SON DAKİKA



Haber > Gündem > Parti içine doğru esen demokrasi klimaları üreti

Parti içine doğru esen demokrasi klimaları üreti

22 Mart 2015 Pazar - 10:03








Günümüzde, siyasi partiler, toplumdaki çeşitli çıkar ve görüşlerin bağdaştırılması ve temsili, halk ile devlet arasında aracılık etme, siyasal kadroların devşirilmesi, iktidarın kullanılması ve denetimi gibi işlevleri yerine getirmek bakımından, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları haline gelmişlerdir. Demokrasinin gerçek anlamıyla yaşanabilmesi için, siyasi partilerin kendi içlerinde de demokrasi ilkelerine uygun olarak faaliyetlerini sürdürmeleri gerekmektedir. Zira, siyasi partilerin, halkın ihtiyaç ve çıkarları doğrultusunda politika üretebilmeleri için kendi iç yapılarının da demokratik olması zorunludur. Aksi halde, temsil ilkesi tam anlamıyla gerçekleşemez. Partilerin iç düzenleri ise, partinin işleyişi ile ilgili parti içi hukuksal düzenlemeler, parti içi seçimler, örgütsel yapı, karar alma mekanizmaları, aday tespit yöntemleri, parti disiplini, üyelik sistemi gibi pek çok unsura göre şekillenmektedir. Bu unsurların parti içi demokrasiyi sağlamaya yönelik olarak kurulmaması, demokrasinin gerçek anlamda hayat bulmasına imkan vermemektedir.

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Türkiye’de, uygulamada, parti içi demokrasinin istenen düzeyde gerçekleşmediği görülmektedir. Bu nedenle, oldukça ciddi bir sorun haline gelen parti içi demokrasinin sağlanabilmesi için hukuksal değişikliklerin bir an önce yapılması gerekir. Parti içi demokrasiden tam olarak hiçbir siyasi parti için mümkün olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Demokrasilerin en önemli unsurunun siyasi partiler olduğunu düşündüğümüzde, demokratik bir rejimden bahsedebilmek için aynı zamanda ciddi anlamda bir parti içi demokrasiden de bahsetmemiz gerekir. Bunun en önemli ölçütü ise siyasi partilerde siyaset yapanların sorumluluğu genel başkanına değil, parti programlarına ve halka karşı duyması gereğidir. Diğer açıdan, parti içi demokrasiden kastedilen sadece liderin veya lider kadrolarının değil, parti üyelerinin de karar ve çalışmalara doğrudan katılmasıdır. Bu bağlamda parti içi demokrasinin varlığına işaret edecek en önemli unsur ise aday belirleme sürecidir.

CEKETLE SEÇİM KAZANMA

Oysa seçimler arifesinde aday belirleme sürecinin olması gerekenin uzağında işlediğini yakından izlemekteyiz. Nerdeyse sadece genel başkanların iki dudağı arasında ve tamamen onların tasarrufunda adaylık dağıtılmaktadır. Liderlerin ağızlarından düşürmedikleri ve sürekli bahsettikleri temayül yoklamalarına ne kadar uyulduğu ise kimse tarafından bilinmemektedir. Üstelik bu temayül yoklamaları sonuçları partililere dahi çoğu zaman açıklanmamaktadır. Aday belirleme sürecinin de liderlerin mutlak tasarrufu altında gerçekleştiğini hepimiz biliyoruz. Ancak "ceket" ile seçim kazanılabileceği varsayımında adayların önemsizleşeceğini hepimiz görmek durumundayız.


OTORİTER SİYASET TARZI

Yine, başarılı şekilde bakanlık yapan kimselerin yerel seçimlerde aday gösterilmesi de lider tasarrufu ile açıklanabilir. Bu durum ise parti içi demokrasinin ne kadar uzağında olduğumuzun göstergesidir. Üstelik iktidar partisinin bu parti içi otoriterliği, diğer siyasi partilere de olumsuz yansımaktadır. Diğer siyasi partilerin de parti içi demokrasi kaygısı taşımadıkları açıktır. Fakat iktidar partisinin pervasızlığı diğer partiler tarından da örnek alınmaktadır. Bugün karizmatik liderlerin tasarruflarına fazla ses çıkarılmamış olması ya da bu tercihlerin kitlelerce benimsenmesi takınılan tavrın mutlak doğruluğunu göstermez. Parti içi demokrasinin olmaması, Türkiye’de demokratik kültürün gelişmesinin önünde de en büyük engeldir. Daha önce var olan anti-demokratik uygulamaların sebebi olan vesayet rejimi bugün mevcut olmadığına veya zayıfladığına göre, bu tutum ve davranışlar ne ile açılanacaktır? Üstelik uzun vadede bu otoriter siyaset tarzı hem seçmenin hem siyasetle uğraşanların hem de ülke demokrasisinin aleyhinedir.

KİMSE KUSURA BAKMASIN

Siyasette bu içe dönük, tek taraflı beklentiler, demokrasiden sayılamaz. Bunun üzerine bir şey inşa edilemez. Parti içi demokrasi, her haliyle, büyük, alınterinin bir çabanın ve emeğin ürünüdür. 1973 yılında Milli Selamet Partisi bütün üyelerinin katılımı ile ilçe seçim kurulu nezaretinde resmi seçim yaparak millet vekili adaylarını belirlemiştir. 1973 yılında rahmetli Lütfi Göktaş en yakın arkadaşından 11 oy fazla alarak birinci sıraya seçilmiştir. Milli Görüş’ün çekirdek kadrosu 1973 seçimlerinde delege tarafından seçilmiş uzun yıllar siyaset de kalmışlardır. Bu da tabandan alınan gücün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Genel merkezlerin giriş kapısına kadar değil başkanlık katlarında da parti içi demokrasi klimaları esmeli.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap