Merhabalar,

Ülkemizde yaklaşık 4.5 aydır devam eden salgın sürecinde hepimizde biraz yorgunluk, biraz bıkkınlık ve biraz da rehavet oluştu. Ülke genelini gösteren vaka sayılarındaki azalma ile birlikte, sanki salgın bitmiş gibi davranmaya başladık. Oysa önemli olan vaka sayıları açısından ülke geneli değil, yaşadığımız şehir ya da bölge.

Normalleşme sürecine geçiş, sanki her şeyin eski normallerimize dönmüş olduğu gibi yanlış bir algı oluşturdu ne yazık ki. Halbuki normalleşme, virüs varlığı ile yaşamaya adapte olmaktan başka bir şey değil aslında.

Tüm uyarılarımıza rağmen hâlâ maskesiz dolaşan, sosyal mesafeye dikkat etmeyen ve el hijyenini önemsemeyenleri görüyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum ki, bu süreçte “Bana bir şey olmaz” edasıyla maskesiz dolaşmaya kimsenin hakkı yok çünkü maskeyi “cahil cesareti” ile size bir şey olmayacağını düşünerek değil, karşınınızdakini korumak adına takmak zorundasınız. Bu hepimiz için geçerli. Maske kullanmayan, maskeyi burnunu açık bırakarak kullanan, maske kullanıp konuşma sırasında maskesini çenesine indiren, elleriyle sürekli maske dış yüzüne dokunup sonra ortak kullandığınız alanlara temas eden, konuşurken ya da markette, durakta, sokakta ve ya iletişim halindeyken sosyal mesafeyi önemsemeyen, ellerini ağzına, burnuna temas ettirip yıkamayan, herkesin dokunabildiği alanlara temas ettikten sonra ellerini yıkamadan size ait bir şeye dokunacak olan her kim varsa, kendinizi korumak adına lütfen nezaketle uyarın. Çünkü sorumsuz bir davranış, bu vakte kadar ki tüm emeklerinizi heba edebilir ve bunu yapmaya da kimsenin hakkı yok. Sizler de, size saygı göstermeyen ya da görgüsü ve bilgi düzeyi ne yapması gerektiğine yetmeyen veya tamamen cehaletten gerektiği gibi davranmayanları uyarmak, belki de bu süreçteki eğitimlerine bir parça katkıda bulunmak yükümlülüğüne sahipsiniz.

Maske kullanma amacımız öncelikle bizde virüs varsa karşımızdaki kişiye bulaşmasını engellemek, sonrasında kendimizi korumak. İlk amaç bizden virüs geçişini engellemek ise ve bunun da şu anki durum itibariyle olmadığını söylemek şikayetimiz olmasa bile mümkün değilse, yapmamız gereken tek şey uygun şekilde maske kullanmak ve sosyal mesafeye dikkat etmek. Şimdi artık bir sorumluluğumuz daha var, o da bunlara dikkat etmeyenleri uyarmak.

Neden bu konuda hassas davranmamız gerektiğinin altını çiziyorum? Çünkü son dönemde gördüğümüz hastaların pek çoğu, salgın sürecinde hep dikkatli olduklarını, maske kullandıklarını, evde kalmaya özen gösterdiklerini ancak son dönemde biraz rahat davranmaya başladıklarını ifade ediyorlar. Sıklıkla hasta öykülerinde, çalıştıkları iş yerinde pozitif olduğunu yeni öğrendikleri bir arkadaşlarının bir gün önce maskesiz koridorlarda dolaştığını, birlikte sohbet ettiklerini ya da yemek yediklerini, çay içtiklerini, kendisinin maskeli olmasına rağmen pozitif olan kişinin maskesiz dolaştığını ya da bir düğünde karşılaştıkları sonradan hasta olduğunu öğrendikleri kişi ile sosyal mesafeyi korumayıp yakın temas ettiklerini veya cenazede kalabalık bir ortamda bir arada bulundukları kişinin Covid19 tanısı aldığını öğrendiklerini görüyoruz.

Bir diğer dikkat edilmesi ve hassas davranılması gereken nokta ise sigara içimi. Açık havada dahi olsa dumanın üflenmesi, virüsün de havaya saçılmasına neden olacağı için bir arada sigara içilen alanlar da risk taşımakta.

Yaşadığınız yerdeki lokal vaka sayılarında artış var ise bu, sizin ya da sevdiklerinizin hasta olma ve bu hastalıktan kaybedilme olasılığının artması demek. Hiç bir şikayete neden olmama ile ölüm arasında hangi tabloyu oluşturacağını, kimde nasıl seyredeceğini bilmediğimiz bir hastalıkla mücadele ettiğimizi bir kez daha hatırlatarak çok daha dikkatli olalım diyorum.

Sağlıcakla kalın.