Türkiye dünya fındık üretiminin yüzde 70-80’ini karşılamasına rağmen fındık borsasının yabancı tüccarların elinde olduğunu söyleyen Karaman, “Fındık üreticisinin emeği ve alın teri üzerinden küresel sermaye servetine servet katmaktadır” dedi.

Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman, fındık üreticilerinin yaşadığı sorunları Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine getirdi. TBMM Genel Kurulunda konuşan Karaman, fındığın Karadeniz bölgemizin en önemli tarım ürünü olduğuna vurgu yaparak, “Fındığın ülke ekonomisinde de önemli bir yeri vardır. Ülkemizde 500 bine yakın çiftçi fındıkla geçimini temin etmektedir. Diğer bir ifade ile fındık tarımı 4-5 milyon kişiyi ilgilendirmektedir” dedi.

“KAZANÇ, YABANCI SERMAYENİN CEBİNE GİDİYOR”

Karaman, Türkiye dünya fındık üretiminin yüzde 70-80’ini karşıladığının altını çizerek, “Böyle büyük bir piyasadan aldığımız pay ise maalesef 2-3 milyar dolardır. Ancak bu kazanç üreticinin veya yerli sermaye sahibi tüccarlarımızın kasasına değil, daha çok yabancı sermayeye ait 4-5 yabancı şirketin kasasına girmektedir. İtalyan ve İspanyol çiftçileri fındığını ortalama 5 avroya satarken, Türk üreticisi 2-2,5 dolar civarında satmak zorunda bırakılmaktadır. Fındık üreticisinin fındık alım fiyatının 5 avrodan aşağı olmamalıdır. Fındık üreticisinin emeği ve alın teri üzerinden küresel sermaye servetine servet katmaktadır” şeklinde konuştu.

“FINDIK İHTİSAS BORSASI KURULMALI”

Fındık sektörüyle ilgili uyarılarda ve çözüm önerilerde bulunan Karaman, şunları kaydetti: “Ülkemizde genelde tarım satış kooperatiflerinin, özelde ise fındık tarım satış kooperatiflerinin etkisiz konuma düşürülmesi, fındık piyasasında üreticinin üretimden kaynaklanan gücünün kullanmaz hale gelmesi sonucunu doğurmuştur. Tarım sektöründe en büyük ihracat geliri fındıktan elde ediliyor ve bu gelirin 4-5 kat artması mümkündür. Fındık tarımının sürdürülebilir olması ücretimizin alın terinin ve emeğinin karşılığını alması için şu tedbirler alınmalıdır; piyasada yabancı sermaye hakimiyeti ve tekelleşme mutlaka dikkate alınarak, tekelleşmenin önüne geçecek tedbirler alınmalı. Yerli sermaye ve üretici mutlaka desteklenmelidir. Fındık dikim alanları sınırlandırılmalı. Fındık ihtisas borsası kurulmalı. Fındıkta araziye değil, üretime destek politikalarına geçilmelidir.”