SON DAKİKA



Haber > Gündem > Siyaset dili

Siyaset dili

01 Haziran 2017 Perşembe - 08:57








Bizim kuşak, çok partili rejime geçişi yaşamıştır. Evet, 1950’lerde çocuktuk ama evdeki insanların heyecanından bir şeyler anlıyorduk. Demokrat Partililerde sevinç, Cumhuriyet Halk Partisi’nden olan ailelerde burukluk vardı. Ancak ne komşu, komşusu ile dargındı ne de kavgalıydı. Çünkü birbirlerine parti nedeniyle kötü söz söylememişlerdi. Bizim kuşak ihtilallar, darbeler de gördü. Ama ihtilali veya darbeyi yapan insanlar da gerek iktidar partisinin gerekse muhalefet partisinin başkanlarına ya da üyelerine kırıcı sözler söylememişlerdi.

Bir Cemal Gürsel veya Kenan Evren kimseye hakaret edici davranmamışlardı. Bunu yazmakla bu kişilerin yaptıkları darbeleri elbette kınıyorum. Ben kullanılan dili anlatmak için onları örnekledim. Bundan önce yazdığım her iki yazımda da meydanlarda kullanılan dili ve işlenilen konuları beğenmemiştim. Çünkü kişilik yapmak, insanlara gereksiz karalamalarda bulunmak hoş olmuyor ve olmadı.

Düşünebiliyor musunuz milyonlarca oy verilen bir partinin genel başkanına aslı astarı olmayan karalamalarda bulunuyoruz. Evet, halk sizi alkışlamış olabilir, tezahüratta da bulunabilir; ama kürsüdeki hatip, sen doğruyu söylüyor musun ve söylediğine inanıyor musun? İşte püf noktası burada. "Evet" isteyen, "Hayır" isteyen konuşmacıların tek gündemleri olmalıydı. Anayasa’da değiştirilecek 18 madde.

Öyle bir hava estirildi ve öyle bir gündem değiştirildi ki sanki genel seçimlere gidiyoruz da iktidar yaptıklarını anlatıyor; muhalefet de onlara yanıt veriyor. "Yiğidi öldür ama hakkını yeme" diye anonim sözümüz var ya. İktidar iktidarları döneminde özellikle ülkemizin imarı yönünde büyük hamleler yaptı. Bunu herkes görüyor ve kabul da ediyor. Ama referandum ayrı bir şeydi. Kusura bakmayın da artık halkımız sizden sokak ağzı istemiyor. Halkımız sizden hakaret içeren sözcükler de istemiyor. Hele aşağılayıcı küfür nitelikte hitap şeklini hiç istemiyor. Halkımız sizden açıklayıcı, bilgilendirici anlatım istiyor. Halkımız sizden yalan sözler değil, doğruyu anlatan sözcükler, cümleler duymak istiyor. Alkış, makam sarhoşu olmakla alkol sarhoşu olmak arasında fark yoktur.

Çünkü sarhoş, sarhoştur. Çünkü o, mantığını, aklını öne çıkaramaz ve bazen de söylediğinden haberi olmaz. 16 Nisan referandumu saat 17.00’de bitti. Demokratik tercihler kullanıldı. Sonucu kazanan veya kaybeden yok ki sevinç gösterileri yaptık. Şu son zamanlarda Ege Denizi’nde kaybettiğimiz adaları mı geri aldık? Güneydoğu'daki savaşı mı bitirdik? Terörün kökünü mü kazdık? Ekonomiyi mi şahlandırdık da sevinç gösterileri yapıyoruz? Bu toplumun her şeyden önce barışa gereksinimi vardır.


Bu toplumun birlik beraberliğe gereksinimi vardır. Sevgiye, kardeşliğe, dostluğa paylaşıma ihtiyacı vardır. Bizim temel sorunumuz bu. Her vatansever de benim yazdığım sorunlarla yatıyor o sorunlarla kalkıyor. Doğal olarak, yukarıda belirttiğim sorunların merkezi bugünün iktidarıdır. İnsanları ötekileştirmeden, yandaş insanlara sahip çıkıp diğerlerini kenara atmadan 80 milyon insanı kucaklamak elbette ki yönetimin görevidir. Vatanseverlik, ulusseverlik demek, yandaşa değil liyakate göre görev vermektir. Çünkü görev alan insanların maaşlarını biz vatandaşlar ödüyoruz. Özetin özeti: Lütfen politik dilimizi gözden geçirelim. Demokrasiye inanalım ve seçmenin verdiği oyun sahiplerine de dürüst ve nazik olalım. İsteklerim hiç de zor değil. Yoksa ben mi fazla iyimserim?

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap