SON DAKİKA



Haber > Trabzon > Murat Çavga; ''Ayasofya açık hava müzesine dönüştürülsün''

Murat Çavga; ''Ayasofya açık hava müzesine dönüştürülsün''

18 Mayıs 2020 Pazartesi - 15:03




Turizm İşletmecileri ve Seyahat Acenteleri Derneği Murat Çavga, “Ayasofya camisinin etrafındaki atıl alanların açık hava müzesine dönüştürülmesinin hem tarihi yapının mevcut kimliğinin korunmasını hem de şehre ve turizme katkı sağlamasını hedeflemekteyiz” dedi. işte TİSAD’dan yapılan o açıklama:





Trabzon ilinde bulunan ve büyük öneme sahip olan tarihi Ayasofya yerleşkesinin, cami özelliğinin korunarak,  bahçesinin Açık Hava Müzesi şeklinde kullanılmasının turizme büyük katkı sağlayacağı tarafımızca değerlendirilmektedir. Ayasofya camisinin etrafındaki atıl alanların açık hava müzesine dönüştürülmesinin hem tarihi yapının mevcut kimliğinin korunmasını hem de şehre ve turizme katkı sağlamasını hedeflemekteyiz.

Turizm açısından Ayasofya Camisi ve bahçesi birbirinden farklı iki bölüm olarak değerlendirilmesinin, cami kısmının kamuya açık olarak (ücretsiz) kullanılması, atıl alanların restorasyonu ile Açık Hava Müzesine dönüştürülecek olan bahçe bölümünün ise kontrollü (ücretli) geçiş olabileceği görüşümüz daha önce tarafımızca Kültür ve Turizm Bakanlığına iletilmiştir.

Tavsiye ettiğimiz Açık Hava Müzesi çalışmasının uygulamaya geçmesi durumunda; Ayasofya’ya gelen turistlerin hem bahçenin peyzajının tarihi dokusu ile hem de sergilenen tarihi eserlerin önemi hissettirilerek tarihi güzelliği ortaya çıkarmayı hedeflemekteyiz.
Önerilen çalışmada;

  • Eserler bahçede kronolojik sırayla dizilecek,

  • Müzede en az üç dilde sanal rehberlik hizmeti sunulacak,

  • Eserler ziyaret edilirken dönemi yansıtan müzikler veya değişik efektler çalınacaktır.

Bu çalışmalar ile Ayasofya yerleşkesi ziyaretçiler için unutulmaz bir destinasyon haline gelecek ve yıllık ikiyüz bin profesyonel ziyaretçiyi tekrar geri kazanarak bu ziyaretçiden yıllık ortalama 2 milyon lira gelir elde edilecektir.

AÇIK HAVA MÜZESİNDE NELERİ SERGİLEYEBİLİRİZ?


  • Ayasofya yerleşkesinin hemen girişinde Trabzon'da yapılan kazılar sonucunda bulunan ve tamamen bu kentin tarihi geçmişine ait olan çoğu Roma ve Bizans dönemine ait olan eserler bahçenin yeni konseptine göre düzenlenebilir. 

  • Çeşitli zamanlarda Trabzon'da yapılan kazılar neticesinde elde edilen ve şu anda Trabzon Müzesi restorasyonda olduğu için depolarda saklanan ve açık havada sergilenebilme özelliğine sahip eserler sergilenebilir.

  • Oluşturulacak açık hava müzesinin en önemli eserleri arasında Trabzon'da valiliği yapan Yavuz Sultan Selim'e ait iki çocuğunun sandukaları önemli bir yer tutacaktır. 1499 yılında vefat eden şehzade Salih’e ve 1503 yılında vefat eden Kamer Sultan ait işlemeli sandukalar müzenin en değerli eserleri arasında yerini alacaktır.

  • Ayasofya'nın bahçesinde uzun yıllar sergilenen dönemin önemli şahsiyetlerine ait Türk İslam Medeniyetinin en görkemli mezar taşları da  açık hava müzesine katkı sağlayacaktır.

  • Ayasofya’nın kendisi ve Ayasofya'nın cephelerinde bulunan Selçuklu dönemine ait süslemeler Trabzon'da yaşayan uygarlıkların görünen yüzü olarak müze kimliğinin en büyük gücü olacaktır.


  • Ayasofya'nın camiye çevrilmesinden sonra girişine yazılan "Tüm mabetler Allah içindir. O halde Allah'tan başkasına ibadet etmeyin " ayetinin ön plana çıkarılması Ayasofya'nın evrensel yönünü ile müze yapısına güç verecektir.

AYASOFYA AÇIK HAVA MÜZESİNİN KRUVAZİYER TURİZMİNE ETKİSİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” hedefinde yeni limanlar yer almakta olup Samsun Kruvaziyer Limanı ve Trabzon Kruvaziyer Limanı programa alınmıştır.

Dünya genelindeki 20.9 milyon kruvaziyer turist bulunmakta olup en çok tercih edilen rota yüzde 37.3 ile Karayipler ve Bahamalar rotasıdır. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Bölgesi ise yüzde 19.1 ile ikinci sırada yer almaktadır. Ayrıca dünyadaki tüm kruvaziyer turistlerinin yüzde 11’inin yolu Türkiye’den geçmektedir.  Bu kapsamda yapılması planlanan Trabzon ve Samsun kruvaziyer limanları ile deniz turizm gelirlerinden hiç pay almayan Karadeniz bölgesinin bu durumu değişebilecektir. Ancak, Trabzon’un deniz turizminin gelecekte istenilen payı alabilmesi için mavi yolculuğun marka destinasyonlar kapsamına alınmasının sağlanması gerekmekte, liman hinterlandında bulunan tarihi ve kültürel yerlerin potansiyeli ortaya çıkarılarak yeni marka destinasyonların oluşturulması gerekmektedir. Bunu yaparken hem mevcut tarihi ve kültürel alanlarımız hem de potansiyel alanlarımız tarihi kimliği ve özü korunarak turizme kazandırılmalıdır.

Bu kapsamda Trabzon’un kruvaziyer turizmi açısından ön önemli marka değeri Sümela Manastırı ve Ayasofya’dır. Bu nedenle yakın gelecekte kruvaziyer turizm için bir destinasyon olacak şehrimizin Ayasofya açık hava müzesine ihtiyacı bulunmaktadır.  

TRABZON TURİZMİNDE AYASOFYA MÜZESİNİN ÖNEMİ

Turistik bölgelerin çeşitliliğinin yansıra turizm alt yapısı da turizm ekonomisi için hayati öneme sahiptir. Bu kapsamda aşağıda Tablo 1’de öncelikle Trabzon İl’inde bulunan tesis sayıları ve yatak kapasiteleri verilmiştir.


Tablo 1’de görüldüğü üzere Trabzon İlinde konaklamaya dönük tesis sayısı 602 olup toplam yatak kapasitesi ise 35.951’dir. Bu verilere ilde bulunan apart otel ve rezidans şeklinde kullanılan işletmeler dahil değildir.


Tablo 1’de verilen tesisler için şehrimize gelen turistlerin şehrimizde ki kalış süreleri çok büyük önem arz etmektedir. Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün verilerine göre şehrimize gelen yerli turistlerin 2019 yılı ortalama geceleme süresi 2 gün iken yabancı turistlerin ortalama geceleme süresi 4 gün olarak belirtilmiştir. Şehrimizde yapacağımız çalışmalar ve oluşturacağımız yeni destinasyonlar ile konaklama gün sayısını artırabilir ve böylelikle şehrimizin turizm gelirlerini de artırabiliriz.

Ayasofya açık hava müzesi ile şehrimize gelen turistlerin daha fazla zaman geçirmelerini sağlayabilir, turistlerin şehrimizin tarihi ve kültürümüz ile ilgili bilgi sahibi olurken keyifli zaman geçirmelerini sağlayabiliriz. Böylelikle şehrimize gelen turistlerin şehrimizde daha fazla vakit geçirmelerini sağlayarak konaklama gün sayısına ve turizm gelirlerimize pozitif katkıda bulunmuş oluruz.

AYASOFYA AÇIK HAVA MÜZESİNİN EKONOMİK KATKISI

Ayasofya Müzesi 2013 yılında ibadete açılarak camiye dönüştürülmüştür. Camiye dönüştürülmesi ile girişlerin ücretsiz olduğu Ayasofya Cami’ne 2013 ve2014 yıllarında hem yerli hem de yabancı turistin ilgisi artmıştır. Ancak yabancı turistlerin ilgisinin artmasında en önemli faktörün Trabzon’a son dönemde körfez ülkelerden gelen Arap turizmin ilgisi ile açıklanabilir. Buna karşılık cami içerisinde yapılan ibadete dönük uygulamalar diğer inançlara sahip yabancı turistlerin Ayasofya camine olan ilgisini azalttığı görülmektedir. Bu kapsamda aşağıda Tablo 2’de Ayasofya Camine gelen yerli ve yabancı ziyaretçi sayıları verilmiştir.


Ayasofya müzeden, camiye dönüştürülünce Cami girişinde bulunan gişe kaldırıldığı için söz konusu veriler konuyla ilgili Trabzon Turizm Kültür Müdürlüğü verilerine dayanarak hazırlanan ulusal gazete haberlerinden derlenmiş ve tabloda Bu kapsamda 2012 yılına kadar Ayasofya camini ziyaret eden ve verisi bilinen turist sayılarının toplam turist sayıları içerisindeki oranı hesaplanmıştır. Hesaplanan bu oranların ortalaması alınarak verisi bilinmeyen diğer yıllar için bu ortalama oran kullanılarak ziyaretçi sayıları hesaplanmıştır.  Camiye dönüştürülmesi ile ücretsiz girişlerin yapıldığı Ayasofya’da 2013 ve 2014 yılında ziyaretçi sayısı artmış, ancak sonraki yılarda ilgi azalmış ve ziyaretçi sayısında önemli düşüşler olmuştur. Bu nedenle verisi bilinmeyen 2015-2018 yılları için 2013 ve 2019 yılları ortalamaları kullanılarak toplam ziyaretçi sayıları bu belirlenmiş, daha sonrada Trabzon’a gelen toplam turist sayıları içerisinde yabancı-yerli oranlarını kullanarak Ayasofya Camiini ziyaret eden kişilerin yerli-yabancı dağılımı yapılmıştır.  Bu kapsamda Ayasofya Camiini ziyaret eden kişilerin yıllık trendleri görülmektedir.



Şekil 3 incelendiğinde 2008-2019 yılları arasında yerli ve yabancı turist sayılarınızdaki eğilim birbirinden bağımsız olarak hareket ettiği görülmektedir. Söz konusu dönemde yabancı turist sayılarında eğilim yatay ve ılımlı artış şeklinde seyrettiği gözlemlenirken, yerli ziyaretçi sayısında dönem keskin hareketler görülmüştür. Yerli turist açısından 2012 yılında bir önceki yıla göre ciddi bir azalış olmuş iken bu durum 2013 ve 2014 yıllarında tersine dönmüş ve ziyaretçi sayıları ciddi şekilde artmıştır. Bu duruma 2011 yılındaki Euro Krizi ve ülkemize yansımaları ile Ayasofya’nın daha önce ifade edildiği üzere 2013 yılında camiye dönüştürülmesinin etkisi büyüktür. Ancak bu keskin artış eğilimi 2015 yılında yine tam tersi istikamette dramatik bir azalışla son bulmuştur. Bu azalışın en önemli nedeni 2015 yılında Sümela Manastırının tadilata alınması suretiyle kapatılması gösterilebilir.  Bu durum Bölgenin marka destinasyonları bölgenin diğer kültürel ve tarihi yerlerini de etkilediğini göstermektedir.  Sümela Manastırının yeniden tümüyle açılması, Ayasofya Açık Hava Müzesine gelecek turist sayılarında ciddi bir artışın yaşanmasını sağlayacaktır.


Son on yıllık yaklaşık verilere baktığımız da yıllık ortalama ziyaretçi sayısının yüz elli bin olduğu bilgisine ulaşmaktayız. Ayasofya müzesinin girişinin ücrete tabi tutulmadığı 2013 yılından sonra yaklaşık bir milyon ikiyüzbin ziyaretçisi olduğunu ve giriş ücreti ortalama on liradan hesaplandığında kamunun on milyon lira gibi bir gelirden vazgeçtiğini görmekteyiz.

Sümela manastırı tamamen açılmasının etkisi ve pandemi süreci sonrası ile iç pazarda yaşayacağımız turizm hareketliliği ile Ayasofya açık hava müzesinin yıllık ortalama ziyaretçi sayısının iki yüz bine ulaşacağını öngörmekteyiz.
Ayasofya Açık Hava Müzesi giriş ücreti 20 TL olarak belirlendiğinde, kamu bütçesine yıllık dört milyon lira katkı sağlayacağı kaçınılmaz bir gerçektir.

SONUÇ

2020 yılı turizm için bir milat olacaktır. Özellikle turizm gelirlerinin önemli bir kalem olduğu turizm şehirlerinin bu sürecin sancılarını atlatmaları zaman alacaktır. Bizler bu süreci fırsata çevirerek envanterimizde bulunan doğal tarihi ve kültürel değerlerimizin eksiklerini tamamlayarak turist yoğunluğu yaşayacağımız yıllara tamamen hazırlıklı olarak girmeliyiz.  Bu hazırlıklar esnasında pandemi sonucu toplumda şekillenen yeni normaller ile turist aktivitelerinin daha yoğun bir şekilde otel dışına taşacağı, kültür ve doğa turizmine olan ilginin artacağı bilgisini göz ardı etmemeliyiz.
Hem şehre yakınlığı hem de 800 yıllık tarihi ile şehrimizin önemli bir destinasyonu olan Ayasofya Camiinin bahçesinin Açık Hava Müzesine döndürülmesi şehir ekonomisine, şehrin kültürüne ve kamunun bütçesine doğrudan katkı sağlayacaktır.

Roma, Selçuklu, Bizans ve Osmanlı tarihinin izlerini taşıyan açık hava müzesi  muhteşem bir şehir terası niteliğindedir. Cami ve müzenin iç içe olması, yaşatılan bir ibadethane ve müzenin bir arada sunulması yapıya özel bir kimlik kazandırmaktadır.  Bu çalışmalar ile Ayasofya ziyaretçiler için unutulmaz bir destinasyon haline gelecektir. Yapılacak çalışmalar ile Ayasofya açık hava müzesinde yıllık profesyonel ziyaretçi sayısını kısa vadede 300 bine orta vadede de 500 bine çıkararak şehre sağladığı katma değeri artırmalıyız.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap