Deprem nedeniyle yoğun duygular yaşadığımız bugünlerde
deprem bölgesinde ayakta kalan binaların duvarında ülkemizin kurtarıcısı ve
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin olması, fay hattının geçtiği
yerlerde heykelinin dimdik ayakta kalması O’na karşı saygı sınırlarını aşanlara
en güzel cevap olacak bu yazıyı yeniden paylaşmak istedim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna kafir diyecek kadar
cesursan ben de sana şerefsiz, namussuz, vatansız ahlaksız diyecek kadar cesur
ve yürekliyim diyerek;
“Atatürk'ün düşmanı, düşmanımdır.
Adı: Mareşal Gazi
Mustafa Kemal ATATÜRK,
Görevi: İlk Cumhurbaşkanı,
Doğum yeri: Selanik,
Yaşı: 57,
Eğitim: Harp
Akademisi,
Savaş: 11,
Madalya: 24,
Nişan: 7,
Yazdığı Kitap: 11,
Okuduğu Kitap Sayısı:
4000,
Açtığı Fabrika: 48,
En Büyük Başarısı:
Türk vatanını işgalden kurtarması, Türkiye Cumhuriyeti Devlet'ini kurması.
"Aynı takımı
tutmadığım adamla anlaşırım,
Aynı partiye oy
vermediğim adamla anlaşırım,
Aynı dini
paylaşmadığım adamla anlaşırım,
Aynı milletten
olmadığım adamla da anlaşırım,
Ama Gazi Mustafa
Kemal Atatürk’ü sevmeyenle asla ANLAŞMAM…”
Ben, ülkemi,
ilkelerimi, fikrî düşüncemi Anayasanın ilk 4 maddesi gibi korur kollar asla
taviz vermem.
Çünkü ben Mustafa
Kemal Atatürk'ün kurduğu, Türkiye Cumhuriyetinin çocuğuyum...
Ben, Atatürkçüyüm,
Ben, Cumhuriyetçiyim,
Ben, lâikim,
Ben,
antiemperyalistim,
Ben, tam bağımsız
Türkiye'den yanayım,
Ben, Türk milletindenim diyenlerdenim.
Ben, Türk milletine
tuzak kuran hainlerin düşmanıyım.
Ben, hırsızların,
vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım."
Ben, Allah ile
aldatan namussuzların düşmanıyım…
Dindarım diye geçinip
gece gündüz Atatürk'e küfredenlerin düşmanıyım...
Atatürk; Diyanet’i
kuran,
Atatürk; Kuran’ı
kendi parasıyla tefsir ettiren,
Atatürk; Kur’an meali
ve ilmihali yaptıran,
Atatürk; İmam
hatipleri açan,
Atatürk; Ayasofya'yı
müze değil de cami olarak kayıt yaptırandır.
Ben, "susan
dilsiz şeytandır" sözünün takipçisiyim.
Ne KÖK'ümü yok
sayarım ne dalımdan koparım” ifadelerini paylaşan Alper Sunaçoğlu ile aynı
duyguları paylaşıyorum. Ne mutlu Türk vatanının kurtarıcısı, Türk devletinin
kurucusu, Türk milletinin Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık
yolunda olanlara ve “Ne mutlu Türküm diyene!” diyor herkesin, “Bu devlet biziz,
biz milletiz, biz Atatürk’üz” sözleri ile bu paylaşımı yapmasını istiyorum.
MİLETİM RAHAT UYUSUN
Bu zor günlerde rahat uyku uyuyanların, milletin derdi ile
dertlenmeyenlerin, yaşanan felaketin altında imzası olanların, milletin bir
çadıra bile mahkum olduğu bu günlerde yine O büyük önder ülkemin ilk
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşları ile birlikte,
Yunanlıların denize döktükten sonra İzmir’i kurtarıp çok tatlı bir yorgunluk
içerisinde Ankara'ya hareket etmek için trene binerler kompartımana çekilirler.
İşte Atatürk ile ilgili bir devlet adamında olması gereken ve tarihe not olarak
düşen bu yaşanmış gelişmeyi umarım okuyanların biraz yüzünü kızartır ve onun
sayesinde ne kadar rahat uyuyoruz ki hala uyanamayanların uyanmasına vesile
olur.
İzmir’in kurtuluşu sonrası başlayan tren yolculuğunun ertesi
günü kompartımanın kapısını çalar yaveri, açar yorgun, bitkin, kravatını
yıkamaktadır Atatürk. Yaveri "paşam, bu ne hal hiç uyumadınız herhalde
niye böylesiniz" der.
"Ya çocuk kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı
unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm, ben de
uyumadım kalktım" der.
Yaveri “Aman paşam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir
yastıkla battaniye getirirdik" der.
Ve bir ülke kurtarmaktan dönen komutan tarihi bir cevap
verir, der ki "geç fark ettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz.
Hiçbirinize kıyamadım. Önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat
uyuması.”
Umarım millet yaşadığımız bu felaket sonrası uyanır.