz. Seçtiğim şarkılar, dinlenmesi hoş eserler. Konseri ne için veriyoruz, gelen insanları mutlu etmek için. O halde onlara hitap eden şarkıları seçmemiz gerekir. Dede Efendi'nin eserleri tabii ki çok değerli ama herkes dinlemeyebilir. Bizim konserimize gelenler yer bulup oturamıyorlar. Onun için eser seçimlerini iyi yapmak gerekiyor. Şöyle de bir gerçek var: Ben Büyükşehir Belediye Başkanı'nın konserlerimize bir kere geldiğini görmedim. Bir emek veriyorsak şehrin idari amirlerini de orada görmek isteriz. Bu bizi motive eder, onların gelmesi halka da örnek teşkil eder.

POLİSE ŞİKAYET ETTİLER

Eskiden herkes toplanır fasıl yapardı. Ama herkes de severdi. Şimdi kalmadı onlar. Sevmeyi bırakın, bir akşam fasıl geçiyoruz, biraz sonra baktık ki polis kapıda. Mahalleden birileri rahatsız olmuş, şikayet etmişler. Halbuki daha ne istiyorlar bedava müzik dinliyorlar.


Müziğin dışında ne yaparsınız? Müziğin dışında tek uğraşım maç izlemek.

Çok iyi yemek yaparım dediniz en iyi yaptığınız yemek hangisi? Kötü yaptığım yok ki. Hepsi iyi. Bizim hanım sağ olsun, reklamımı yapar. Çok güzel revani yaparım. Hatta turşuları bile ben yaparım.

Sizin en sevdiğiniz makam hangisi? İnsanın makamı aşıklar makamdır. Biz de aşık olduğumuz için uşak makamını severiz. Ondan sonra rast makamı güzeldir, kulağa hoş gelen seslerdir. Hüzzam makamı güzeldir ama zordur. Onun arızalarını hem okuyan kişi hem de çalan kişi tam yerlerine basmazsa sesler hafif detone gelir kulağa.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap