SON DAKİKA



Haber > Ekonomi > İşin uzmanı anlattı: Tarla ile tezgah arasındaki fiyat farkının sebebi

İşin uzmanı anlattı: Tarla ile tezgah arasındaki fiyat farkının sebebi

07 Nisan 2022 Perşembe - 15:59




Korkusuz Gazetesi köşe yazarı Barış Yarkadaş bugünkü köşesinde, sebze meyve fiyatlarında tarladan tezgaha kadar geçen yolculukta meydana gelen büyük artışı kaleme aldı.





Gazeteci/yazar Barış Yarkadaş bugünkü köşesinde, ''Domates ve biberi bedava alsanız bile…'' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yarkadaş yazısında, tarladan yola çıkan bir ürünün taşınma, poşetlenme, yüklenme ve indirilme gibi maliyetlerinin ardından ortaya çıkan fiyat farklarını teker teker ifade ederek maliyetlerin sebze meyve fiyatlarına olan doğrudan etkisini gözler önüne serdi.

Barış Yarkadaş'ın yazısının tamamı şu şekilde:

Önceki gün TV 100’de katıldığım bir programda “Antalya Hali’nden domates ve biberi bedavaya alsanız bile, İstanbul’a gelene kadar kilo başına maliyeti 5 TL’yi buluyor” dedim. Ardından ise bunun arkasında yatan sebebi açıkladım ve “Pazarcıların ve market sahiplerinin boğazını sıkacağınıza, fiyatların yükselmesine sebep olan politikalarınızı değiştirin” çağrısını yaptım.

GERÇEĞE DÖNELİM…


TV 100’deki programda da ifade ettiğim üzere, AKP iktidarı pahalılığı yaratan sebepler yerine “hayaletlerle savaşmayı” ve vatandaşın gözünü boyamayı tercih ediyor. Oysa ki; pahalılığa sebep olanlar ne küçük market sahipleri ne de pazarcı esnafı…

Gelin o halde, biberi, domatesi, patlıcanı ve bilumum temel gıda maddelerini neden astronomik fiyatlarla aldığımızı bu işin içindeki bir isimden dinleyelim.

İŞİN UZMANI ANLATIYOR

Kurtuluş Özaydın… Benim 30 yıllık dostum. Özaydın, Bostancı Hali olarak da bilinen İstanbul Anadolu Yakası Hali’nde kabzımal… Ayrıca Antalya Hali’nde de toptancı dükkanları ve depoları var. Dolayısıyla, elinden her gün tonlarca sebze – meyve geçiyor.

Aynı zamanda Anadolu Yakası Pazarcılar Odası yönetiminde de görev alan Özaydın, “Kabzımallar ve pazarcı esnafı pahalılığın sorumlusu gibi gösteriliyor. Pazarcı esnafımız fiyatlar yüzünden halkla karşı karşıya gelmekten yoruldu. Biberi patlıcanı kimse pahalıya satmak istemez. Çünkü mal pahalandıkça satışı azalır. Köylü de pazarcı da kabzımal da pahalı satılan maldan para kazanamaz” diyor.


HER ŞEY NEDEN PAHALI?

Özaydın, biberin, patlıcanın, fasulyenin neden pahalı olduğunu ise şu sözlerle anlatıyor:

“Bakın, siz şu an Antalya Hali’nden ya da tarlasından yaklaşık 10 ton biberi hiç para vermeden alsanız bile, o biber İstanbul’a gelene kadar kilo başına 5 TL olur. Çünkü; başta mazot olmak üzere her şey çok pahalı. 10 ton biber yüklü bir kamyonun Antalya’dan İstanbul’a gidiş dönüş maliyeti yaklaşık 16 bin TL’dir. Bunun anlamı, bibere kilo başına kafadan 1.5 TL maliyet binmesidir. Aynı biberin plastik poşetle ambalajlanması ve araçlara yüklenmesi, kilo başına maliyeti 1 TL daha artırır. Biber oldu size 2.5 TL…”

Gördüğünüz üzere, biberin ‘pahalı yolculuğu’ devam ediyor. Özaydın, “Diyelim ki; biber İstanbul’daki hale geldi. Bu malın dükkana indirilmesi kilo başına daha 1 TL maliyet demektir. ‘Hamaliye’ dediğimiz ücret de bibere maliyet olarak biner. Biberimiz şu an 3.5 TL oldu” diye devam ediyor.

MALİYETLER ÇOK YÜKSEK


Sebze Meyve Hali’ndeki dükkan sahibinin verdiği kira, çalışanların maliyetleri, işgaliye, rüsum ve vergiyi de eklediğinizde, bizim Antalya biberinin kilo başına maliyeti 5 TL’ye çıkıyor. Pazar esnafı ya da market sahibi de benzer maliyetleri üstüne koyduğunda, biberin pazara ya da markete geliş fiyatı 8 TL’yi buluyor.

Gördünüz mü; bedavaya alınan biber, özetleyerek yazdığım maliyetler yüzünden pazara gelene kadar 8 TL oluyor.

Devam edelim…

Pahalı fiyatların asıl sebebi…
Kurtuluş Özaydın, “bedavaya alındığı varsayılan biber”in üretilmesi için harcanan paraya da dikkat çekiyor. Özaydın, “Biber şu an serada üretiliyor. Üretim yapabilmeniz için su ve elektrik kullanmanız gerekli. Her ikisi de çok pahalı. Serada çalışan emekçilerin aldığı ücret de ciddi bir maliyet kalemi. Keza; gübre ve zirai ilaçlar da dövize endeksli. Döviz yükseldikçe, maliyet de artıyor” ifadesini kullanıyor.

Özaydın sözlerini şöyle sürdürüyor:


“Az önce ifade ettiğim tüm maliyetleri üst üste koyduğunuzda, biberin tarladan çıkış fiyatı, Antalya’da kafadan 22 TL’yi buluyor. En ucuz fiyata sattığımız Çarliston biber şu an İstanbul’da 30 TL… Emin olun ki; bu fiyatlardan yapılan satıştan kimse para kazanmıyor. Çünkü mal pahalı olursa satışı azalır. Kimse para kazanamaz. Kimse yüksek fiyata mal satmak istemez. Bu yüzden pazarcı esnafını ya da market sahiplerini hedef göstermek doğru değil. Hükümet mazotun fiyatını düşürsün, üretimi teşvik etsin. Tarım Kooperatifleri alternatif hale getirilsin. DPT yeniden kurulsun ve planlı üretime geçilsin. Dövizin yükselişi durdurulsun. O zaman gıda fiyatları düşer.”

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap