İslam dünyası kurban bayramında büyük bir acı yaşıyor. Son bilgilere göre ‘’şeytan taşlama’’ sırasında meydana gelen izdihamda 750’nin üzerinde Müslüman öldü, bine yakın insan yaralandı.

Mekke ve Medine’ye hacı olmaya giden insanların başına gelen ilk felaket, ilk cinayet, ilk katliam değil bu. Hemen her yıl belirli ölçekte toplu ölümler, birkaç yılda bir de büyük ölçekli kitlesel katliamlar gerçekleşiyor.

Ziyaret edilmesi İslam dini açısından beş koşuldan biri olarak kabul edilecek kadar kutsal olan ve her yıl milyonlarca insanın gittiği bir yerde, bu kadar basit organizasyon-düzenleme hatası nedeniyle bu kadar insan can veriyor! Benzer olayların defalarca gerçekleşmesine karşın Suudi Arabistan devleti gerekli önlemleri almıyor ya da alamıyor. Kendilerine emanet edilen insanları koruyamıyor. Daha bu ay içinde, vinç düşmesi sonucu 107 insan yaşamını yitirmişti. O olayda da açık ihmal ve ciddiyetsizlik vardı.

HACILARI YOLMAK!

Müslümanların hac istemlerini dini bir gereklilik değil de bir zenginleşme aracı olarak gören Suudi yönetimi, daha çok önlem almak, daha insani koşullar getirmek, insanların bu ibadetlerini daha derin ve kutsi biçimde yaşamasını sağlamak, elde ettiği yıllık 8-10 milyar dolar gelirin bir kısmını bu yolda kullanmak yerine, daha çok nasıl kazanabilirim, hacıları yolabilirim, Kabe’yi nasıl turistik tesis haline getirebilirim diye hesap yapıyor.

ALLAH’I KANDIRMAK!

Kabe’nin etrafı dev lüks otellerle çevrilmiş. Herkes eşitleyen; zengin, yoksul ayrımını hiç olmazsa Kabe’de ortadan kaldırıp sosyal statüyü anlamsızlaştırması gereken; bunu da bir ehramda simgeleştiren hac, gerçek anlamından uzaklaştırılmış durumda. Paranıza gücünüze göre sıralanıyorsunuz.

Kabe’yi kuş bakışı en iyi gören, en yakın duranlar en zenginler. Gelir düzeyi ve ödeme gücüne göre arkaya doğru sıralanıyor oteller, hizmetler. En sonda ise kilometrelerce uzakta çadırda ya da açık havada yatan en yoksullar. Ahlaksız, adaletsiz sömürü düzenleri, düzenbazlıkları, hırsızlık ve yolsuzlukları, din bezirganlığı ile zenginleşenler, Allah’ı kandıracaklarını mı düşünüyor? Kimisi 7 ya da 5 yıldızlı otelde hacı olacak, kimisi her türlü olanaktan uzakta. Böyle hac, böyle hacılık, böyle rezalet olmaz olsun!

‘ASIL ŞEYTAN’I TAŞLAMAK

Kabe’yi-İslam’ı, kendi doymak bilmez iktidar ve zenginlik hedeflerinin paravanı yapanlar; oburluk ve zalimlikleri ile büyük suçlara ve günahlara imza atanlar; kendi günahlarını, hırslarını, suçlarını sorgulamak yerine şeytan taşlayanlar, Kabe’de aklanacaklarını mı sanıyor?

İslam dünyası, simgesel şeytan taşlama törenleri ile kendilerini avutmak yerine, kendi zihniyetine yerleşen, ülkelerin ve dünyayı ele geçiren şeytanlardan kurtulmadıkça, daha böyle felaket, acı görür. İslam dünyası, bilimi, bilgiyi, sorgulamayı, dayanışmayı, özgürleşerek ve paylaşarak bir arada yaşamayı keşfetmediği sürece karanlığın içinde debelenmeye devam edecek.