Tüccarın biri bir gün yolda Veba'yla karşılaşır. Endişeyle Veba'ya bakar ve "Nereye gidiyorsun?" diye sorar. Veba, "Bağdat'a" diye yanıtlar. “Kaç kişinin canını alacaksın?” diye tekrar sorar Tüccar. Veba, “Çok değil, sadece 5 bin kişi” der ve gider. Aradan zaman geçer ve Tüccar yolda yine Veba'yı görür. Fakat duymuştur ki Bağdat'ta vebadan 60 bin kişi ölmüştür. “Bana 5 bin kişiyi öldüreceğini söylemiştin. Oysa sen 60 bin cana kıymışsın” diye hiddetlenir Veba'ya. Veba ise gayet sakin ve kendinden emin, “Ben 5 bin kişi öldürdüm. Geriye kalanı korkudan öldü” der.

Güncel bir haberle devam edelim. Ukrayna'nın Çernobil bölgesinde 4 Nisan'da başlayan yangının kontrol edilemediği, yangının nükleer santral bölgesine 1 km kadar yaklaştığı ve bu yangının nükleer felakete dönüşeceği haberleri dünyaya kasıtlı olarak servis edildi. 26 Nisan 1986 tarihinde (34 YIL ÖNCE) Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe meydana gelen patlama sonucunda çevreye radyasyon yayılmasıyla, dünya tarihindeki en büyük çevre felaketi meydana gelmişti. Çernobil büyük bir felaketti ama patlamadan sonra bölgenin üzeri binlerce ton beton ve toprakla örtülerek kapatıldı ve 30 km çapında bir alanda tüm yerleşimler boşaltıldı. Diğer reaktörlerde kontrollü olarak kapatılarak 2000 yılında faaliyetine tamamen son verildi. Son yıllarda bölgede yapılan ölçümlerde radyasyon seviyesinin normale döndüğü, hatta bölgenin turistik ziyaretlere bile açıldığı biliniyor. Evet, burada çıkan yangında bir felaket! Ama bu yangınla nükleer bir tehlike söz konusu değildir/olamaz. Yangın felaketini nükleer tehditle birleştirmek ve servis etmek ancak korku terörü oluşturmak içindir. Neticede yangın kontrol altına alındı ve siz bu satırları okurken de muhtemelen söndürülmüş olacak.

Bir başka haber; Fransa’nın Doğu Akdeniz’de görev yürütürken Fransa'ya geri çağrılan ''Uçak Gemisi'' Charles DeGaulle’de görevli 668 askerin koronavirüs testi pozitif çıktı. Yani geminin üçte biri koronavirüs! Merak ediyorum, bir Amerikan uçak gemisinde ve büyük Cruise yolcu gemilerinde de korona yoğun bir şekilde görüldü. Dış dünyadan izole bir şekilde uzun süredir de denizde bulunan bu gemilerde korona salgını bu kadar yoğun nasıl görülebiliyor? Bu gemilerde 5G mi var acaba? Denildiği gibi korona 5G ile yayılabiliyor olabilir mi? Son korona (Covid-19) salgını insanlık tarihinin en büyük ve en korkunç felaketlerinden biri olarak tüm dünyayı sarmaya ve tehdit etmeye devam ediyor. Bu salgın; doğal bir salgında olabilir, biyolojik bir kaza ya da ekonomik-teknolojik bir savaşta olabilir. Üretilen komplo teorileri o kadar fazla ki hangisine inanmak isterseniz onu seçin. Ama mutlak gerçek bu salgının dünyanın her yerinde ölüm saçmasıdır. Önemli olan doğru tedbirleri almak ve doğru tedavi yöntemlerini uygulayarak bu savaştan zaferle çıkmaktır. Ancak bazı iddialar var ki; üzerinde durmak gerek!

Bunlardan bir tanesi de salgınla dünya nüfusunun azaltılması iddiasıdır ki; en uzak ve gerçek dışı olandır. Bugün dünya üzerinde 8 milyara yakın insan yaşamaktadır ve şu anki ölüm rakamları 100 binler civarındadır. 100 bin ya da 100 milyon ölümle bu olmaz. Ölüm sayısı ancak milyarı aşarsa belki bu ihtimal üzerinde durulabilir. Ama asıl neden gerçek olamaz biliyor musunuz? Ekonomik olarak! Çünkü ekonomi insandır! Üreten de tüketen de insandır! Nüfus ne kadar çok olursa ekonomik hacim de o kadar genişler/Pazar büyür. Nüfus azalırsa pazar da/ekonomi de daralır. Şimdi bir örnekle açıklayalım. Bugün İstanbul’da 16 milyon nüfus yaşıyor! Yani bu İstanbul’da her gün en az 16 milyon ekmek tüketilmesi anlamına geliyor. Azaltın nüfusu, 8 milyon yapın mesela, ekmek tüketimi de yarı yarıya azalır. Fırınlar kapanır, istihdam düşer. Un tüketimi azalır v.s. Araç dolaşımı azalır, daha az benzin tüketilir, daha az araba satılır. 8 milyon daha az cep telefonu satışı olur. Yani bu ekonomik düşüş kimsenin işine gelmez. Komplo teorileri ve korku senaryolarının sonu gelemeyecek gibi. Ama dünya olarak bunu atlatmak ve geleceğe umutla bakmak zorundayız. Her ne şekilde olursa olsun bu korona da bitecek ve korona sonrası yenidünya düzeninde gardını iyi/doğru alanlar başta ekonomik anlamda olmak üzere daha güçlü bir şekilde yer alacaktır. Ülkemiz de bu güçlüler arası yerini alacaktır.