SON DAKİKA



Haber > Trabzon > Sendikalar iktidarların değil emekçinin yanında ol

Sendikalar iktidarların değil emekçinin yanında ol

18 Aralık 2018 Salı - 12:17




Sendikacılığa damgasını vuran bir kadın başkan: Emine KÖSE KABLAN





Sendikacı olmak öyle her babayiğidin harcı değildir... Çünkü emekçinin hakkını sonuna kadar savunmak, ses vermek gerekir... Hele hele kadınsan, erkeklerin açık ara hakim olduğu, seslerinin gür şekilde çıktığı sendika dünyasında, hakim güç olmak hiç de kolay olmasa gerek... Çünkü işin ucunda alın teri ve o alın terinin hakkını hukukunu savunmak var… Sendikacılıkta kadınların gücünü hissettirmesi her ne kadar güç olsa da, gücünü hissettirenlerin varlığı bu açıdan çok ama çok değerli...

Onların her biri ‘EN GÜÇLÜ KADINDIR’ yaşadığımız dünya düzeninde… İşte o isimlerden biri Trabzon’da: Emine KÖSE KABLAN. Cesur yürek bir kadın... Memur bir babanın 6. çocuğu olarak Trabzon’da dünyaya geldi... Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığı Karadeniz Vergi Dairesi’nde çalışıyor. 29 yıllık devlet memuru. Kuruluşundan beri üye olduğu sendika çatısı altında 2013 yılında Türk Büro-Sen Trabzon Şube Başkanı seçildi. 2017 yılı Aralık ayında ise ikinci kez göreve geldi. Halen şube başkanı olarak görev yapıyor. Hangi iş olursa olsun, işine dört elle sarılan… Başkanı olduğu sendikada gücünü hissettiren bir kadın...

Sadece Trabzon’da değil, Karadeniz Bölgesi’nde Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonuna bağlı tek kadın başkan olma özelliğini taşıyor... Sıcakkanlı... Dürüst... Çalışkan... Oturduğu koltuktan güç alan değil, koltuğuna güç vermeye çalışan... Sağlam bir karakter... Ve biri kızı, biri erkek evlatlarını bu vatana layık şekilde yetiştiren bir anne o... Sözde değil özde Atatürkçü... Ve örnek bir Türk milliyetçisi... Oturduk konuştuk... Biz sorduk, o büyük bir içtenlikle cevap verdi... Gelin Emine Başkanın sorularımız karşısındaki duygu ve düşüncelerini hep birlikte okuyalım…

SENDİKACILIĞI SEVEREK YAPMAZSAN EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMAZSIN

Sendikacılığa merakınız nasıl başladı?


Türkiye Kamu-Sen kurulduğundan beri üyeyim. 1989 yılında iş hayatına başladım. 90’lı yıllarda vakıftı ve bizler gönüllü üyeydik. Sendika kanunu bile çıkmamıştı ve çıkması için çok mücadele ettik. Kurumlarımızda soruşturmalar geçirdik ama hiç yılmadık. O dönem genç bir anneydim ve üyeden öteye destek veremiyordum. 2001’de 4688 Sayılı Sendika Kanunu çıktıktan sonra üye olduk. Çalıştığım kurumda da sendikacılıkta da hizmet etmeyi seviyorum. Sendikacılık gönül işi. Severek yapmadığın ve haz almadığın sürece hiçbir yere gelemezsin. Emeğinin karşılığını alamazsın.

KADIN ELİ DEĞERSE NASIL OLUR DİYEREK YOLA ÇIKTIM

Şube başkanı olmaya nasıl karar verdiniz?

Ben önce kadın kollarında başladım. Kadın komisyonunda görev aldım. Daha sonra şubemizin seçimi vardı. Yönetim kurulu üyesi olarak girdim. Sonra neden bir kadın başkan olmasın dedim. 2013’te adaylığımı açıkladım. Delegelerim de uygun gördü ve seçimi kazandım. 2017’de yeniden seçildim ve 2. dönemime devam ediyorum. Üyelerimizin her platformda yanında olmaya özen gösteriyorum. Mesela bir kadın eli değerse nasıl olabilir diyerek yola çıktım. Sadece hak aramada değil üyemizin iyi günde kötü günde yanında olmayı amaçladık. Üyelerime yakın durduğumu düşünüyorum. Sendikamız farklı bir binadaydı, ulaşımı zordu. Herkesin sendikaya gelmesini istedim. Binayı değiştirdik, daha hijyen olmasını sağladım. Üyelerimiz olmazsa olmazlarımız.

HİÇBİR ZAMAN BU ERKEK İŞİ MANTIĞINDA OLMADIM


Erkek egemenliği hakim sendikacılıkta. Bu noktaya gelmeniz önemli bir başarı... Eğer bir işi yapacaksam, cinsiyet ayrımı yapmadan sarılırım işe. Onun için erkek hegemonyası varmış yokmuş, olayın bu tarafında hiç olmadım. Bir iş yapılacaksa ‘kadınsın sen geri dur, ağırdır, erkek yapsın’ şeklinde bir hayat tarzını benimsemedim. Bu biraz da hayata bakış açısı. Bir kadın olarak neye ne katabilirimin sentezini çok yaptım. Hepimiz insanız, hata da yapabiliriz. Hatalarımızı telafi ederek gitmenin yolunu aradım hep. Bunu da bulduğumu düşünüyorum. Ben kadınım, geri adım atayım, öne çıkmayayım düşüncesini yanlış buluyorum.

KARADENİZ BÖLGESİ’NDE TEK KADIN ŞUBE BAŞKANIYIM

Kadınların çoğu neden hakkını koruma noktasında etkin değil?

Aslında adım atamayanların içinde de bir kıpır kıpırlık olduğunu gözlemliyorum. Fakat hep öne çıkarsam toplumun bakış açısı ne olur düşüncesindeler. 7 kişilik yönetimimde bir kadın yöneticim var, benimle birlikte mücadele eden. Bu sayının daha çok olmasını tabii ki isterim. Ben bu yöndeki bakış açısını kırmaya çalışıyorum. Kırdığımı da düşünüyorum. Türk Büro-Sen’e bağlı tüm Türkiye’de iki şube başkanıyız. Trabzon’da ben, bir de İzmir’de bir arkadaşımız var. Kendi konfederasyonumda büro iş kolumda Karadeniz Bölgesi’nde de tekim.

SENDİKACILAR SİYASET YAPMAMALI HERKESE EŞİT DAVRANMALI


Şu an yetkili olan Memur-Sen hükümete yakın olarak mı değerlendiriliyor?

Memur-Sen alanlara çıktığında veya söylemlerde bulunduğunda şu ifade ile karşılaşıyoruz: ‘Hükümet yanlısı sendika.’ Kendilerine malumsen, sarı sendika ya da 3.5-sen de diyebiliriz. Çünkü bizi yüzde 3.5’a pazarladılar toplu görüşmede. Aslında sendikacılıkta siyaset olmamalı. Bizler hak hukuk ararken siyasi davranmamalı, herkese eşit seviyede olmalıyız. Bütün siyasilerin yanına gitmek zorundayız. Çünkü kanun teklifi hazırlar, TBMM’ye sunarız. Bunu yaparken de gidecek olduğumuz yerler siyasi partilerdir.

3600 EK GÖSTERGE İÇİN MECLİS’E KANUN TEKLİFİ SUNDUK

3600 ek gösterge şu an çok gündemde... Sayın Cumhurbaşkanımızın ek gösterge ile ilgili 4 iş koluna vaadi var. Ama biz Türkiye Kamu-Sen olarak tüm memurların alması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili ek gösterge cetvelinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifimiz, MHP Milletvekili Mustafa Kalaycı tarafından TBMM’ye sunuldu ve Plan Bütçe Komisyonu’na sevk edildi. 100 günlük eylem planı için bir açıklama yaptı Cumhurbaşkanımız. Biz bunun hiyerarşiyi yok etmeden tüm memurlara verilmesi taraftarıyız.

YETKİLİ SENDİKA OLMASAK DA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ


Kamu-Sen şu an yetkili değil. Çalışmalarını sürdürüyor mu?

2010’a kadar Türkiye Kamu-Sen yetkili bir sendikaydı. 2010’dan sonra Memur-Sen’e geçince aldığımız hakları kaybetmenin eşiğine de gelmiş durumdayız. Ama biz yılmadık ve hala ümitle devam ediyoruz. Her platformda mücadelemizi sürdürüyoruz. Sendikalar işçi ve memurun yanında olması gerekirken bunu yapmıyor. Yetkili işçi sendikası olan Türk-İş, enflasyon farkını masaya vurarak aldı. Biz niye alamıyoruz? Biz de ek zam için sokaklarda eylem yaptık. 81 ilde açıklama yaptık genel merkezimizle birlikte. Yetkili sendikadan ses çıkmıyor.

İLÇE İLÇE DOLAŞIYOR SIKMADIK EL BIRAKMIYORUZ

2019 yılı 15 Mayıs’taki tutanaklarla birlikte toplu görüşme masasına oturacak sendika belli olacak. Biz bu süreçte üye konusunda elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Çalışmalarımızı yapacağız. Haftada bir gün sendika iznim var. İlçelerde, ilde dolaşıyoruz. Kurum kurum gezip sıkmadık el bırakmıyoruz. Sendikamıza davet ediyoruz. Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatıyoruz. Kayıplarımızı dile getiriyoruz. Birçoğu farkında olduğunu söylüyor. Memur-Sen’den çok sayıda istifa var.  Biz anlatacağız, son karar üyelerin.




LİYAKATİ KALDIRMANIN HESABINI YAPTILAR

Kamu çalışanlarının en belirgin sıkıntıları ve talepleri neler?

Kamuda 15 Temmuz’dan sonra her ne kadar Yenikapı ruhu denilse de maalesef bunu göremiyoruz. Ayrımcılıklar yapılıyor. Hak hukuk ararken bizden olursa farklı, olmazsa farklı davranılıyor. Bunu görevde yükselme sınavlarından sonra çok bariz yaşıyoruz. Yazılı sınavda 90 alan biri için mülakatta başka şeyleri araştırma hesabına giriyorlar. Kişi 90, 95 de alsa sözlüde düşük not vererek puan ortalamasını düşürüyorlar ve sözlü puanı açıklanmıyor. Mesela Milli Eğitim’de performans sonucu atamalar yapılıyordu. Bizim üyemiz olan müdürlerin hepsini görevden alıp, Memur-Sen’in üyelerini atadılar. Gelinen nokta ortada. Liyakati kaldırmanın hesabını yaptılar. Liyakat giderse her şey gider. Bunu da 15 Temmuz’da hep beraber gördük.

HAK ALMAYI GEÇTİK OLAN HAKLARIMIZ GİTTİ

Sizin konfederasyonunuz da yetki alırsa hükümete yaklaşma ihtimali yok mu?

Kesinlikle olmaz. Memurun yanında yer alacağına inanmasam burada durmam. Bunu samimi söylüyorum. Üyelerimizle aynı konumdayız. Hak alırken sadece üyelere değil kendim için de alıyorum. Biz yetkili sendikayken toplu görüşme masasında konuyu hakem heyetine taşıdık. 2010’dan beri bir kere hakem heyetine gidilmedi. 30 günlük süre varken 3 günde imza atıp çıktılar. Toplu sözleşmede büro iş kolunda 17 madde var, içi bomboş. Bizim mesai dahil her şeyimiz vardı. Hak almaktan ziyade olan haklarımız da gitti. Her kurumda mesai ücretleri var. Hepsi gitti. Adliyelerde nöbete gidiyorlar. Nöbet paraları vardı, havuz paraları vardı, hepsi gitti. Bunlar hep kazanılmış haktı. Memurlar da bu noktada istifa edip doğrunun yanında yer almaya çalışmalı.

KADIN ERKEK ESITLIGI SÖZDE KALIYOR

Kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir?

Toplum olarak her ne kadar eşitlik, kadın hakları desek de maalesef uygulamada bunu göremiyoruz. Ama yılmayacağız. Kafamıza koyduğumuzu ısrarla, adım adım, kırmadan dökmeden usulüne uygun şekilde anlatacağız. Böyle arkadaşlarımızı görünce ben elimden geldiğince yardımcı oluyorum. Sadece sendikacılık değil, kadınlar her konuda her işi yapabilir. Bir arkadaşım var, devlet memuruydu, şu an ressam. Yıllarca memurluk yaptı, o tarafını hiç görmedi. Zamanla ben bunu yapabilirim dedi ve yaptı. Biraz da kendimizi keşfetmemiz lazım. Özgüvenli olmalıyız. Bu biraz da aileye bakıyor. Kadının başaramayacağı şey yoktur. Ben bunu yapacağım dediği anda onu adım adım, sabırla yapabileceğine eminim.

 

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap