Malum olduğu üzere Fransa’nın başkenti Paris’te meydana gelen terör saldırılarının gölgesinde G20 Zirvesi toplanmıştı. Bu zirve Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da yapılmıştı. Adı geçen toplantıda terörle mücadele etmek için geniş kapsamlı bir program ve de işbirliği üzerinde mutabakata varılmış, ileriye dönük birlikte hareket etme sözü verilmişti.

Gerçi bu zirvede alınan kararların bağlayıcılığı olmamakla birlikte koca koca devletlerin koca koca yöneticileri, terörün finansal kaynaklarının kurutulmasının yanında terörle mücadele ortak açıklamasında “Terörü kim nerde yaparsa yapsın!” ifadesi kullanılıyor, daha fazla bilgi alışverişi ve kapsamlı bir terörle mücadele anlayışı ortaya konulmasının altı çiziliyordu. Koca koca liderler söz vermişti...

Terörün hiçbir biçimde meşrulaştırılamayacak bütün yöntemlerini, motivasyonlarından bağımsız olarak kim tarafından ve nerede gerçekleştirilmiş olursa olsun bütün terör eylem ve metotlarını hiç tartışmasız biçimde kınıyoruz. Terör hiçbir din, kültür ve etnik grupla ilişkilendirilemez.

Terörle mücadele bizim için öncelik taşımaktadır, bunu uluslararası dayanışma ve işbirliği içinde yapmaya devam edeceğiz. Bu mücadelemizde uluslararası insani yardım hukuku, mülteci hukuku ve ilgili uluslararası hukuka tam olarak uyulmasını sağlayacağız. Teröristlerin mal varlığının dondurulması, terörizmin finansmanının suç sayılması gibi pek çok şey konuşulmuştu... Geçmişte bazı ülkelerde de terörle mücadele süreçleri yaşandığını biliyoruz.

Bu ülkelerden İngiltere ve İspanya da terörle mücadelede iktidarla muhalefet birlikte hareket etmiş ve uzun yıllar süren terör belasını bertaraf etmişlerdi. Peki bizde durum nasıl? Bu sorunun cevabını TBMM’deki siyasi partilerimizin tutum ve davranışlarında görebilirsiniz; kim destek, kim köstek...