Merhabalar,
Geçen hafta sonu liselere geçiş (LGS) ve dün de
üniversiteye giriş sınavı (YKS) yapıldı. Sınava girecek öğrenciler kadar
aileler de bu sınavlara hazırlandı, herkes evlatlarının başarılı olması için
elinden geleni yaptı. Yapılacaklar, planlar, programlar hep bu tarihlere göre
ayarlandı. Sınav sonrasında kimileri mutlu oldu, kimileri üzüldü ve artık sınav
değil, alınacak puanlar ile kayıt yapılabilecek okullar ve bölümler konuşulmaya
başlandı.
Her sınavla birlikte sadece okul değil, yaşamın geri
kalan kısmı için de tercihler yapılmış oldu aslında. Özellikle üniversite
sınavı önemli bir dönüm noktası çünkü. Harcanan zaman ve verilen emeklerin bir
kaç saatlik sınavlar ile değerlendirilmesini çok doğru bulmasam da, standart ve
objektif başka bir ölçüm sistemi şimdilik olmadığından girilen bu sınavlarla
bir bakıma yaşam tercihi de yapılmış oldu.
Sınavlar tabi ki önemli çünkü sonucunda tercihler var ve
bu tercihler biraz önce de söylediğim gibi, yaşamın geri kalan kısmı için de
neyin tercih edileceğini belirleyecek. Önümüze çıkan yollar arasında özellikle
meslek seçimi bir nevi “dönüm noktası”. Dönüm noktası çünkü mesleğimiz
hayatımız boyunca bizlere eşlik edecek, vaktimizin çoğu işimizle meşgul olurken
geçecek, bulunacağımız ve yaşayacağımız yerlerden karşılaşacağımız insanlara
kadar etkili olacak.
Peki akademik başarı hayatta mutlu, huzurlu olmaya
yetecek mi? Başarı hırsı sizi olabileceğiniz en üst noktaya taşımış olsa bile
bu, hayatta ve hayatı yaşamakta başarılı olduğunuz anlamına gelecek mi? Tabi ki
hayır.
Başarılı ve hırslı çocuklar yetiştirmeye çalışırken,
mutlu ve huzurlu çocuklar olmalarının buradan geçmediğini de unutmamak gerek.
Elbette ki bir meslek sahibi olmamaları yaşamda daha çok yorulmalarına,
ekonomik sıkıntı çekmelerine, hayat standartlarının istediğiniz ya da
istedikleri gibi olmamasına ve dolaylı olarak da mutsuz olmalarına sebep
olabilir ama en ideal şartlara sahip olmaları da her şeyin güllük gülistanlık
olması anlamına gelmeyecek.
Sürekli arkadaşından daha iyi puan alması, ondan daha iyi
bir yere yerleşmesi, okul hayatı boyunca ondan daha başarılı olması beklenen
çocuk, yaşamı boyunca kendisini birileri ile kıyaslama ihtiyacı duyacak,
mutlaka bir yerlerde de eksikliklerini görecek ve bu başarı hırsı bir süre
sonra onu mutsuz kılacak. Bu nedenle başarıya odaklanırken her şeyde olduğu
gibi hırsta da ölçülü ve dengeli olunmalı, ilk hedef kendi ile yarışarak
başarısını ileriye taşımak olmalı. Arkadaşlarının başarıları ile mutlu olmayı
öğrenmek, hayat boyu huzurlu olmak için atılan ilk adımlardan.
Meslek sahibi olmak için sadece okumak da şart değil tabi
ki, usta-çırak ilişkisi ile öğrenilmiş pek çok meslek grubu da mevcut. Her biri
gerekli, her biri kıymetli.
Bu sınavlara giren ve çaba sarfeden tüm gençler
emeklerinin karşılığını alır ve kararları onları güzel bir geleceğe taşır
umarım. Sınavlarda başarılı olmak tabi ki çok güzel ve önemli ama ben,
öncelikle her birine hayatta başarılar diliyorum. Çünkü asıl sınav hayatın
kendisi ve bu sınav içerisindeki her dönemde pek çok küçüklü büyüklü sınavlar
olacak, başarılar ve başarısızlar çok şey öğretecek.
Güzel bir gelecek ümidiyle..
Sağlıcakla kalın..