Geçen hafta yazmıştım, Evet-Hayır yarışması... Artık yarış başladı. Akşamları eve gittiğimde 4 yaşındaki oğlum Mustafa Kemal yanıma gelerek "Gel baba, oyun oynayalım. Evet-Hayır yarışması yapalım" diyor. Artık alıştı ve kolay kolay bu iki kelimeyi kullanmıyor.

Kaçamak cevaplar vererek bu iki kelimeden uzak duruyor. Tabii bu bir yarışma, ancak 16 Nisan'da gerçek yarışma olacak. Geçtiğimiz günlerde AK Parti eski Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu derneğimize gelerek neden EVET dememiz gerektiği konusunda oldukça aydınlatıcı bilgiler verdi. Bir kere asla bu ülkede koalisyon bu millet germeyecek, 5 yıl seçim yapılmayacak ve ülke ekonomisinden trilyonlar seçim için harcanmayacak.

İlinde aday olan milletvekilliğine soyunan parlamentodada bakanlık bekleyen kimse olmayacak. 5 yıl artık kimsenin beyninde siyaset olmayacak ve 5 yıl boyunca kimse siyaset konuşmayacak. Bu ülkede icraattan çok konuşmalar olduğunu düşünecek olursak artık 5 yıl icraat olacağını düşünüyorum. Tamam, bunlar iyi yönleri...

Plağın arkasını çevirelim. Tüm yetkiler seçilen kişiye mi bağlanacak, denetleyicisi kendi atadıkları mı olacak? Veya şöyle diyelim: Ben ne dersem o olur, benden başka kimse konuşamaz, iyi veya kötü yaparsam beni kimse sorgulayamaz mı denecek? Şu an bu soruların cevaplanması halinde görüşüm EVET...

Rize'de siyasetin içinde olan, siyasete sırtını dayayan bazı STK'lar var. Seçildiklerinden günümüze kadar bir arpa boyu yol almayan, 'BAŞKAN' desinler diye şatafatlı koltuklara oturanlar var. Veya kendi özel işlerini yaptırmak için başkanlık koltuğunda oturan manda kafalar var. Her yerde, her fırsatta siyasetçilerin kulağına bu kişileri anons ediyorum. Ayrıca kendilerine bu insanların hatta insan yerine insancıkların tekrar aday olmaları durumunda arkalarında olmamaları gerektiğini söylüyorum. Hafta boyu birkaç siyasetin zirvesinde olan insanlarla oturdum ve bu isimleri teker teker kendilerine söyledim. Rize'nin önünü kapatan, tek proje bile üretmekten aciz bu insanlara bir daha sahip çıkmamalarını söyledim.

Kendi ceplerini doldurma peşinde olan bu insanlara itibar gösterilmemesini, Rize için herhangi bir girişimcilikleri olmadığını detayları ile kendilerine anlattım. Tek kelime: HAKLISIN. Ardından... İsim ver destek verelim oldu. Tabii cevabım hazır...

İsimler iş yapmaz... İsimsiz kahraman Rize'de çok. Bunların siyasi görüşüne bakmak doğru değil, geçmişte verdiğim bazı isimler "Bizden değil" dediniz. Rize kazanacaksa bu insanları da siz kazanırsınız dediğim isimler oldu. Yine tek kelime "HAKLISIN"... Tabi haklı olmak yetmiyor...

Adama göre iş vereceksek siz haklısınız dedim, ama işe göre adam vereceksek haklı olan ben olurum diyerek siyasilerin kulağına kurşun döker gibi bu sözleri döktüm. Ne kadar faydası olacağını zaman içinde birlikte göreceğiz. Tabii öncelikle iktidar iç huzuru sağlamak için adım atmalı.