Ülkemizin bağımsızlığını, bayrağımızın özgürce
dalgalanmasını, Türk milletinin hür olarak yaşamasını silah arkadaşları ile
verdiği mücadele sonunda kazandığı zaferlerin ardından bizlere Türkiye
Cumhuriyeti’ni armağan eden Atatürk ile ilgili bugün ağız ishali olmuş gibi
zırvalayanlara verilecek en güzel cevap Ustura Kemal’in çizeri Haldun Sever’in
ifadelerinde yatmakta.
“4 ya da 5 yaşında idim 1952-53 yılı olmalı. Bir gün
anneannemle el ele Söğütlü çeşmeden Altıyola doğru yürüyorduk. Yol kenarındaki
tezgahında kitap satan bir satıcı vardı. Çok iyi hatırlıyorum. Atatürk’'ün
kitapları yerde idi.
Anneannemin kitap satan adama bağırdığını hatırlıyorum.
‘Atatürk'ün kitapları niye tozun toprağın içinde, onları
tezgahın üstüne koysana' demişti.’
Kitap satan aptalın da ne dediğini çok iyi hatırlıyorum.
‘Amaaan teyze hanım ölmüş gitmiş adam ne olacak?’
İşte o anda, anneannem benim elimi bıraktı ve tezgahtaki
kitapları adamın üstüne atarak, Atatürk kitaplarını tezgahın üstüne koymaya
başladı. Adam önce mani olmaya çalıştı ama, sonra o ufacık kadından korktu
kaçtı.
Anneannem ağlıyordu, niye ağlıyordu?
Onu bu kadar üzen neydi merak etmiş olmalıyım, yolda
-'Anneanne' dedim, ‘Atatürk ne demek?’
İşte o anda İstanbul'un işgalinde Kamile bebeği ile (annem)
açlık ve bakımsızlıktan verem olmuş, kocasını kurtuluş savaşına helâl edip 28
yaşında dul kalmış anneannem, çömelip kollarımı tuttu, gözyaşları içinde bana
aynen şunları söyledi, ‘Atatürk, demek,
şerefli insanlar olmak demektir, Atatürk demek bu sokaklarda korkmadan yürümek
demektir, bu sokağa, bu şehre, bu memlekete, benim memleketim diyebilmektir,
anladın mı oğlum?’
‘Anladım' dediğimi de hatırlıyorum.
Öylesine anlamıştım ki, aradan 60 yıl geçti hala unutmadım Atatürk’ün ne demek olduğunu. İşte bu nedenle Türk milleti ve Atatürk düşmanları boşuna uğraşmayın Atatürk’ün açtığı yolda yürümeye devam eden milyonların tükürüğünde boğulursunuz.
SATAN MİLLİ OLMAZ
Dünyaya şeker satmak yerine, şeker fabrikalarını satan,
kağıt satmak yerine, kağıt fabrikalarını satan, kumaş satmak yerine Sümerbank’ı
satan, sigara satmak yerine Tekel’i satan, Tank Palet’i satmak yerine, Tank
Palet fabrikasını satan asla yerli ve milli olamaz.
SUÇ ALDATANDA MI, ALDATILANDA MI?
Bakınız! Don Kişot’un yaratıcısı olan yazar Miguel Cervantez
414 yıl önce şeytanı böyle anlatmıştı;
Şeytan atını mahmuzlamış giderken Don Kişot bağırdı;
- Bir dakika bekle! Sana son bir soru daha soracağım.
Şeytan;
"Sor bakalım", dedi alaycı bir sesle.
Don Kişot;
- Ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?
Şeytan;
- Elbette. Benim adamlarım çoktur!
- İyi ama onlar 'Allah Allah' diye bağırıyorlardı?
Şeytan;
- Ne sandın ya! 'Şeytan Şeytan' diye mi bağıracaklardı?
Bizim işimiz bu: Aldatmak, daima aldatmak!
1412 yıl önce de Kur'an uyarmış;
"Dikkat edin aldatıcılar sizi Allah ile
aldatmasınlar" Fatır/5
Peki ne demiş bilge;
"Eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o
kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur."!?
Av. İSMAİL KAYNAR…
Onca kelam ettik…
Trabzon siyasetinin nabzını tutmadan da geçmeyelim.
CHP’yi analiz edelim.
Bugün aday adaylarından Av. İsmail Kaynar’dan bahsedelim.
Neden mi İsmail Kaynar’ı dedim…
2018 seçimlerin vefalı ismi olduğu için.
Partisine bağlı, genç, dinamik, bütünleştirici olduğu için.
Yağmur çamur demeden partisi için çalıştığı için.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun güçlü bir neferi olduğu için.
Onun için ‘listenin ilk sıralarını’ zorlar deniyor.
Bizde öyle görüyoruz…
Tabi önemli olan genel merkezin atacağı adım.
Bu noktada genel merkeze tavsiyemiz var.
Kısa mülakatla bu iş olmaz…
Trabzon’un da nabzını tutmak lazım.
DİKKAT
14 Mayıs’ta sandığı gideceğiz. Ülkemizin ve milletimizin
geleceğini oylayacağız. Oy kullanırken mutlaka oy pusulasının arkasına bakınız.
Eğer o sandığa ait mühür yoksa o pusula sahtedir v e geçersizdir. Oyunuzu
kullanırken bu ayrıntıya dikkat etmeyi unutmayın.
GÜNÜN SÖZÜ: Yıllardır ‘Yıllardır yukarıda Allah var’ deyip
milleti yukarı bakarken aşağıdaki tüm malı götürdüler.