SON DAKİKA
SON DAKİKA


Tedbire devam
22.12.2020
Merhabalar... 
Normalleşme sürecinin ardından artan hasta sayıları nedeniyle, hem günlük hayat işleyişinde yeni uygulamalarla, hem de hafta sonu sokağa çıkma yasakları ile temas azaltılmaya çalışıldı. 
İnsanların sağlıklarını korumak için kişisel tedbirler alması gerekirken, zorunlu uygulamalarla kendilerini korumaya mecbur bırakılmaları mantığa ters gibi görünse de, ne yazık ki ancak bu şekilde vaka sayılarında biraz azalma görebildik. İlerleyen vakitlerde uyum arttıkça bu etkiyi daha da net fark edebileceğiz. İnsan neden kendini ve sevdiklerini korumayı seçmez de, zorunlu olunca buna mecbur kalarak uygular? Neden zaruri bir ihtiyaç için değil de, basit, ertelenebilir ve hatta keyfi ihtiyaçlar için dışarıya çıkar? Bunların cevabını bilmek, bulmak ya da anlamak gerçekten zor. 

Kısıtlamaların amacı belli olmasına rağmen hâlâ kapalı ortamlarda bir araya gelenleri, maskesiz-mesafesiz iletişim içinde olanları, bir de bunları sosyal medyada paylaşanları görünce, eğitim ve öğretimde daha çok yol almamız yani tabiri caizse “kırk fırın ekmek yememiz” gerektiğini düşünüyorum. Eğitim ve öğretim sadece bitirilen okullar, okunan kitaplar ya da alınan diplomalarla olmuyor maalesef. Bunlara sahip olup olayı kavrayamayanlar yanında, okuma-yazma bilmeyip de uyarıları dikkatle ve doğru şekilde uygulayanlar o kadar çok ki. 

Bu dediklerimden bugüne kadar hasta olanların dikkatsiz, tedbirsiz davrandığı sonucu da çıkmasın çünkü istediğimiz kadar korunmaya çalışalım, etrafımızda sorumsuz birileri var ise bu çok zor. Herkesi kontrol etme şansımız olmadığından, dikkatli ve özenli davransak dahi hasta olabiliriz ya da bu nedenle hayatımızı kaybedebiliriz.
Korunmamızın amacı bireysel bir endişe, hastalık ya da ölüm korkusu değil, toplumsal bir önlem, hasta ve hastalığa bağlı ölümleri azaltmak. Hep birlikte hareket etmemiz lazım ki, tek bir hasta bile kalmasın. Salgın bir hasta ile başladı ve hangi noktaya geldi hepimiz görüyoruz. Yani “Aman, boşverin, hasta olacaksam da ben olacağım, size ne?” deme lüksüne kimse sahip değil. Çünkü sizin tedbirsiz davranışınız, sizinle mecburen temas etmek durumunda olan insanlar için de risk. Ve kimsenin buna hakkı yok! 

Artık ya kendisi ya da yakın çevresinden birisi hasta olmayan kalmamıştır herhalde. Yine yakın çevresinden olmasa da, bir tanıdığının Covid-19’a bağlı vefatını duymayan da sanırım yoktur. Tabi ki iyileşen hastalarımız çoğunlukta ama pek çoğunda bu sürecin sanıldığı kadar kolay bir şekilde geçmediği de ortada. Kimde, nasıl seyredeceğini, hangi durumlar ve sonuçlarla karşılaşacağımızı bilmediğimiz bu hastalıktan mümkün olduğunca korunmaktan başka çaremiz bu nedenle yok. 

Salgının başından beri nerdeyse her gün, Covid-19’la enfekte olmuş en az 50-60 kişiyi değerlendirdiğimiz günlük vizitlerimiz sırasında en iyi hastalarımızın bile; o an iyi olsa da sonrası için haklı olarak endişe taşıdıklarını, yatış süresinin uzaması durumunda hastanede olmaktan sıkıldıklarını, ayrıca bulaşıcı olduğu için insanların en sevdiklerini düşündüklerine dahi refakat etmekte zorlandıklarını görüyoruz. Yani en hafif hali bile stres oluşturuyorken bir de solunum sıkıntısı olan ya da yoğun bakım ihtiyacı olduğundaki durumu düşünün.
Üzmemek ve üzülmemek için lütfen biraz daha çaba, biraz daha dikkat.
Sağlıcakla kalın...

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap