Burası Rus ordusunun vurduğu Mikolayiv kenti. Rus güçleri kente giremedi ancak bombaları sivilleri hedef aldı. Yalnızca "askeri ve stratejik hedefleri" vurduğunu iddia eden Rusya, bin 500 ton soğan, içki ve bal kabağı barındıran bu depoyu yerle bir etti. 43 yıl önce burayı elleriyle inşa eden Zenya, savaş jetlerinin emeğini saniyeler içinde nasıl kül ettiğine şahit oldu. Zenya ve Ludmila, Rus roketleri depoyu vurduğunda binanın içindeydi. Ludmila bir çift terliğinin bile kalmadığını söyledi. Ancak bu çift, şanslı olanlardan.

Rus saldırılarında yaralananlar Mikolayiv hastanelerini tıka basa doldurmuş durumda. Ancak Rusya'nın hastaneleri hedef alması sebebiyle bir çoğu yer altındaki derme çatma sığınaklarda kalıyor. 12 yaşındaki Stass, ölümden dönen sivillerden biri. Hastanede tek başına çünkü babası, hayatını kaybeden annesini ve kız kardeşini gömmekle meşgul. Stass, yaşadıklarını "Bomba, çatının benim tarafımdaki kısmını vurduğunda komşunun bodrumundaydım. Büyükannemin evine kaçtık, orası da vuruldu. Kolum kırık. Babam ve komşumuz beni buraya getirdi. İki gün komada kaldım" sözleriyle anlattı.

Sonya da bombalara dışarıda yakalandı. Kafasına şarapnel saplandığı için spazm geçiriyor. Annesi ise çaresiz bir şekilde onu sakinleştirmeye çalışıyor. Annesi, "Bandı keserken bir ses duydum. Füzenin arkamızdan uçtuğunu gördüm. Sonya'ya 'Hadi gidelim' dedim. Koştuk. Sonya önümdeydi. Daha sonra patlamayı duydum" dedi.