Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Manisa’da 26 farklı eserin kimisini açtık, kimisinin temelini açtık. Aynı akşam sanatçı ve yazarlarımızla bir araya geldik. Onların beklentilerini dinleme fırsatı bulduk. Cumartesi günü DEİK konferansıyla yurt içi ve yurt dışındaki işadamlarımızla bir araya geldik. Ürdün’de sanayi ve ticaret alanında bir dizi anlaşmaya imza attık. TİKA’nın ofisinin açılışını gerçekleştirdik. Hicaz demiryolunun yapımını 1. Dünya savaşında engellediler. Biz şimdi Amman’da restorasyon yapıyoruz. İstanbul-Medine gönül yolu köprüsünü engelleyemeyecekler.

Bu tarihi eşikte tarihi bir misyonu ifa ediyoruz. Mülteciler, dost ve kardeş ülkeler bize bakıyor. Beni çok etkileyen bir mesajı paylaşmak istiyorum. Bir doktor hanımefendi Suriyeli çocuklarla ilgileniyor. Bir Suriyeli yetimin başını okuyor, büyüyünce ‘Ne olacaksın’ diye soruyor, ‘Büyüyünce Türk olacağım’ diyor. Gözlerim yaşararak okudum. Onun kafasındaki merhametli, şefkatli bir milletin adı. Hangi kumpası kurarlarsa kursunlar, istikbal bizimdir. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile görüşmemizde Mayıs ayında Türkiye’de yapılacak olan Dünya İnsani Zirvesi’nin ayrıntılarını ele aldık.

ERDOĞAN’IN ABD ZİYARETİ

Şu dakikalarda Sayın Cumhurbaşkanımız da ABD’ye gidiyor. Hem Washington’da zirveye katılacak hem de İslam Merkezi’nin açılışını gerçekleştirecek. Bu merkez Cumhurbaşkanımızın hayırlı elleriyle açacağı bu merkez dünyanın bir başka kıtasında vurduğumuz mühür olacaktır. En iyi şekilde milletimizin temsili gerçekleşecek.

Geçtiğimiz hafta terör saldırıları dünyanın gündeminden eksik olmadı. Bir kez daha bu milletle duyduğumuz iftiharı ifade etmek istiyorum. Kendi şehit evlatlarının cenaze namazını kıldıran imamların olduğu bir ülkede bayrağımız hiçbir zaman yere düşmez. İnancımız da bayrağımız da sonsuza kadar temsil edilir. Pakistan ne zaman bir sıkıntı ile karşılaşırsa onların yanında olacağız. Aynı şekilde ırak’ın da yanındayız. Kürt, Şii, ve Arap kardeşlerimiz bilsin ki en yakın dostları biziz. Son 1 ayda terörün kanlı yüzü coğrafya farketmeksizin kendini gösterdi.

İsimleri, kimlikleri farklı olabilir ama teröristler insanlık düşmanıdır. İnsanlık suçu ilkeyen bu organize terör örgütleri birdir ve aynıdır. Diyarbakır’daki vatandaşımızın basiret ve feraseti ile Ankara ve İstanbul’daki vatandaşımızın basiret ve feraseti aynıdır. Ankara, İstanbul, Brüksel, Bağdat ve Lahor. Bu kanlı şebekeler ayrım yapmıyor. Hepsi aynı alçaklardır, isimleri, kimlikleri farklı olabilir ama aynı odaklardır. Bu cinayet odakları insanlık suçu işlemek üzere örgütlenen birdir ve aynıdır. Bütün insanlığın daha fazla geç olmadan yek vücut olması lazım.

“HUKUK VE DEMOKRASİ YOLUNDA GERİ ADIM YOK”

Türkiye’nin tökezlemesini bekleyenler, kaos ve kriz bekleyenler boşuna bekleyecekler çünkü biz buna izin vermeyeceğiz. Türkiye hukuk ve demokrasi yolunda geri adım atmadan devam edecektir. Terör örgütlerinin maskesi düşmüştür. Esas meselesi ağaç olmayanlar, dershane olmayanlar omurgamıza ateş ediyorlar ama zihnimizi işgal edemezler. Zehirledikleri insanları ölüme gönderen bu odaklar istikrarımızı, huzurumuzu ve refahımızı bozamayacaklar bizi 2023 hedeflerimizden geri koyamayacaklar.

“Hiç çıkmadığımız kadar sokaklara çıkalım”

Herkes maneviyatını, moralini en yüksek düzeyde tutarak hayata karışmalıdır. Herkes sokağa, caddeye çıkmalı kucaklaşmalıdır. Nefreti muhabbetle yeneceğiz. Moral ve motivasyonumuz tam olmaldır. Buradan geriye tek bir adım atmadan huzur ve birlik için yürüttüğümüz mücadeleyi yürüteceğiz. Bu mücadele 78 milyonun mücadelesidir. Bu mücadele milletimizin, devletimizin topyekun bir yeniden varoluş mücadelesidir. Mum ışığı ile karanlığı aydınlatalım. Hiç çıkmadığımız kadar sokaklara çıkalım. Hiç girmediğimiz kadar esnafımızın yanına gidelim. Komşularımızın hatrını soralım."