SON DAKİKA



Haber > Trabzon > Bakırcılık deyip geçmeyin bu sese kulak verin! Bu ses susarsa bir kültür yok olur

Bakırcılık deyip geçmeyin bu sese kulak verin! Bu ses susarsa bir kültür yok olur

Karadeniz Özel

05 Ekim 2022 Çarşamba - 12:59








Merhabalar… “Trabzon Konuşuyor” başlığı altında bu hafta Bakırcılar Çarşısını ziyaret ettik. Doğu Karadeniz bölgesindeki zengin bakır yataklarından elde edilen bakır, Trabzon atölyelerinde işleniyor.  Köklü bir geçmişe sahip olan Bakırcılık sanatı ise her ne kadar çırak yetiştiremeyip, unutulmaya doğru yol alsa da mevcut sanatkarların elinde canlılığın korunması için mücadele ediliyor. Biz de bölgemizin ve kentimizin bu önemli sanatını sanatkarlara sorduk.
İşte bakırcılık sanatına yıllarını vermiş sanatkarlarla yaptığımız röportajdan geriye kalanlar…

BU MESLEK BİZE BABADAN KALMA

Ecevit İskender: “Bakırcılık mesleği bize babadan kalma. Severek yaptığımız bir meslek. Fakat çırağımız yok, yetişecek olan elemana ihtiyacımız var. Ben 20 yıldır bu mesleği yapıyorum. Artık ustalık bölümüne geçtik. Tabi eskisi gibi değil bu meslek. Eskiden bu sokaktan aşağıya sesten geçemezdik.  O zamanlar tabi herkesin mutfağı bakır doluydu, Şimdi kimsenin mutfağında yok. Eğer herkes alırsa yine eskisi gibi buradan ses çıkacak inşallah. İşlerimiz Allah’a şükür iyi. Bu sene Körfez’den gelen misafirlerimiz piyasayı canlandırdı.”

BİRİLERİ BU İŞİ YAPMAK ZORUNDA

Yusuf Karayavuzoğlu: “Bakırcılık bir iki seneye kadar çok güzeldi. Yeniden canlanmaya başlamıştı. E tabi bu pahalılık bakırı da vurdu. Bir kilo bakır 200 lira. Bunu işleyip müşteriye 350-400 liraya sattığınız zaman müşteri de bakır alana kadar başka bir şey alırım diyor. Yani boğazını düşünüyor.  Bir asırdır bu çarşıdayız. Ben dördüncü kuşağım. Birileri de bu işi yapmak zorunda. Çarşıda gelecek vadeden çok az dükkanı var. Onlardan biri de biziz. Bakırcılık işi kimseyi zengin etmez.  Aç bırakmaz.  Kendi yağında kavrulursun.”


DESTEKLENMESİ GEREK

Orhan Gedikli: “Bakırcılık şehrimizin temsili açısından önemli bir sanat. Şu an başka illerde üretilip Trabzon’a geliyor. Bu işi yapan ustaların çok az olduğunu düşünüyorum. Çocukluğumuzda bakır eşyalarla büyüdüm. Balığı, hamsiyi bakır tavalarda pişirirdik. Yemeklerimizi de bakır tencere de pişirirdik. O lezzet çok başkaydı. Şimdi o lezzetleri arıyoruz. Elli yaşından sonra şimdi tekrar bakır kullanmaya başladım. Görsel olarak izlemeyi de seviyorum. Şehrimizin desteklenmesi gereken önemli mesleklerinden biri. Çırakların yeniden yetişip, bu sektörü devam ettirmesi lazım.”

ÇIRAK YETİŞMİYOR

Emin Özkara: “63 yıldır bu mesleği icra ediyorum. Bakırcılık aslında sevilen bir meslek. Üstelik  parası az olmasına rağmen seviliyor. Biz Trabzon’da yenilikleri gitmedik.  Dışarıda bir bakırın kalaylanması daha hesaplı. Trabzon’umuzda üç tane kalaycı var. Kalaydan insanlar biraz kaçıyor. Teflona bir dönüş var. Çırak da yetişmiyor. Çünkü bu meslek doyurmaz. O nedenle gençler de yapmak istemiyor. Bu iş eskidendi, yani 1960’larda… Eskiden kuyumculuk ve bakırcılık vardı, şimdi durum öyle değil. Eleman yetiştirmek imkansız.”

KIYMETİNİ BİLEN YOK

Muzaffer Göle: “52 yıldır bakırcılık mesleğini yapıyorum. Eskisi gibi değil tabi bu sektör.  Gençler yapmak istemiyor. Şu an bir tane genç var yetişen o da bırakacak.  Eleman bulamıyoruz.  Eskiden gece on iki –bire kadar çalışıyorduk. Tabi o zamanlar gelinin çeyizi hep bakırdandı. Şu anda yok öyle bir şey. Zaten eskilerden rağbet var. Yeniler uğramıyor bile. Aslında sağlık açısından çok iyi ama kıymetini bilen yok. Eskiden burası sesten geçilmiyordu. Trabzon’un bakırı bir numaraydı. Şimdi yok. Zaten usta yok ki değir olsun.”

BU İŞ KABİLİYET İŞİ

Ali Kuduoğlu: “Bakırcılık mesleği şu an bitmek üzere. Şimdi böyle el sanatlarıyla birlikte yapıyoruz. İşleme, tamir ve kaynak yapıyoruz.  Çelik tamirleri çıktı onu yapıyoruz.  Böyle idare ediyoruz. Bu sektörün son sanatkarlarıyız. Biz aradan çıktık mı bu iş bitecek.  Gençler artık bu işi istemiyor.  Bunda maddiyatında büyük önemi var. Öyle büyük ücretler veremiyoruz. Bir de bu iş kabiliyet ister.”

GENÇLER YAPMAK İSTEMİYOR

Ömer Bey: “Çocukluğumdan beri bu işi yapıyorum. Bakır yıkayacak adam bulabiliyoruz fakat kalay yapacak adam yetişmiyor. Gençler yapmak istemiyor. Gençlerimiz biraz gezmeyi seviyor. Biz de kısıtlı sayıda ustalarla bu sanatı devam ettirmeye çalışıyoruz. Niye ben yapıyorum? Çünkü çoluk çocuk bakıyorum. Para kazanmak zorundayım. Gençlerin böyle bir derdi yok. Maddiyata gelince… Şükürler olsun kazanıyoruz. Neden kazanmayalım. Çorba kaynıyor.”

VATANDAŞA HİTAP ETTİĞİ ŞEKİLDE

Murat Özçilingir: “Bakırcılık çok eski tarihi olan bir meslek.  Eskiden bu günümüze kadar gelen şimdi de bizler tarafından icra edilen önemli bir sanat.  Ben bu meslekte üçüncü kuşağım, dede mesleğim.  Eskiden bu mesleğe çok yoğun bir talep vardı. Fakat günümüzde maalesef yok.  Gençlerimizin pek ilgi alanına girmiyor. Eskiden mutfaklar hep bakırdı, şimdi çelik ve aleminyumun çıkmasıyla biraz geri plana düştü. Sektörde değişimi ve gelişimi takip etmek zorundayız.  Bakırcılık vatandaşın ilgi alanına ne şekilde hitap ediyorsa biz de yeniden bunu günümüze taşıdık.”


HABER: EMİN SARAÇ
GÖRÜNTÜ: EROL TAŞKIN

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap