Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtik. Kabine oluşturuldu. Bakanlar ile milletvekilleri arasında bağ koptu. Sorunların TBMM kürsüsünde dile getirilirken bakanlar artık yok. Milletvekilleri kendileri konuşuyor, kendileri dinliyor, dertlere, sorunlara çözüm için çağrı yapıyor.

Bu düzende bakanlara ulaşmak, ses duyurmak mümkün olmuyor. Çünkü bakanların yığınla sorunu var, yeni sisteme ayak uydurmak, yapılanmayı tamamlamak ve bütünleşen bakanlıkların birbirine entegre olmasını sağlamak gibi sorunlar aşılmaya çalışılıyor.

Bu kadar sıkıntı arasında bakanların, milletvekillerinin dile getirdikleri sorunlara kulak kabartması istenilen seviyede olmayınca yeni bir çare bulundu, sisteme yeni bir uygulama monte edildi, “Anlat derdini bakan yardımcısına” uygulaması devreye sokulmaya çalışılıyor.

Millet, vekilini niye seçiyor, derdini anlatsın, çözüm bulsun diye. Şimdi ne yapılacak, bakan yardımcıları milletvekilleri ile gruplar halinde bira araya gelecek, talep ve öneriler anlatılacak, ardından çözüm beklenecek. İktidar partisi kendi milletvekilleri ile bakan yardımcılarını buluşturacak, ya muhalefetin vekilleri ne olacak. Onlar devre dışımı kalacak.

İktidar bu yöntemle muhalefeti bir kez daha devre dışı bırakmayı mı hesaplıyor diye akla gelmiyor değil. Bu uygulama çerçevesinde milletvekilleri zaman zaman bakanlarla bir araya gelecekmiş. Aslı varken, yardımcısı ile iş görmenin faydası ne kadar olur varın siz hesaplayın.

Bakanlar milletin seçip gönderdiği vekilini dinlemeyecekte kimi dinleyecek. İktidar seçim bölgelerinin milletvekillerini dinleyip çözüm ürütecek, muhalefetin dile getirdiği sorunları ise görmeyecek mi. Muhalefet milletvekilleri kimi muhatap alıp halkın derdini anlatacak. İktidarın vekilinin görmediği, duymadığını muhalefet görüp söyleyemeyecek mi, bakana anlatamayacak mı?

Milletvekillerine seçim bölgeniz ile ilgili sorun varsa bakanla görüşün yoksa meşgul etmeyin uyarısı yapıldığı herkes tarafından biliniyor. Milletvekili kendi seçim çerçevesinde bürokratlardan kaynaklanan bir sorunu tespit etmişse değiştirilmesini isteyemeyecek mi? Bürokratların atanmasın da söz sahibi olamayacak, hatırlayın geçtiğimiz günlerde milletvekillerinin taleplerini dinleyen bir bakan, ‘personel, tayin ve atama için geldiyseniz, sizi misafir ederim, çayınızı içip gidersiniz’ dediğini. Arkadaş illerde işlerin hızlı yürümemesinin hantal bürokrat yapısından kaynaklandığını söyleyen iktidar, milletvekillerinin bu konuda hızlı koşanı istemesi milleti adına istemesi en doğal hakkı değil mi?

Bu uygulama tamamen merkeziyetçilikten başka bir şey değildir. Bakan’da milletin kendi adına görevlendirdiği vekillerinden istediklerini yerine getirmekle mükellef olmalı. Başkasının değil. Bakalım muhalefet bu uygulama hayata geçince nasıl bir yol ve yöntem izleyecek?