SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Gelen gidene rahmet okuttuktan sonra!

Gelen gidene rahmet okuttuktan sonra!

02 Ocak 2018 Salı - 07:00








Atalarımız doğruyu söylerler, bizler de onları "atasözü" olarak, ben diyeyim "ders almak için", siz söyleyin "yanlışa düşmemek için" bir kenara kayıt ederiz.

Ederiz etmesine de, Ahmet Selçuk İlkan'a şiir yazdıracak derecedeki olayları yaşayıp, yaşatıp insanlıktan uzaklaşılıyor olunsa da, ne ders alınıyor, ne de yanlışa düşmekten kaçınılıyor.

"Neler gördük bu dünyada 
Neler verdik bu uğurda 
Sultan olmak kolaydı da 
İnsan olmak kolay değil!"

*

İşte gerçek manada insan ve de Allah'a kul olunamadığı için, yıllar bir öncekini aratırcasına ardı ardına sökün edip gidiyorlar, geliyorlar.


Hem de, atalarımız desinler; "Gelen gidene rahmet okutur", ben diyeyim "Gelen gideni aratır" bir şekilde!

Evet; gittikleri zaman "Allah bir daha o yıl gibini göstermesin" babından değerlendirmeler yaptıklarımız arasında 2017'ye umutla girerken, gerisinde bıraktığımız 2016 var.

1 Ocak 2017'de, "GİDİŞİN OLSUN DA BENZERİN OLMASIN 2016; AMİİİNNN" başlığını attığımız 2016 yılını, kendinden sonra gelen 2017 öyle bir arattı ki sormayın! İşte bir yıl önceki o satırlar:

*

Ardından, dünyanın yüzde 50'si, Türkiye'nin yüzde 99'u; "Allah 2016 gibi bir yılı bir daha nasip etmesin" diye ben diyeyim "duaların", siz söyleyin "temennilerin" ettiği bir dönemi geride bıraktık.


Dertlerin, hastalıkların ve borçların katmer katmer arttığı bir 2016 idi, geride bıraktığımız yıl.

Camilerde imamın, "Dertlilere deva, hastalıklara şifa, borçlulara eda" duasına canhıraş bir bağırtı ile "amiiiinnnnn" çekildiği bir yıl oldu 2016...

Hem de, "Seni hatırlarsam üçten dokuza şart olsun" diyip, ardından da "Adını anmayacağım" şarkısını söyleyecek kadar!

Onun için, geçmişinizden, tarihinizden, hafızanızdan 2016'yı silin atın!

Sadece, başı yastıkta can vermeyenler canları, yakınları olanlar hariç... Dahası "Ateş düştüğü yeri yakar" gerçeğini unutmadan, onların gönüllerine, akıllarına ortak olun!


Bu bile 2016'yı unutamamak için yeter de artar değil mi?

Bir de, öteki alemde 2016'da olup bitenlere sebep olanların hesapları da unutulmayacağına göre!

*

Gelelim geride bıraktığımız 2017'ye...

"Gelişin olmasın" diye dua ettiğimiz 2016'ya "rahmet okutacak" kadar dünya, ille de Türkiye tarihine berbatlılıklar, kötülükler, olumsuzlarla damgasını vuran 2017'ye...


Bir halk için, bir millet için, bir ümmet için bundan daha kötü bir yıl olabilir mi?

Hangi birini sayayım!

Dünyada; Ortadoğu'dan, Uzakdoğu'ya, oradan deniz aşırıya kadar uzanmasını mı?

Türkiye'de ise "suçlu ile suçsuzun", yetmedi "Helâl ile haramın", üstüne üstlük "doğru ile yanlışın" aynı kefeye konulup, kötülüklerin hak-hukuk eliyle ödüllendirilmesine kadar varmasını mı?

Devletin üst tabakasındaki ekabirlerin, iktidar muhalefet demeden "ağzından çıkanı kulağı duymayacak" hale gelip, Yunus Emre'nin, "Bir gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil" uyarısını bile anlamayacak derecede kem sözler sarf ederek Diyanetin cuma hutbesine bile konu olmalarını mı?


*

İnanın sarsıntıları ve sonuçları 2018'e sirayet edeceği kesin olan 2017'de yaşananları hatırlayınca, yaşayacağımız günler için "Gelenin gideni aratacağını" söylemek için kahin olmaya bile gerek yok!

Sağırın duyabileceği, körün görebileceği, aptalın da anlayabileceği gerçekler çırılçıplak soyunmuş, görünen köye yerleşmişler. "Görünen köy de kılavuz istemeyeceğine" göre...

Ezcümle; 2017 yılı 2016'yı arattı. 2018'de 2017'yi aratacaktır.

Yine de, "İnşallah yanılırım" diye de dua etmiyor değilim.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap